Ne kadar ‘Lozan’sız yaşarlarsa o kadar iyi!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Ne kadar ‘Lozan’sız yaşarlarsa o kadar iyi!

26.07.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevginin duvarı olur mu? Uçağa binip de aşılır mı? Yalnızlık bir başkasıyla karıştırılır mı? Bir gece uyuyakaldığı bankta “öldü mü kaldı mı” diye uyandırılan arkadaşım, “şimdi anladım” diye okumuştu Can Yücel dizelerini: 

“Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri

Çöpçülerin elleriyle okşardım seni.”

Dün yandaş gazetelerde en merak ettiğim haber oydu. Aslında çok sıradan. Bir ülkenin cumhurbaşkanının ülkesinin kuruluşuna eşlik eden anlaşmayı kutlamasından daha doğal ne olabilir? Tabii ki Erdoğan’ın Lozan Antlaşması’nın yıldönümünde verdiği mesajdan söz ediyorum. Yine de konu Türkiye olunca en olağan bile olağanüstü olabiliyor. 

Hükümet medyasının kafası karışıktı. Ayasofya’nın yeniden cami olmasına dair mesajla aynı güne denk gelince mesele daha da karmaşıklaştı. Kimi manşetten Lozan’ı verdi. Kimi haber olarak bile görmemeyi seçti. Öte yandan Ayasofya havasını Lozan’dan daha çok sevenler, kendisini ana sayfasından belli etmişti.

‘KEŞKE YUNAN KAZANSAYDI’ DİYENLER

Tarih, yaşanmış olayları bilgiye dönüştürür. En zoru, yaşanmışın bitmemişliğinden kaynaklanır. Haliyle yıllar sonra bakan göz, geçmişin öznesi olur. Erdoğan’ın Lozan kararsızlığının özü aslında bu.

Erdoğan’ın “akıl hocası” Kadir Mısıroğlu’nun Lozan nefreti malum.Mustafa Kemal’le zerre muhabbeti olan cenazeme gelmesin” vasiyeti olan Mısıroğlu’nun cenazesini AKP yönetimi kaldırmıştı. Mısıroğlu, hayatı boyunca Lozan’a karşı konuşmakla kalmadı. “Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi, ne hilafet yıkılırdı ne şeriat yıkılırdı” sözleriyle aklımıza kazınan Mısıroğlu, “Lozan Zafer mi Hezimet mi?” adlı iki ciltlik bir kitap da yazdı. Kitabını Atatürk ve Lozan karşıtı Trabzon vekili Ali Şükrü Bey’e ithaf eden Mısıroğlu’nun kitabının sunuşu şöyle: 

“Lozan; muazzam bir imparatorluk mirasının han-ı yağmasıdır... Türkün şahsında İslamdan intikam alınarak, bütün bir İslam dünyasının başsız bırakılmasıdır!”

Erdoğan ve taraftarları yıllarca kitabı başucuna koydu, propagandasını yaptı. Kendi televizyonlarında ve gazetelerinde anlattı.

Erdoğan’ın konuşması da sık sık ondan esintiler taşıyordu...

Adalar Lozan’da verilmemişti, tarih bilgisi eksikti. Ama Erdoğan 29 Eylül 2016’da, muhtarlara yaptığı konuşmada, Lozan hakkındaki düşüncesini açıkça söyledi:

“Tarihte bize ne yaptılar. 1920’de bize Sevr’i gösterdiler. 1923’te bizi Lozan’a razı ettiler. Birileri de bize Lozan’ı zafer diye yurtturmaya çalıştı. Her şey ortada. Şöyle bağırsan duyulacak adaları biz Lozan’da verdik. Zafer bu mu? Oralar bizimdi.”

YUNANİSTAN’I DA İKNAYA ÇALIŞTI

22 Kasım 2016’da Polis Akademisi’nde yaptığı konuşmada üslubu biraz daha yumuşak ama eleştireldi:

“Lozan’daki tüm kazanımları elbette ki takdirle karşılıyoruz ama bu durum, misakımilli hedeflerimiz arasında olup da İstiklal Harbi’ni kazanarak yaklaştığımıza inandığımız ama Lozan ile feragat etmek zorunda kaldığımız bazı haklarımızı dile getirmemize mani değildir.”

Hep “neden verdik” diyerek Lozan’a karşı çıktığını sanmayın. Erdoğan, bir zaman Yunanistan’ı da Lozan’ı değiştirme konusunda ikna etmeye çalıştı. Hatta “sizin için de iyi olur” dilini kullandı. 7 Aralık 2017’de Yunan televizyonu Skai’ye konuşan Erdoğan, zeytin dalı mı elmaşekeri mi bilinmez, Yunan halkına şöyle seslendi:

“Lozan’ın da bir güncellenmeye ihtiyacı var. Güncelleme derken, A’dan Z’ye bir değerlendirmeye tabi tutulabilir. Yunanistan’ın da rahatsız olduğu bazı madde başlıkları olabilir. Bunlar oturulup konuşulur.”

