Sopayla kaybettirilen seçim
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Sopayla kaybettirilen seçim

29.05.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kafana silah dayanmış, bir yumruk göğsüne bastırıyor. Sana “Hadi seçim yap” deniyor.

Sorarsanız Türkiye’de seçim oldu. Yetmedi ikincisi yapıldı. Erdoğan, “Diktatör ikinci tura kalır mı” diyerek üzerindeki tozu almaya çalıştı.

Gerçekten soralım, buna seçim denilir mi?

Adı üstünde, “tercih” olması için, koşulların eşit ve iradenin özgür olması lazım. Öyle değil, hepimiz biliyoruz. Bir taraf; tankla, topla, gemiyle, uçakla konuştu. Öbürünün ağzına ses çıkarmasın diye bez parçası tıkıldı. Sonra da bu tiyatroya demokrasi denildi.

TEK KURAL ERDOĞAN

Erdoğan yönetim sistemini değiştirmekle kalmadı. Devletin tüm kurumlarını kendisine bağlamakla kalmadı. En önemsiz kararlar için bile “ben bilirim düzeni” kurmakla kalmadı. Devletin başını, hükümetin başını, partisinin başını, kendi başında buluşturmakla kalmadı.

Kalmadı, kalmadı, kalmadı...

Geçmişte “ama iyi kötü”ydü “ama ağır aksak”tı, Türkiye’nin seçim tecrübesini de alaşağı etti. Tek kurallı, Erdoğan’ın kazanmasına ayarlı hale getirdi.

2017’de, mühürsüz oylarla rejimi değiştirirken sistemi ittifaklar üzerine kurdu. Duruma uyum sağlayan muhalefet de ittifak yaptı. Yine memnun olmadı, 2022 Nisan’ında, bu kez ittifakları önemsizleştiren yeni bir seçim düzeni daha yarattı. 2023’ün seçim saatini de buna denk getirdi. Anayasaya rağmen 3. kez aday oldu.

Öyle ki kıdemli hâkimlerin yerine kurayla sandık kurulu başkanı belirlendi. Ya da dağıttığı yeni vatandaşlıklarla seçmen profilini dönüştürdü.

Kısacası topu da çizgiyi de kaleyi de istediği zaman değiştirdi.

DEVLETİN ÇÖKEN TARAFSIZLIĞI

Türkiye’de eski düzende içişleri bakanı, adalet bakanı, ulaştırma bakanı seçimden önce istifa ederdi. Yerlerine tarafsızlar atanırdı. Böylece devlet, partilerden birinin emrine girmezdi. Bürokratlar seçimlerde tavır almazdı.

Şimdi...

Devlet dairelerine, kamu binalarına, askeri bölgelerin tellerine seçim afişleri asıldı. Devletin polisine bile muhalefete hakaret eden, parti bülteni gibi açıklama yaptırıldı.

Devletin imkânlarıyla seçim çalışması yapan bakanlar, kamunun benzinini, sermayesini harcamakla kalmadı. Siyasi duruşunu beğenmedikleri vatandaşı içeri aldırdı. Memurları, seçim işlerinde parti militanı gibi kullandı. Kimi büyükelçiler de kimi imamlar da ilçe başkanı gibi iş tuttu.

MİLLETİN İMKÂNLARI ERDOĞAN’A

Bir taraf yoklukla propaganda yaparken bir taraf milletin sermayesini sonuna kadar kullandı. Bütün milletin imkânlarıyla üretilen Togg ve TCG gemisi seçim için meydanlarda sergilendi. Bizimmiş gibi Rus doğalgazı bedava dağıtıldı. Kamu açılışları seçim mitingine çevrildi. Yoksullara dağıtılmak için ayrılan patates çuvalları, depremzedelere ayrılan AFAD kolileri iktidarın seçim ofislerinden, araçlarından çıktı. Deprem konutları, “seçilemezsem” denilerek tehdide dönüştü.

TRT, Erdoğan’ı 48 saat, Kılıçdaroğlu’nu 32 dakika konuşturdu. Çoğu kamu imkânlarıyla yandaşlaştırılmış medyada aynı anda 14 kanalda canlı yayınında görünmesi yetmedi... Devletin televizyonu propaganda üssü, Milli Mücadele’yi duyursun diye kurulmuş Anadolu Ajansı seçim gecelerinin “istenildiği gibi” duyuranı oldu. RTÜK muhalif medyayı cezalandırıp, yargı iktidarın sevmediği gibi konuşanları sustururken iktidar yararına manipülasyon serbest oldu. Cumhurbaşkanının itiraf ettiği montajlı kasetlerle, duvarlara asılan sahte afişlerle, dağıtılan sahte bildirilerle, muhalefet terörist-hain-kâfir ilan edildi. Camilerde yapılan mitingleri tarikatların piyasaya sürülmesi izledi.

KURŞUNLA-SOPAYLA SEÇİM

Manipülasyonlar provokasyona dönüştü. Açıkça hedef gösterilen muhalefetin ofisleri silahlı, sopalı saldırılara uğradı. Polisin gözü önünde, Erzurum mitingine yapılan taşlı saldırılarla, muhalefet sokağa çıkamaz hale getirildi.

İlk turda 22 bin sandıktaki veriler olağandışıydı. Muhalefetin sandığı kontrol etmesi kimi zaman imkânsızlıklar kimi zaman sopayla engellendi. İktidar taraftarlarının toplu oy kullanımına izin veren sistem, sandıkları koruyan gönüllüleri engellemek için seferber oldu. İçişleri bakanı, Oy ve Ötesi’ne karşı, birinci sınıf Emniyet müdürlerini teamüllere aykırı şekilde görevlendirdi. Vekiller bile sandık başında dayak yedi.

Daha ne söyleyeyim...

Siz buna özgür irade diyor musunuz? Siz buna eşit koşullar diyor musunuz? Siz buna seçim diyor musunuz? “Bir taraf zillet-terörist-hain” diyerek tercih yapılır mı?

Adına demokrasi dedikleri, ne propaganda özgürlüğünün ne ifade hürriyetinin olduğu, her yeri kelepçeli sandık düzeninde kazanan coplu adaletsizlik oldu. 

Şimdi yok olmanın, vazgeçmenin, yıkılmanın, terk etmenin zamanı değil. Burası hepimizin ülkesi. Yarınımız için, çocuklarımız için, toprağımız, saksıya ektiğimiz çiçeğimiz için, anılarımız ve yaşayacaklarımız için mücadeleye yeniden başlamanın zamanı.

Seçim, tercih, karar... Senin eserin sanırsın ancak gittiğin yolu başına dayanan silah da göğsündeki yumruk da önüne konan ihtimaller de belirler. Hepsinden kurtulduğun gün kendi kaderini sen yazacaksın.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025