Geçen hafta aldığım ölüm haberi
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Geçen hafta aldığım ölüm haberi

01.02.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dışarıdaki ılık hava baharın geldiğini haber veriyor. İçerisiyse soğuk. Bursa’da, morgda bekleyen cenaze Zeki Müren’in. İçeri uzun boylu bir adam giriyor. Yaşlanmak güzelliğinden pek bir şey kaybettirmemiş. Yanında oğlu var. Gözündeki yaşı saklayarak eğiliyor. Zeki Müren’in alnından öpüp son vedasını yapıyor.

Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.

Salgın günlerinde ne kadar çok dinledik, ne çok söyledik. Pek çok kişi eserin Zeki Müren’e ait olduğunu sanır. Oysa 1973 yılında, 41 yaşındayken trafik kazasında ölen Mustafa Seyran’a ait. Müren ile özdeşleşmesi, onun yaşıyormuş gibi söylemesiyle ilgili olabilir mi? 41 yaşında bir trafik kazasında kaybettiğimiz Seyran’ın, sanki hayata veda ediyormuş gibi öldüğü yıl yazdığı şarkı, Müren’in de yaşamının hasretini anlatıyor gibi.

‘SAPKIN’ DENİLEN MÜREN’İN TEK AŞKI

Geçen hafta (26 Ocak) kaybettiğimiz tarih yazarı Radi Dikici’nin ölüm haberini alınca telefonuma baktım. Dikici’yle 14 Ocak’ta konuşmuştuk. Ben aramıştım, Dikici’nin Müren biyografisindeki “Kürşat Bey”in öyküsünü sormuştum. O anlatmıştı. Müren’in hayatının aşkı üzerine bir program yapmak için sözleşmiş, kapatmıştık. “Önümüzdeki hafta kontrollerim var” demişti, ben öleceğini düşünemedim.

Kim miydi “Kürşat Bey”?

Tam 2 yıl önce (31 Ocak 2019) Zeki Müren’i Bursa’da sıkışmış hayatından çıkarıp, politik gücünü de kullanarak Türkiye’ye mal eden Demokrat Parti kurucusu ve yöneticisi Hayri Terzioğlu’nun hikâyesini bu köşede yazmıştım. Bugünkü İçişleri Bakanı’nın siyasi geleneğinin sembollerinden Terzioğlu, Bursa’da kırmızı takunyalarıyla sokağa çıktığında “sapkın” denilen Müren’i alarak İstanbul’a getirmiş, ona ev tutmuş, okula yazdırmış, öğretmenlerinin, şoförünün ve bakıcılarının parasını ödemiş, sosyeteye sokarak ünlü yapmıştı. Terzioğlu ile Müren arasındaki “sıra dışı” ilişkiyi günlüklere, tanıklara, anılara dayanarak Zeki Müren biyografisinde anlatan Radi Dikici’ydi. 27 Mayıs’ın ardından Terzioğlu düşerken, Müren kendi yolunda devam etmişti. Hayatı boyunca bilmediğimiz sayıda ilişki yaşamakla birlikte, 1962’de başlayan ilk ve tek aşkı dönemin ruhuna uygun şekilde bir genç subaydı.

RADİ DİKİCİ ‘KÜRŞAT BEY’İ ANLATTI

Gazeteci ağabeyimiz Mete Akyol, 1987 yılında Müren’e “hiç sırılsıklam âşık oldun mu” diye sormuştu. Müren ise “8 sene, 1962’den 70’e kadar, büyük bir sarhoşluk içinde bir aşk yaşadım, Allah bana bir daha öyle aşk nasip etmesin” diye yanıt veriyordu. “Çok uzaklara Kanada’ya gittiler, o yokluğun etkisinden kolay kolay kurtulamadım” diyor ve ne kadar acı çektiğini “hayatta öylesine bir aşka ikinci kez katlanabileceğimi düşünemiyorum, onun için âşık olmak için değil, olmamak için Tanrı’ya yalvarıyorum” sözleriyle anlatıyordu. Müren, “karşınızda on bin kişi var ve siz sadece o bir kişiyi düşünerek okuyorsunuz” diye ifade ediyordu “sevgilim, ne zaman kavuşacağız” diye defalarca söyleyerek gözyaşları içinde bitirdiği şarkıların öyküsünü.

Radi Dikici, 14 Ocak’ta konuştuğumuzda “Kürşat Bey”i sorunca anlatmaya başladı:

“Kürşat Bey öldü. Esas adı ‘Kürşat Bey’ değil tabii. Bir takma isim bulmak zorunda kaldım, mecburdum. ‘Kürşat Bey’, Zeki Müren’den ayrıldıktan sonra hostes bir hanımla evlendi. İki de çocuğu oldu. Adanalıydı. Ordunun iyi bir pilotuydu. Sonra hava yollarında pilotluk yaptı.