ÜÇ BUÇUK YILDIR DOSYA YOK

27 Ocak 2018’de partisinin Kocaeli’ndeki toplantısında şunu söyledi:

“Şimdi Kılıçdaroğlu’na sorarsan Lozan’da kazandığımızı söyler. Ondan sonra da adaların faturasını AK Parti’ye kesmeye kalkar. Adaları siz verdiniz, siz. Sizin partinizin başında olanlar verdi. Şimdi tarihi dosyaları hazırlatıyorum ve o tarihi dosyaları, Lozan da dahil olmak üzere bunların önüne de milletime de bunları o belgelerle anlatacağız.”

Aradan üç buçuk yıl geçti. Ne dosya ne belge ortaya çıktı!

Arşiv karıştırıldığında Erdoğan’ın Lozan zikzakları sürüp gidiyor. Başbakan iken kimi zaman Lozan’ı unutan kimi zaman anarken İsmet İnönü’yü es geçen Erdoğan, cumhurbaşkanı olduktan sonra da karmaşa yaşandı. Erdoğan hem kuruluşuna Lozan’ın eşlik ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin başıydı hem de mensupları ve yöneticileri sık sık Lozan’a söven partinin başkanı. Bir şapkayı takıp Lozan’ı seven Erdoğan, öbür şapkasıyla Lozan’ı dövdü.

LOZAN’A GOL GİBİ AÇILIŞ

Geçen yıl iş daha da tuhaflaştı. Danıştay’ın kararıyla Ayasofya yeniden cami olurken, açılış namazı Lozan’ın yıldönümüyle aynı tarihe denk getirildi. Cumhur İttifakı hep birlikte Ayasofya’ya giderken, devletin zirvesi Lozan’ı kutlamayı unuttu. Ne Erdoğan ne de devletin kurumları Lozan’ın adını geçen yıl andı. 

Üstelik...

AKP yandaşları, Ayasofya’nın açılışını Lozan’a karşı bir gol gibi kutladı. Örnek olsun, Yalova Üniversitesi’nin bir zamanlar adı FETÖ ile anılan ünlü hocası hissiyatlarını şöyle paylaştı:

“Sözde ülkenin fiziki bağımsızlığını düzenleyen; gizli maddeleriyle Müslüman Türk milletinin koca bir tarihi, dini ve kültürel müktesabatının ölüm fermanı olan Lozan Antlaşması’nın ilk gediğini açtık. Ayasofya’da kılınacak tarihi cuma namazının sembolik ve tarihi değeri büyüktür.”

YUNANİSTAN LOZAN’I HATIRLATTI

Derken Yunanistan “siz istediniz” diye düşünmüş olacak ki  geçen yıl ağustos ayında, Türk okullarının faaliyetini durdurma politikasına sekiz okulu daha ekledi. Türk Dışişleri unuttuğu Lozan’ı bu vesileyle hatırladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Yunanistan’ı, Lozan Barış Antlaşması hükümleriyle bağdaşmayan, azınlık mensubu çocukların eğitim haklarını çeşitli bahanelerle ihlal etme politikasına son vermeye ve bahse konu okulları yeniden açmaya davet ediyoruz” açıklaması yaptı.

Yetmedi, Yunanistan Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini Türkiye aleyhine artırınca, bu kez Devlet Bahçeli Lozan’ı hatırlattı: “Yunanistan, Lozan Antlaşması’nı çiğnemektedir. Yürürlükteki uluslararası antlaşmalar, bilhassa Doğu Ege Adaları’nın silahlandırılmasını yasaklamakta, yasal yükümlülükler getirmektedir.”

Böylece Lozan’ın bizi hem içeride hem dışarıda koruduğunu anımsadık.

Geçen yıl, sorarsanız “Ayasofya, Lozan’a karşı”ydı. “Lozan’a gedik” Ayasofya’da kutlanmıştı. Haliyle devlet erkânı Erdoğan’dan başlayarak Lozan’ı es geçmişti. Üstüne bir de Lozan’ı tamamlayan Montrö Antlaşması’nın eleştirisi eklenmişti. “Bundan sonra böyle gider mi” derken, Erdoğan Cumartesi günü hem Lozan’ı hem Ayasofya’yı kutladı. “Kahraman milletimizin her türlü imkânsızlığa, ihanete ve zorluğa rağmen zaferle taçlandırdığı istiklal mücadelesi, Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası alanda da tasdik edilmiştir” dedi.

Haliyle “çoktan seçmeli gündem”e pek de alışık olmayanlar bir Lozan karmaşası yaşadı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi, medyanın Lozan’ı hangi sayfadan nasıl görmesi gerektiğine ilişkin bir genelge yayımlasa, belki de karmaşa sona ermiş olacaktı!

Sahici olunca kendimizi çöpçülerin elleriyle bile seviyoruz. Olmayınca bir gidiyor bir geliyoruz. “Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi” diyen Can Yücel’in unutturmadığı gibi: Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025