27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ardından! ‘Çocuklar gibi şendik...’
Dikmen Gürün
Son Köşe Yazıları

27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ardından! ‘Çocuklar gibi şendik...’

28.11.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İKSV 27. İstanbul Tiyatro Festivali 25 Ekim-25 Kasım tarihleri arasında, Işıl Kasapoğlu’nun küratörlüğünde, programlama & operasyon yöneticisi Handan Uzal Dündar, program & operasyon koordinatör Gizem Aktepe, bütçe ve operasyon danışmanı Ayşe Emek ile sorumlu ekiplerin titiz çalışmalarıyla hayata geçirildi... Her ne kadar zamanlama olarak gönlüm 2017 yılına kadar Avignon, Atina, Edinburgh festivalleri gibi bizim festivalimizin de açık alanlara yayılan, insanlara farklı bir enerji aşılayan mayıs ayında yapıldığı günlere takılı kaldıysa da sözü fazla uzatmadan, yüzümü 27. İstanbul Tiyatro Festivali’ne dönüyorum. İnsanlar mutlu ayrıldılar izledikleri gösterilerden... Bu başarıda payları yadsınamayacak olan Handan Uzal Dündar ve Gizem Aktepe, “Pandemiden sonra özlediğimiz o coşkuyu, ritmi ve katılımı nihayet yakaladık” diyorlar. “Pandemi ile birlikte seyircinin kültür sanat etkinliklerine gitme alışkanlığı epey değişmişti. Bu yıl, seyircinin de şehrin de eski ritmine kavuştuğunu gördük. Bu durum festivalin ritmini de etkiledi...

Açılışın, bir Pina Bausch klasiği olarak anılan Cafe Müller ile yapılması da festivalinin itici gücü oldu. 2009 yılında yitirdiğimiz “Modern Koreografinin Trajik Jokeri” Pina Bausch; Cam Temizleyici, Masurca Fogo ve ortak yapımcısı olduğumuz, neredeyse bütün dünyayı dolaşan Nefes’ten sonra, bir kez daha geçti İstanbul’dan. Umudum, hiç bitmesin bu geçişler... 

BEYOĞLU, BEYOĞLU...

Bu yıl, Beyoğlu bir kez daha festivalle bütünleşti. “Beyoğlu’nda yeni metinlerin ön plana çıktığı, mekâna özgü, genç yazar ve yönetmenlerin işlerine yer verdik” diyorlar Gizem ve Handan. “Son yıllarda Beyoğlu’nun üzücü dönüşümüne şahit olmuş ve burada bir etkinliğe katılmayı iki kez düşünen festival seyircisine ‘Beyoğlu bizim, bizler burada var oldukça’ dedik. Umut verdik.” Evet, burada farklı sahnelerde yer alan oyunları sıralamak olanaksız. Ama hepsi de özenle yapılmış seçimler “Büyük Zarifi Apartmanı” ya da “Ayazmanın Yılanı”, “Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir Leke Bıraktı” ya da “İstanbul Mon Amour/ Beyoğlu” gibi...

 ZENGİN BİR PROGRAM 

Festivalin temel hedeflerinden biri “kapsayıcı olmak ve alan açmak” şeklinde tanımlanıyor. Maske tiyatrosundan, dans tiyatrosuna, mekâna özgü projelerden yeni metinlere, alışılmışın dışında sahneleme deneyimlerine, klasiklere yeni yaklaşımlara kadar uzanan ve dolayısıyla her yaştan seyirciye hitap edebilecek bir program amaçlandığını vurguluyorlar. Bu arada, deprem bölgesinden iki özel projeye de yer verildiğini belirtelim: Biri Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü ile desteklenen çocuk oyunu Kabuk, diğeri de Adana’dan gelen Birileri. 

