Sonunda beklenen oldu. Yetmez ama evet korosundan bazı isimler, HDP danışma kuruluna girdiler.
Bu koro; uzun yıllar AKP iktidarına destek veren, emperyalizm destekli terör, ihanet, cinayet ve casusluk örgütü FETÖ’yü sivil toplum kuruluşu sanan isimlerden oluşuyor. Aralarında CHP’de vekillik yapmış olan da var, Turgut Özal’ın, Erdal İnönü’nün yakınında bulunmuş olan da var, FETÖ’nün Abant toplantılarına katılmış olan da var. Yetmez ama evetçilerin diğer ortak özellikleri; özünde çöküş ve çözülüş projesi olan açılım sürecini desteklemeleri, sözde soykırım iddialarını kabul etmeleri, Atatürk ve Cumhuriyetle sorunlu olmaları...
Numaracı cumhuriyetçi, ikinci cumhuriyetçi, FETÖ’nün solcusu olarak da bilinen bu koro, ulus devletle, yurttaş kimliğiyle kavgalıdır. Etnikçiliği solculuk, mezhepçiliği devrimcilik, hemşericiliği sosyalizm zanneder. Üretim, mülkiyet, bölüşüm ilişkileri üzerinden şekillenen ideolojik tercihlere, sınıf bilincine, Aydınlanmaya, tam bağımsızlığa karşıdır. Emperyalizmin daima emrindedir. ABD’den demokrasi ve özgürlük, Avrupa Birliği’nden insan hakları bekler.
Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur Mumcu, bunlara “köksüzler” derdi. Aydınlanma bilgesi İlhan Selçuk, “günahlarımız” olarak nitelerdi. Ustamız Özdemir İnce “ana rahmine haklı düşenler” olarak tanımlıyor. Zülâl Kalkandelen, Mehmet Emin Kunt, Hikmet Çiçek, Ümit Zileli bunlara ilişkin mükemmel kitaplara imza attılar. Yüzsüzlüklerini tarihe not düştüler. Hangi CIA ajanlarının rahle-i tedrisinden geçtiklerini, hangi Alman vakıflarınca fonlandıklarını sıraladılar. Geçmişte SHP - CHP’de belediye başkanlığı yapıp, sonra Demokrat Parti’ye geçen Celal Doğan’la, AKP kurucularından Dengir Mir Mehmet Fırat’ın, HDP’de milletvekilliği yaptıkları bilindiğinden, HDP danışma kuruluna giren yetmez ama evet takımından da aynısı beklenebilir. Çünkü hem HDP imkânları geniş bir partidir hem de yetmez ama evet takımı mevki, makam, ekran, kürsü, köşe, unvan meraklısıdır.
EMPERYALİZMİN SEVDİĞİ ENTELLER
Bu koronun başka özellikleri de vardır: Çağdaşlaşmanın, etnik köken sorgulaması yapmak olduğunu düşünürler. Mezhep müfettişliği yaparlar. Ulus kimliği, ortak kimliği, üst kimliği sevmez, alt kimlikleri siyasallaştırmayı, kimlik siyasetini kaşımayı, demokrasi olarak görürler. Emperyalizmin bölgemizdeki ülkeleri, alt kimlikler üzerinden parçalaması, insanları etnik, mezhepsel aidiyetler üzerinden birbirine kırdırması, demokratikleşme projesidir bu koroya göre. O nedenle de ABD; Afganistan, Irak, Suriye ve Libya’ya demokrasi ve insan hakları götürmüştür, NATO da bir barış örgütü, hatta sivil toplum kuruluşudur.
Bu koronun, kapitalizme, sömürüye itirazı yoktur. Bunu doğal görür. Terörle mücadeleye burun kıvırır. Türkiye’nin en haklı ve en meşru olduğu konularda, terörle mücadelede, Kıbrıs’ta, Ege’de, hep karşıt tezleri dillendirir. Ülkemize ve dünyaya, Ankara’dan değil, Brüksel’den, Washington’dan, Londra’dan, Paris’ten, Berlin’den bakar.
Kısacası bunlar, Türkiye’nin milli aydını değil, emperyalizmin kullanışlı entelleridir.
