Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Beka stratejisinin işlevi
7 Haziran seçimlerinden beri bir ezber tutturdular: “Beka sorunumuz var.” Mesaj belli; “biz gidersek devlet çöker.” Demek ki kendilerini devletle eşitleyen bir kadro, hatta bir kişi var. Ve ilginçtir, halkın çoğunluğu kendilerine oy vermediği zaman akıllarına geliyor “beka sorunu”. 7 Haziran, bu açıdan da önemli. Öyleyse “beka”, genişleme değil daralma dönemlerinin iktidar kurtarıcı söylemi.
İşlevi mi? Bir kere beka tartışması, halkın en temel sorunlarının gündeme gelmesinin “beka sorunu varken bunlar konuşulur mu?” bahanesiyle engellenmesini hedefliyor. Öyle ya; “çarşı, pazar yanıyor. Geçinemiyoruz, nasıl çözeceksiniz?” diyoruz; yanıt hazır: “Beka sorunu varken bunlar konuşulur mu?” Böylece, hem “devletin bekası”nın içine hangi konuların gireceği iktidar tarafından belirleniyor; hem de bu söylemin dışında kalanlar “bela” olarak görülüp düşman gibi gösteriliyor.
Aslında iktidarın da kafası karışık; öyle ki bu boşlukta, ana söylemi ve siyasal stratejiyi oluşturma görevini MHP üstlenmiş durumda. MHP’nin yeni dönemdeki etkisi, gözle görülen alanda belediye başkanlığı paylaşımı üstünden ölçülemez. Devlet demokrasiden uzaklaştıkça, koalisyonlar da şeffaflıktan uzaklaşıyor. Asıl etkiyse, ideolojik alanda. Bugün AKP’yi ideolojik açıdan MHP’den ayıran bir sembol, söylem, strateji var mı?
Nitekim AKP henüz bir seçim stratejisi oluşturamadan MHP’nin açtığı zeminde seçim tartışmasına girdi. Dikkat ederseniz hem muhalefete “zillet, illet ittifakı” adını verme, hem de “beka seçimi” saptamasına dayalı kutuplaşma stratejisini Bahçeli başlattı. İktidar bunun ardından aynı söylemi aldı, sürdürdü. Erdoğan’ın yerel seçim manifestosunu açıkladığı gün salondan canlı yayına katılan Mahir Ünal’ın “bir beka sorunu yok” demesiyse, iktidarın kafası karışmış görüntüsünün kanıtıydı.
Fakat MHP “beka” tartışmasını, “bu iktidara bugüne kadar bunca laf ettiniz; ne oldu da şimdi yanına geçtiniz” soru ve eleştirilerine yanıt olsun diye de açıyor. “Devlet zorda; iktidar da bizim çizgimize geldi. Öyleyse beka için bu iktidarın yanında yer almak gerekir” şeklinde özetlenebilecek bir mazeret bu. MHP’nin beka saptaması, “AKP beka sorunu yarattı, bunu da MHP olmadan çözemezler” propagandasıyla birlikte ilerliyor alttan alta.
MHP’nin Saray ile ittifakını haklı göstermek için ortaya attığı “beka” tezi, AKP açısından işlevsel mi bu durumda? Mahir Ünal “beka sorunu yok” düzeltmesi yaparken, aslında “MHP iktidarda değildi. ‘Beka sorunu var’ söylemini kabul edersek, 17 yıldır iktidarda siz varsınız; kim yarattı bu beka sorununu?” diyenler karşısında savunma hattına çekilmek zorunda kalacaklarını fark etmiş görünüyordu.
Buna rağmen “beka” söyleminin Erdoğan tarafından sahne önünde tutulacağını tahmin edebiliriz.Başta da belirttim; AKP gerçekten ilk kez bu kadar dağınık ve stratejisiz halde. Bu boşluğu MHP dolduruyor. İkincisi, Saray giderek ekonomiyi öncelikli sorun olarak görüp AKP’den uzaklaşmayı düşünen seçmeni/tabanı bir arada tutmak için bunu bir yapıştırıcı olarak kullanmak istiyor. Bu biraz da, “evet ekonomik sorunlar var, ama beka sorunu da var; karşımızdaki ittifak gelirse daha kötü olur, hiç çözülmez” korkutmasını amaçlıyor. Seçim böylece “beka” tartışması aracılığıyla, “kim gelirse daha iyisini yapar?” zemininden çıkarılıp “kim gelirse daha da kötüye gider?” tercihine doğru sıkıştırılıyor. Muhalefet partilerinin bu denli şeytanlaştırılması da bu yüzden.
“Seçmeni 1 Kasım seçimi öncesindeki gibi beka sorunu olduğuna inandıracak ‘şok gelişmeler’ yok” diyebilirsiniz. İşte bu noktada “beka” söylemi, seçimden çok seçim sonrasına dair bir başka işlev kazanıyor. Örneğin çete reisleri muhalefetin seçim sonrasında sokağı kaşıyacağı, yeni rejimi devirmeye çalışacağı korkutması üstünden halkı silahlanmaya kolayca çağırabiliyor. Bu sadece çete reislerine özgü de değil. Özünde, “muhalefet kazanırsa” ihtimali ile bağlantılı bir korku salma arayışı her kademeden yayılıyor. Demek ki “beka” söylemi, aynı zamanda seçmene “kaybettiklerinde bile gitmeyecekler; her şeyi göze almışlar” umutsuzluğunu, yılgınlığını taşımak için de kullanılıyor.
Bugün tam da bu nedenlerle AKPMHP koalisyonunun “beka” söyleminin/ stratejisinin etkisizleştirilmesi, demokratik, adalete ve huzura dayalı bir Cumhuriyet inşası, görevimizin temel unsurlarından biri olarak görülmeli.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu