İnsanlar “Bravo Özgür Özel’e, hiç beklemiyorduk bu performansı!” diyorlar ya? İzninizle kendime bir tebrik göndereyim, 9 Kasım 2023 tarihindeki Cumhuriyet makalemin başlığı: “Özgür Özel Emanetçi Değil Gerçek Başkan Olacak!”
Pazar günü çok erken saatte CHP Kurultayı’na gitmek üzere İstanbul Havalimanı’ndayım. Uçağı beklerken televizyonlara takılıyorum. Malum kanallar açık: TRT, ATV, TRT Haber, CNN, NTV… Akıl almaz bir propaganda mekanizması, saatte 350 km ile resmi geçit yapıyor. Gözüm sürekli alt yazılara takılıyor: “Yolsuzluktan tutuklanan İmamoğlu”, “Belediye’de geceleri gizli toplantı yapıyorlardı”, “Pikaçu Washington’da da görüldü”, bu kulaklar Pikaçu’nun FETÖcü ve dış güçlerin plase ettiği bir piyon olduğunu bile duydu! “Aynı baz istasyonlarından konuşma yapmışlar.” FETÖ dönemlerinin en meşhur kumpas cümlesi bu! Bu kanalları normalde izlemediğimiz için, hele toplu olarak görme şansımız olmadığı için vahametin boyutlarını algılayamıyoruz. Bir parti devletinin propaganda araçlarının toplu yaylım ateşini dikkatle izledim.
Cem Küçük bir yayında özetle neler söylüyor: “Boykot, CHP’nin işi. Sen eğer CHP’liysen kusura bakma kardeşim TRT’nin siyasi görüş belirtmezsin çünkü Özgür Özel TRT izlemeyin diyor. (…) CHP devlet çöksün istiyor. Vatandaşın söylediği önemsiz çünkü o vatandaş azınlık, onların bir önemi yok bu ülkede. CHP, ekonomi batsın diye yapıyor bunları. (…) Sen devlet televizyonunda çalışıyorsan CHP propagandasına destek veremezsin, destek verirsen kovulursun, hak etti”. Burada ana konu, oyuncu Aybüke Pusat. Bir parti devleti tasarlanıyor ve uygulamaya konuluyor adım adım… Eğer iktidarı savunmuyorsanız ne sosyal medyada fikrinizi söyleyebilirsiniz ne de konteyner kentlerde… “Merhaba kent sakinleri, siyasi partiler için imza toplamak yasaktır. Herhangi bir parti için kent içinde imza verenler ve imza toplayanlar tespit edilirse çıkışları yapılacaktır.” İşte ben buna AKP demokrasisi derim!
İmamoğlu’ndan ne kadar korktular diyoruz ya… Böyle hatalara düşmeyelim, konu yalnız sevgili İmamoğlu ile sınırlı değil. 22 yaşındaki Berkay Gezgin’den bile o kadar korktular ki, şimdi ona siyaset yasağı getirmeye çalışıyorlar! Saraçhane günleri yaşanırken, Berkay Gezgin’in Twitter hesabına yazdım ve kendisine destek verdim. Ertesi gün İBB binasında, belki 1.94 boyunda bir genç gülümseyerek yanıma geldi. Alışık olduğum bir sahne, ben de gülümsedim ve sohbet edeceğiz diye söze girmesini bekledim: “Ben Berkay Gezgin, dün gece yazıştık” diye söze başladı. Sarıldık, harika sohbet ettik ayaküstü. Eskişehir’de üniversite okuduğunu sık sık İstanbul’a geldiğini anlattı, görüşmek için sözleştik. Berkay’ı o gece göz altına aldılar. Polise karşı gelip şiddet uygulamaya mı çalıştı, kesinlikle inanmıyorum. CHP yine harika bir hamle yaparak kendisini parti meclisine seçerek hem gençlerin bir temsilcisini içine aldı hem de hayatı karartılmaya çalışılan Berkay’a el uzattı. Tacizle, dayakla rastgele topladılar yüzlerce genci… Şimdi de Silivri’de çok zor şartlarda kalıyorlar. Belki eğitimleri aksamış durumda ama geleceklerini korumaya kararlılar!
