Öcalan ile altı saat ne konuşuldu
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Öcalan ile altı saat ne konuşuldu

18.11.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gözüm bir süredir masamdaki o kitapta. Tam zamanı, deyip açıyorum sayfalarını... Öcalan’ın “Sizi Allah gönderdi buraya” diye karşıladığı o görüşmenin detaylarını merak ediyorum. Ve yanıtsız kalan çok soru olsa da satır aralarında ilginç detaylar okuyorum. 

Matematik basit: HDP seçmeninin desteğini almayan adayın cumhurbaşkanı olması zor görünüyor. Bundandır ki Kürt siyasetinin yol haritasını kimin nasıl belirleyeceği merak ediliyor. 

Hani Erdoğan, “Edirne’deki İmralı’ya hesap verecek” dedi ya... İddia edilen o “hesabın” içeriğine dair bakabileceğimiz en yakın örnek 2019 seçimlerinde yaşandı. 

Ali Kemal Özcan adlı akademisyen 16 ve 20 Haziran 2019’da toplam altı saat İmralı’da terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Sonra da Öcalan’ın “İstanbul seçimlerinde tarafsız kalın” temalı çağrısını okudu. Lakin HDP seçmeni ise Öcalan’ı değil, “Bağrınıza taş basın ve oy kullanın” diyen Selahattin Demirtaş’ı dinledi. 

İşte şimdi yine benzer bir süreç olabilir mi? İktidarın Demirtaş ve Öcalan planları ne? Kimler şu an o isimlerle ne görüşüyor? Çoğaltılabilir bu sorular cevap bulmaya yakınken bir kitabın sayfalarında 2019 Haziranı’na gidiyorum. 

Ali Kemal Özcan yaşadıklarının bir bölümünü “İmralı’ya Ne’ye Gittim?” adlı kitabında anlatmış (Arya Yayıncılık). Kitap geçen yıl yayımlanmış ama nedense pek dikkate alınmamış. 

İşte o kitabında Özcan, İmralı’dan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Başkanı Fidan ile görüşmesini şöyle yansıtıyor: 

“13 Haziran 2019 günü Cumhurbaşkanı’na ulaşabildiğimizde ‘Şükür Allah’a’ dedikten sonra, sayın müsteşarımızı da görünce, yazılı ulaşmadığını bildiğimiz aşağıdaki rivayeti sözlü anlatma müsaadesi alıp anlattık, söze öyle başladık.”

Ali Kemal Özcan kitabının tam orasında Erdoğan’a ve Fidan’a anlattığı fıkraya yer veriyor. Konumuzun dışında olduğu için buraya yansıtmıyorum. Lakin devletin en kritik isimlerine anlatılan o fıkra sonrası ise şöyle aktarılıyor: 

“Kısa gülüşmemizden sonra konuya girdik... Neler konuşulduğunu anlatacak değilim şüphesiz. Devlet sırrı olduğu için değil, kendilerinin rızasını almadığımız için.” 

Ve işte Saray’daki o görüşmeden üç gün sonra soluğu İmralı’da alıyor Ali Kemal Özcan. Masada Öcalan ve kendisinin yanında bir devlet yetkilisi de bulunuyor. Kitaptan aktarıyorum:

“Öcalan, bu diyaloğun ‘normal’ birilerinden olmayacağını hemencecik anlayıp normal ötesi bir dikkatle bizi izlemede iken; o arada yetkili, söze girip bir şeyler demeye/sormaya girişince, biz ‘Tamam, arkadaş konuşsun, zamanımız var, sonra söylerim’ deyip nezaket ortamını incitmemeye çalıştık. Ancak Öcalan insicamımın bozulacağı endişesiyle elinin içini yetkiliye doğru uzatarak (Dur! anlamında): ‘Hayır, Bir dakika!’ deyip bize döndü ve (baş parmağını kaldırarak) ‘Bir tanesini şimdi söyleyeceksiniz!’ deyip dinleme sessizliğine geçti. Uzatmadan, ‘peki’ deyip başladık...”