Aslında çapkın bir adamdı. Ama Zeki Müren ne yaptı ne etti, kendisine bağladı. Ama tabii sonra çok pişmanlık duydu. Ayrıldıktan sonra iki arkadaş gibi oldular, inanın izah edilebilir gibi değildi. Kürşat’ın kim olduğu önemli değil, konu ya da öykü önemli.

Kürşat Bey, daha sonra bir sorun olmasın, başkasının eline geçmesin diye, (Müren’in) kendisine yazdığı mektupları getirip Zeki Müren’e verdi.”

Dikici, konuşmamızda önemli bir ayrıntı daha veriyordu. Türk müziğinde yalnız icracı değil, birçok eserin de sahibi olan Müren, “Kürşat Bey”den koptuktan sonra beste yapmayı bırakmıştı. Aşkın bitişi onu üretmekten alıkoymuştu.

KASADAN ÇIKAN MEKTUPLAR

Telefonu kapattıktan sonra anılara baktım. Zeki Müren’in evinde 25 yıl geçiren, onun eli kolu olan Bedriye Gençoğlu, “Kürşat Bey” ile Müren’in aşkının bitişinin başlangıcını şöyle anlatıyordu:

1970 yılına gelince, kaçınılmaz bir şey oldu, ilişkileri duyuldu. Kürşat Bey’in arkadaşları kendisini ikaz etmişler. ‘Onlar seni atmadan önce istifa et’ demişler. O da istifa etti.

Kürşat Bey” ailesinin de desteğiyle yaşamını değiştirdi. Türkiye’yi terk etti, Kanada’ya yerleşti, sivil pilotluk yaptı. Türkiye’ye geldiğinde zaman zaman Zeki Müren’i ziyaret ediyordu. Ancak artık iki ayrı hayatları vardı. Yine de tanıklar, Müren’in onu her gördüğünde ağladığını anlatıyor. Hatta TRT’de yayımlanan belgeselde sorulunca önce konuşmaya başlamış, ardından gözleri dolunca “bu konuyu kapatalım” demişti. “Benim içimde yanan ateş var” diyen Müren’in aklına düşen bir kıvılcım bile yangını hatırlatmaya yetiyordu.

İkimizin de saçları ak öyle durup bakışacağız” anını ancak yukarıda anlattığım gibi Bursa’da morgda yaşadılar. Dönemin bir başka tanığı Ümran Bir, Zeki Müren’in ölümünün ardından olayı şöyle anlatıyor:

“Zeki Müren öldüğünde kasasında hiçbir şey çıkmamış, sadece Kürşat Bey’e yazdığı aşk mektupları. Kürşat Bey, ne olur ne olmaz diye, Zeki Bey yaşarken ona yazdığı tüm mektupları iade etmişti.

‘AŞKIN KENDİSİ HASTALIK’

Dün, Müren’in 25 yıl önceki cenazesinin görüntülerini izledim. Türk bayrağına sarılı tabutunun başında bir imam mahşeri kalabalığa konuşuyordu:

İnsan ne zaman ölür? Denir ki unutulduğu gün ölür. Nice insan var ki yaşarken ölü, nice ölenler vardır ki öldükten sonra diri. Zeki Müren adının, nice eserlere konu olacağı düşüncesiyle, onun öldükten sonra da yaşayanlardan olacağına inancım tamdır.

O eserlerden birinin sahibi Radi Dikici de geçen hafta bu dünyaya veda etti. Onunla “Kürşat Bey”i de Zeki Müren’i de daha çok konuşacaktık. Olmadı. O da ardında başta Bizans tarihini inceleyenler olmak üzere unutulmaz eserler bıraktı. Yazayım ve “unutturmayayım” diye bir notla bana gönderdiği Müzeyyen Senar biyografisi hâlâ kütüphanemden bana bakıyor.

Sen beni unutmuş, içim kupkuru, benim gönlümde hâlâ o arzu...

Bizim bir salgınla, hastalıkla hatırladığımız şarkıyı, Müren “aşkın kendisi hastalık” dediği ruh haliyle söylüyordu. Jerome de “aşk, hepimizin geçirmek zorunda olduğumuz kızamık hastalığı gibi” dememiş miydi zaten? En çok akılda iz bırakan bir hastalık...

Yazarın Son Yazıları

İddianame aşamasında bir anda dosyadan çıkan fezleke!

İnsan ne anlatırsa anlatsın ancak eylemiyle anlaşılır.

Devamını Oku
18.12.2025
Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025