Seçime doğru program ve siyaset
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

Seçime doğru program ve siyaset

18.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Çarşamba günü bıraktığımız yerden arayışa devam edelim. Muhalefet partileri, halkın öncelikli ihtiyaçları doğrultusunda, ortak ve asgari bir programla halkın karşısına çıkmalı. Ülkeyi giderek uçuruma sürükleyen iktidarın karşısında gerçek bir alternatifin varlığına halk inandırılmalı. Öyleyse öncelikli mesele, kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı değildir. Programda uzlaşmadır.

Bu programa, muhalefet cephesinin farklı bileşenleri kendi talepleri, bakışları doğrultusunda şekil vermeye, sınıfsal dengelerini biçimlendirmeye mutlaka çalışacaktır. 

Sınıfsal, sosyal boyut neden önemlidir?

Çünkü halkın açık ara öncelikli meselesi işsizliktir, pahalılıktır, geçimle bağlantılı dertlerdir. Ve diğer yandan, halkın kaynaklarına dönük, emeğine dönük, doğasına dönük, iktidar destekli ağır bir sermaye saldırısı yaşanmaktadır.

İlginçtir, şimdi öyle bir noktadayız ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bile iktidar adına enflasyonu, pahalılığı, fahiş fiyat artışlarını kabul etmek zorunda kaldı. Artık mızrak çuvala sığmıyor, saklanacak bir durum yok.

Ne yapabilir iktidar? Elbette her zaman yaptığını. Gerçek sebepleri saklar ve saptırır; olumsuzlukları yaratanın kendileri olmadığı algısını pekiştirmeye çalışır. 20 yıla yakın zamandır ülkeyi yönetmiyorlarmış gibi. Çok partili demokrasi hayatımızın en uzun süre iktidarda kalan ve en olmadık yetkilerine kavuşan partisi değillermiş gibi. Nitekim bu propaganda yine başladı. Bir yandan, neredeyse market baskınlarıyla, polisiye tedbirlerle pahalılıkla mücadele görüntüsü veriliyor. Yani mesaj şu: “Biz ekonomiyi iyi yönetiyoruz, bizim dışımızda birileri aşırı zam yapıyor.”

Oldukça inandırıcı! Sabaha karşı bir kararnameyle Meclis’in yasama yetkisindeki konularda düzenleme yapmaya güçleri var. Yine sabaha karşı bir kararla kimine muafiyet tanıma, kimini atama, kimini görevden alma güçleri var. Ama her türlü yetkiyi tek merkezde ve neredeyse denetimsizce elde toplayan iktidarın zamlarla mücadele etmeye, bu “birileri”ni bulup fiyatları düşürmeye gücü yok. Bunu geçelim. Daha önce, yerel seçimler öncesinde de benzer bir süreç yaşadık hatırlarsanız. Pahalılık artmıştı. Geçim zaten o zamandan zorlaşmıştı (yani pandemiyle başlamadı); iktidar seçim öncesi apar topar elindeki belediyelere tanzim satış noktaları kurdurup bunu ülke geneline yayma sözü vermişti. Sonuç mu? Halk ciddiye bile almadı, başta İstanbul ve Ankara belediyeleri muhalefete geçti. Sahi, hani ülke geneline yayılacaktı o tanzim satışlar? Ne oldu? Yeni sistemde sahip olunan yetkiler mi yetmedi?

2023’E DOĞRU

Demek ki bu propaganda işlemiyor. Öyleyse başka neye ihtiyacı var iktidarın? Halkın ekonomisini düzeltemediğine, alım gücünü yükseltemediğine göre, ne yapacak ülkeyi yönetenler? Tabloyu başka yerden siyasallaştıracaklar. Ya yeri gelecek, 2023 için bir “şahlanma” anlatısı işlenecek, işlerin iyiye gitmesi için “ayaklardaki bağlar çözülüyor” mesajı yayılacak, Lozan yalanları piyasaya sürülecek; iktidarın atanmış görevlileri eliyle milliyetçi anlatıya din sömürüsü ve “kültürel kutuplaşma” boyutu eklenecek. Araya bir de “Cumhuriyetimizin 100. yılına yeni bir anayasayla girmek istedik. Darbecilerin yaptığı anayasayı sivil bir anayasayla değiştirmek istedik. Vesayetçiler, illet, zillet muhalefeti izin vermedi” propagandası sıkıştırıldı mı, buyurun size seçim siyaseti. Başladı bile.

Tutar veya tutmaz, göreceğiz. Eldeki bütün devlet yetkileriyle, olağanüstü zorlama gücüyle seçim sürecine girecek iktidar. Sonuçta bir de anlatısı var. Bu noktada, muhalefet partilerinin hâlâ en büyük zaaflarından biri, ortak bir siyasal anlatı, bir gelecek tahayyülü koymakta gecikmeleri. CHP aslında İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi ile (içerikte halkçı çizgi açısından yetersiz bulduğum noktalar olmakla birlikte) böyle bir adım attı. Bir gelecek anlatısı içeriyor bu başlık; programı Cumhuriyetin ilk yüzyılına, geçmişle devamlılık bağı kuracak şekilde güncelleştirerek siyasallaştırma potansiyeli taşıyor. 

“Ekonomiyi iyileştireceğiz, demokrasiyi getireceğiz” gibi anlamlı vaatleri, daha genel ve bütünlüklü bir siyasal anlatının, gelecek tahayyülünün içine yerleştirmek ve bu hedef doğrultusunda topluma sunmak, ittifak yapan partiler arasındaki kimi iletişim ve ideolojik ayrılık sorunlarını da geçici bir süre için askıya alabilir. Üzerine düşünmek gerekmez mi?

Okura not: Cumartesi günleri sürdürdüğüm, “edebiyatla ve sinemayla akışa direniş” serisine önümüzdeki günlerde yeniden başlayacağım. Merak edip soran herkese teşekkürler.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021