Aydın Engin

Bugün pazar!.. Eee, n’olmuş?..

13 Aralık 2015 Pazar

İçinizde pazarı iple çeken çoktur. Hele haftada beş değil, altı gün çalıştırılanlardansanız...
Haftanın tek tatil günü. Sabah erken kalkmak yok. Bir yerlere yetişmek zorunlu değil. İşe uygun giyinmek gereği yok.
İple çekilmez mi hiç?
Peki, birileri (genellikle yargıç denen devlet adamları oluyor bu birileri) sizi hapse tıkmışsa pazarı iple çekmenin bir anlamı olabilir mi? Günün pazar ya da perşembe ya da salı olmasının sizin için ne gibi bir önemi olabilir?
Hele hükümlü değil tutuklu iseniz.
Öyle ya hükümlü iseniz mapus damında yatacağınız güne bağlı bir yaşam planı yapar, kendinize bir düzen kurarsınız. Haftanın önemli günü de görüş gününüz olur, öteki günleri ona göre sıralarsınız.
Ama ya tutuklu iseniz...
Adı üstünde. Kaçmasın, delil karartmasın filan gibi gerekçelerle hapse atılmışsınızdır. Ceza alma olasılığı kadar beraat etme olasılığı da vardır. Hapishane geçici, eğreti evinizdir. Duruşma gününden bile önce, bir akşamüstü, ansızın, gardiyan adınızı çağırıverir, mesela “İlhan Çomak tahliyeeee” deyiverir.
Eğreti yaşam biter. Başkaları gibi olağan bir yaşama dönersiniz.
Pazar günleri sizin için de anlam kazanır.
Haftanın tek tatil günü olur.

***

Hapishane... Tutukluluk... Görüş günü” gibi sözcükler kullandığıma bakıp Can Dündar ve Erdem Gül arkadaşlarım üstüne bir Tırmık yazacağımı düşündünüz.
Yanıldınız.
Yukarıda İlhan Çomak adını kullanırken, “Mesela” dediğime bakıp rasgele uyduruverdiğim bir ad sanmayın.
Onu tanımıyorum. Neyle suçlanarak hapse atıldığını bilmiyorum. İstesem elbette öğrenirim. Ama bu yazı bağlamında bu bilgilerin anlamı yok.
Bildiğim: İlhan Çomak tam yirmi bir yıldır tutuklu...
İnanmadınız. Belki de “Olmaz öyle şey” dediniz.
Yanıldınız.
Çünkü “Olur öyle şeyler”.
İlhan Çomak’ın kendi kaleminden, mapus damında yazdığı “Çiçek Kurusu, Açık Deniz, Günaydın Yeryüzü, Kedilerin Yazdığı İlahi” adlı şiir kitaplarına yansıyan hünerli dilinden aktarıyorum:
“21 yaşındayken başladı yargılamam. Şimdi 42 yaşındayım. 1994’ün Ağustos ayından bu yana, 21 yıl 4 aydır cezaevindeyim. Ve 21 yıl 4 aydır yargılanıyorum. 1994-2001 arası yargılandım. Ceza verildi. Sonra dosyam bozuldu. 2007- 2013 arası yargılandım. Ceza verildi. Dosyam bozuldu. AİHM’nin verdiği karar gereği. 19 Aralık 2013’ten bu yana yeniden yargılanıyorum, 22 Aralık 2015’te İstanbul Çağlayan’da, 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmam var. 21 yıl 4 aylık bu zaman içinde yine yargılanıyorum. Yine, yeniden ama hep tutuklu, hep cezaevindeyken...”
Bu “tutukluluğa devam” kararlarını birtakım yargıçlar verdi. İlhan Çomak’ın deyimi ile kimileri artık emekli olmuş yargıçlar. Bana sorarsanız kendilerini sadece ve sadece “devlet memuru” olarak tanımlayacakları bir ayıp zihniyetin tutsağı olmuş yargıçlardı onlar. İlhan Çomak’ın aynasında kendilerine baktıklarında kafalarını pişkince öte yana çeviren, geceleri rüyalarına 21 yıldır tutuklu yargıladıkları bir adam girmeyen yargıçlardı...
Bakalım 22 Aralık’ta nasıl olacak?

***

Savcı için not: Görülmekte olan bir davayı etkilemeye çalıştığımı düşünebilirsiniz. Haklısınız. 21 yıldır bir yurttaşımı tutuklu olarak yargılayan bir süreci etkilemek istiyorum. Bu yazıyı o yüzden yazdım. Haberiniz ola...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları