Dil ucu, iki üst diş etinin iç kısmına dayanarak hava akışını kapatıyor. Ses ağızdan “nun” diye çıkıyor. Harfin de sesin de tarihi var. Fenike, Arabi, İbrani... Dillerin ortak havuzunda, “balık” kelimesini “nun” karşılıyor.
Geçen pazartesi, NUN Vakfı’nın Beykoz’da, İBB iştiraki Kiptaş’tan kiraladığı arazide olanları anlatmıştım. Kurucularının Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak, ağabeyi Serhat Albayrak ve Sabah-ATV’nin sahibi Ömer Faruk Kalyoncu olduğu kurum, son dönemin “aile arasında” vakıflarından biriydi. Vakfın yönetim kurulunda ise Esra Albayrak (Cumhurbaşkanı’nın kızı, Berat Albayrak’ın eşi), Tamer Yılmaz (Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü), Fatih Nida Üye ve Gökçe Kalyoncu (Mehmet Kalyoncu’nun eşi) vardı.
2014 yılında kurulan vakıf, siyasetin de katkısıyla hızla büyümüştü. Bakanlık oluruyla imar kolaylığı sağlanan, Bakanlar Kurulu kararıyla vergiden muaf tutulan vakfın, Beykoz’da üç yıl önce yaptığı kiralama, yeni İBB yönetimi tarafından mercek altına alınmıştı.
İBB müfettişlerinin hazırladığı rapor, 8 pafta, 360 parselde kayıtlı, “özel orman alanı” statüsündeki arazinin, İBB iştiraki olan Kiptaş tarafından, tam da yerel seçim arifesinde, 1 Aralık 2018 tarihinde, kiralanmasındaki sıra dışılıkları ele alıyordu. 15 Ekim tarihli raporda anlatılanlara göre, toplamı 554 bin 843 metrekare olan parselin 267 bin 858 metrekarelik kısmı, üç parça halinde, en az 49 yıllık sözleşmelerle, toplamda aylık 19 bin 120 lira+KDV gibi çok düşük bir bedelle kiralanmıştı.
İBB, bu olayın ardından Beykoz ve Bakırköy cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunmuştu. Söz konusu kiralamada imzası olanların yargılanmasını isterken sözleşmenin de iptalini istiyordu. Öte yandan kamunun uğradığı 6 milyon 526 bin 269 liralık zararın (KDV hariç), aralarında bugünün Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da olduğu dönemin bürokratlarından tahsil edilmesini istiyordu.
Kısacası, müfettişlere göre, halkın arazisi hukuksuz şekilde, kamuyu zarara uğratılarak vakfa devredilmişti.
İMARA AYKIRI İNŞAATLAR
Geçen yazıda anlattığım bu olayın ardından yeni bilgiler edindim.
Müfettişlerin bunlarla yetinmediğini, hem kiralanan 360 No’lu parselde hem de vakfın NUN Okulları’nın halihazırda var olduğu 355 ve 356 No’lu parsellerde, inceleme için İmar Müdürlüğü’nü görevlendirdiğini söylemiştim. Yazımın ardından, belediye kaynaklarından, İmar Müdürlüğü’nün ilk incelemesini tamamladığını ve raporunu sunduğunu öğrendim.
Tespite göre, söz konusu arazide, Ömer Faruk Kalyoncu’nun RSY İnşaat’ı tarafından yapılmış bir dizi yapı bulunuyor. İBB yetkilileri, yapıları incelemiş. Rapor, 355 No’lu parselde toplam 14 yapı, 356 No’lu parselde 8 yapı göründüğünü söylüyor. Yapılan incelemede, kiralanan 360 No’lu parselde de etkinlik ve faaliyetlerde kullanılan bir dizi bina tespit edilmiş.
Peki, sonuç ne?
Müdürlüğün raporunun özeti şu:
- 355-356 No’lu parseldeki binalardan bir kısmı, imar planında belirlenen yapı yaklaşma sınırını aştı. Bu parsellerde taban alanında 432 metrekare, toplamda ise 1506 m2 fazla inşaat yapıldığı tespit edildi.
- Bu tespit Beykoz Belediyesi’ne yazı ile bildirildi. Ruhsat ve iskân belgelerinin iptal edilerek işlem yapılması istendi.
- Beykoz Belediyesi’nin işlem yapmaması halinde İBB’nin devreye gireceği ifade edildi.
- NUN Vakfı’nın, İBB’nin Kiptaş iştirakinden kiraladığı 360 No’lu parselde ise NUN Okulları tarafından spor alanı, ahşap sera, güvenlik kulübesi, uzay gözlem evi gibi işlerde kullanılan toplam 3 bin 277 metrekare ruhsatsız yapı tespit edildi.
- İBB, Beykoz Belediyesi’nden bu yapıların da kaldırmasını istedi.
İBB’nin resmi raporla tespiti, yapılmasını istediklerinin özeti bu...
ZABITA İLE POLİS KARŞI KARŞIYA GELEBİLİR
Karşımızda “aile arasında” bir vakıf örneği daha var. 49, 50, 51 yıllık sözleşmelerle kamu arazilerini uygun bir bedelle kiralıyor. Orman alanlarına, belediyenin tespitine göre, imara aykırı yapılar inşa ediyor. Buradaki okullarda, yıllık 50 binden 120 bine değişen fiyatları ödeyebilen şanslı öğrencilere eğitim veriyor. Sonuçta el değiştiren belediyenin müfettişleri bu durumu tespit ediyor.
Peki, bundan sonra ne olacak?
Bir zamanlar belediye başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, Beyoğlu’ndaki Gökkafes’i yıkmak istediğinde olanlar belki de tekrar edecek.
İBB, Beykoz Belediyesi’ne “gereğini yap” dedi ama kimse AKP’li belediyenin “gereğini yapacağını” düşünmüyor. Bu durumda, İBB’nin devreye girerek, yaptığı incelemenin sonucunda ortaya çıkan kanunsuzluğu düzeltmesi gerekecek. İmamoğlu’nun yönettiği belediyenin dozerleri, Cumhurbaşkanı’nın damadının okulunun kapısına dayanacak. Zabıta ile polis yine karşı karşıya gelecek. Halkın polisi, halkın olan araziyi halktan koparan iradeyi savunmaya zorlanacak. Neresinden bakarsanız “Devlet nereye” diye sorduran bir olay.
Bir oltanın ucunda ya da bir deniz çukurunda. Kuyruğu kıvrılmış balığa bakıp “nun” diyoruz. Balığın dili olsa sana denizi gösterecek: Denizi ben yemedim, denizi ben içmedim...