Erdoğan, Özel’in kendisine cuntacı demesinden korkunç alınmış ve dava açmış. Özel’in savunması ise tek kelimeyle mükemmel: “Bana böyle bir dava açılırsa bunu derhal Devlet Bahçeli’ye rücu edeceğim, çünkü Erdoğan’a ilk darbeci diyen sayın Bahçeli’dir”.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 77 gündür tutukluyken nihayet hakkında yedi yıl on ay hapis cezası isteyen iddianame karşısına çıkabildi. “Halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek” ne kadar da kolay her yere dağıtılabilen bir suçlama? Özdağ’da bu standart suçlamadan nasibini aldı! Özdağ’ın savunması sırasında duruşma salonunda olanlar, orada bir tarih dersi alacaklar!
Adalet Bakanlığı önünde demokrasi nöbeti tutan CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’ın kurduğu çadır polislerin zoruyla söküldü. Kim, hangi yetki ile milletin vekiline karşı polisin müdahalesi için emir verebiliyor, bunu herkes merak ediyor! Hadi, “normal” demokratik bir ülkede polis gidip bir milletvekilini sokakta böyle taciz etsin de görelim bakalım!
Aslında bildiğiniz gibi bütün açılım süreci, AKP’nin DEM’i yanına çekip bu vesileyle anayasayı değiştirecek güce erişme senaryosu… DEM bu tuzağa düşse bile, ona oy veren halk kitlelerinin çok büyük kısmı kesinlikle bu kirli senaryoya destek vermezler! DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, bunun somut sinyalini yine açıkça verdi.
CHP KURULTAYI’NDAN NOTLAR
CHP 21. Olağanüstü Kurultayı, iktidarın CHP’ye kayyum atama senaryosuna karşı güçlü bir satranç hamlesiydi. Sansürsüz konuşacağım, bu ortamda Özel’e karşı adaylığını koyacak politikacının ya hiçbir tecrübesi olmaması ya da siyasi intiharını planlıyor olması lazımdı. Dolayısıyla bu işe girişen iki CHP’linin burada adını anarak onları daha fazla yıpratmak istemiyorum. Ama siyasi bilinç ve tecrübe noksanlıkları beni de dehşete düşürdü. Şu anda CHP’nin içinde net olarak iki önemli lider var: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu ve bütün muhalif halk kitlelerini etkilemiş Genel Başkan Özgür Özel. CHP Parti Meclisi seçimlerine gelince, bilim ve kültür platformunda Özel’in listesinde yer alan Örsan Öymen’in seçilememesi benim için şaşırtıcıydı.
ÜYE PATLAMASI
Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü’nde (D3) “cumhurbaşkanı adayı saptama yöntemi” olan tüm üyelerle aday belirleme maddesinin ilk örneğini İmamoğlu’nun CHP Cumhurbaşkanı Adayı olarak seçilme sürecinde gördük, CHP’nin kayıtlı üyelerinin neredeyse tamamı oy kullandı. O maddeyi özenle ve dikkatle yıllarca çalışarak hazırlamış bir insan olarak, CHP’nin bu yöntemi uygulaması halinde üye sayısının patlama yapacağını defalarca bu sütunda belirtmiştim. 22 Ağustos 2024’te yazdığım şu cümlelere dikkatinizi çekerim: “Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü sayesinde herkes kendisini artık hem Parti içinde hem de Türkiye’de siyasetin gidişatında sorumlu bir noktada görüyor ve Parti’nin üye sayısı hızla 5-10 misli tırmanıyor” Şu ana kadar CHP üye sayısı belki 250.000 artış gösterdi. Şayet D3 tüzüğünde önerilen bütün parti yöneticilerinin aynı metotla seçilmesi sistemine geçilirse, kemerlerinizi bağlayabilirsiniz! CHP’nin üye sayısı yukarıda anlattığım gibi 15 milyonu da geçer, yeter ki bu adaletli yönteme güvenerek artık delegeler üzerinden aday saptama metotlarından vazgeçilsin.
PARDON AMA, SİZİN ADAYINIZ DA KİM ACABA?
Bütün Türkiye, Erdoğan’ın önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde “şayet katılabilirse” dişine göre bir rakip istediğini çok iyi öğrendi artık. CHP Genel Başkanı Özel en zor soruyu soruyor: “Bizim adayımız Ekrem İmamoğlu, acaba sizin adayınız kim?” Bu soruya gösterilen uzun sessizliği İmamoğlu’nun sözleriyle bozalım: “Korkunun ecele faydası yok. Öyle de yenileceksin, böyle de yenileceksin!”
Bir tek konudan emin olabilirsiniz, İmamoğlu Silivri’den çıktığında daha olgun ve çok daha güçlü bir lider olarak halkının karşısına çıkacak. Gerçekten inanıyorum ki, her şey çok daha güzel olacak…