ÖCALAN’IN ERDOĞAN’A MESAJI 

Evet, Öcalan devlet yetkilisini susturup devletin görevlendirdiği Özcan’ın kendisine yaptığı eleştiriyi dinliyordu. O eleştiri de Selahattin Demirtaş’a dairdi:  

“Bu devlet adına karşınıza Recep Tayyip Erdoğan diye bir muhatap çıktı. 2013. Ve fakat sizin adınıza Ova’da siyaset yapan anlayışın sözcüsü, benzeri görülmemiş bir ‘tek cümlelik’ meclis grup toplantısıyla cevap verdi. Arayışınızdan yirmi yıl sonra çıkan bu muhataba şöyle meydan okudu: ‘... HDP var oldukça seni başkan yaptırmayacağız’ (üç kez tekrarla)...

Bu mesela, şöyle demek olmadı mı? Siz bizi buraya davet etmişsiniz, önümüze de bu tatlıyı servis etmişsiniz. Ben tatlıyı şapır şupur yiyorum, size de: ‘Sana o tatlıyı yedirmeyeceğim’ diye parmağımı gözünüze sokarcasına velvele ediyorum... Bunu nasıl tanımlarsınız? Bunu nasıl durdurmadınız?”

Peki, Demirtaş’ın tutukluluğunun en büyük nedeni olan o söze dair yapılan eleştiriyi Öcalan nasıl karşıladı? Ali Kemal Özcan’ın satırlarından aktarıyorum: 

“Abartı yapmadan tahmin etmeye çalışayım: Yaklaşık on beş-yirmi saniye başını sağa-sola, yukarı-aşağı yaparak sustu. Sonra konuştu...

Neler dediğini yazmayacağımızı, henüz rızasını alamadığımız için yazamayacağımızı demiştik. Yakın geçmiş röportajlarımızdaki dediğimizi tekrarlamakla yetineceğiz: ‘Kendisini kendisine itiraf etme gücü ve cesareti’ felsefi kavrayışının mucidi olduğunu, sakin ve sarihçe kelimelerinin ‘iç’ine dökercesine özeleştiren bir ‘sunum’ yaptığını söylemek, şimdilik yeterden fazla olur sanırız.”

Acaba, diyorum... 

Terör örgütü liderinin Demirtaş’ı eleştirdiği o anlarda, devletin yetkilisi bir yorum yaptı mı? Bir gün öğreniriz... 

Bitmedi. Ali Kemal Özcan’ın kitabındaki en çarpıcı yer ise Öcalan’ın Erdoğan’a dair söylediğini iddia ettiği sözler... Okuyorum... 

“İkinci gidişimizin ayrılışındaki Öcalan’ın son seslenişlerini şöylece özetleyebiliriz:

...Yeni döneme yeni bir ruh ve yeni bir akıl şarttır. Çünkü bu kez girişilen ‘metot’ ile Erdoğan’a (yani Türkiye’ye) ve Kandil’e şans vermezler... Ve bu girişilecek olanın metodunda ‘zor’ olmayacak zira ‘en zor’u 15 Temmuz ile denendi. Yeni dönemin harekât stratejisinde ‘sosyoloji’ merkeze oturtulacaktır. Yani bu hedefe ‘demokratik’ yoldan gidilecektir. Herkesin kendi gerçeğine ve kendini bilmeye-tanımaya yeniden bakma dışında, kimseye başka bir şans kalmamıştır...”

Ali Kemal Özcan Öcalan’ın ricasını da şöyle aktarıyordu: 

“Bunları Sayın Cumhurbaşkanına mutlaka iletmemizi de (bize dönerek) bizden feryat ile figan ile istirham etti... Bizler; bu satırları yazışımız itibarıyla bir-buçuk yılı geçti, anlatmaya ulaşamadık. Ve bu süre boyunca şahsımızın ne kadar feryat ve figan ile cebelleştiğini, ilgililer -ve Allah- bilir.”  

HDP seçmeninin Demirtaş’ı Öcalan’dan daha etkili gördüğüne dair anketler okuduğumuz bir süreçteyiz. Erdoğan’ın seçimi kazanmak için her masayı kurabileceğini bildiğimiz bir süreçteyiz. Ve muhalefetin dağınık yapısının seçmenin de kafasını karıştırdığı bir süreçteyiz. 

Evet, az kaldı. İşte o kalan azı belirleyen ise dünü bilenlerden çıkacak.

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025