Şehrin iki yakasında 15 farklı mekânda 19 gösteri... Hepsinin üzerinde tek tek durmak olanaksız. Ama galiba, tüm yerli ve yabancı gruplar ilgiyle izlenirken Hofesh Schechter topluluğunun Çifte Cinayet’i en çok ses getiren işlerden biri oldu. Bunun bir nedeni, kuşkusuz yapımın öz ve biçim açısından hatasız bir profesyonellik sergilemesiydi. İkinci neden ise kanımca hemen yanı başımızda yaşanan korkunç savaş ve Gazze katliamının çağrıştırdıklarıydı. Barışa duyulan özlemdi...

VE IŞIL KASAPOĞLU... 

İstanbul Tiyatro Festivali üstüne son sözleri sevgili Işıl Kasapoğlu’na bırakıyorum. 2022 ve 2023 yıllarında küratör olarak fikirleriyle, duruşuyla, olumlu tavrıyla genç çalışma arkadaşlarını destekleyen, onlara ilham olan değerli tiyatro insanı Işıl Kasapoğlu. Hiç tükenmeyen enerjisiyle tiyatroya, tiyatro festivaline dair dünlerden, bugünlerden ve de yarınlardan beklentilerini ne güzel paylaşıyor şu satırlarla: 

Umutlarımız bir bir yok olurken bizler masal anlatmaya devam ettik. Hepimizin ihtiyacı vardı anlatmaya, dinlemeye. Oyun oynamaya ihtiyacımız vardı: beş taş, saklambaç, sek sek... Karanlık günlerde yakılan bir mum ışığı bizi ne kadar aydınlatabilirdi ki? Olsun...

Bu festivalde değişik biçimler denedik hayallerimize besin olarak. Anlatmak istediklerimizi daha iyi anlatabilmek için her biçime girdik: dans, performans, video, şarkı, mask, anlatı, kukla... Bir de yeni metinler yarattık Türk tiyatrosunda kalıcı olabilecek ve de Beyoğlu’na geri döndük. Özlemiştim.

Çocuğumuz büyüyor (hepimizin çocuğu). Gelecek yıl 28 yaşına girecek. Ergenlik dönemini tamamladı. Sıra dünyadaki tüm festivaller ile daha fazla bütünleşme ve oralarda temsil edilmemiz, tiyatromuzla.

Uluslararası ortak yapımlara katılıp birlikte masallar anlatabilmek. Ya da festivalin katkısıyla KOCAMAN bir oyun ile dünyayı gezmek. Biliyorum çok zor. Ancak başarılamayacak bir şey de değil. Ülkemizde var olan birçok nitelikli tiyatrocunun birlikte çalışmasına olanak verecek bir projeden söz ediyorum. Bireysellik iyidir ama birlikte olmak da iyidir. Daha uzaklara gitmek için. 

Aslında galiba bu bir çağrı.

Bize kalmış.

Sıra şimdi bizi dinleyenleri dinlemek...” 

YILDIZ KENTER OLMADAN DÖRT YIL

17 Kasım 2019’da bir yıldız kaydı dünyamızdan... Yıldız Kenter’in aramızdan ayrılışının dördüncü yılındayız... Nasıl da akıp gidiyor zaman. Daha dün gibi hatırlıyorum 2015’te Yapı Kredi Yayınları tarafından çıkarılan kitabımı yazarken geçirdiğimiz keyifli günleri, ayları ve hatta yılları. Tiyatro Benim Hayatım Yıldız Hanım’ı mutlu ettiği gibi, 2022’de Enka Kültür Sanat sponsorluğunda Selçuk Metin tarafından çekilen Caniko adlı belgesele de zaman zaman ilham oldu...  Yıldız Kenter, hayatı tüm renkleriyle, inişleriyle çıkışlarıyla dolu dolu yaşamış ve tiyatro sahnesinin merkezine oturtmuş bir büyük sanatçıydı... Onun gidişi ve daha da öncesinden Kenter Tiyatrosu’nun ışıklarının sönüşü Shakespeare’in şu sözlerini hatırlatır bana: “Şölenlerimiz, oyunlarımız bitti artık!” Evet, başta Yıldız Kenter olmak üzere Müşfik Kenter’i, Şükran Güngör’ü, Kâmran Yüce’yi ve yolları o güzelim tiyatrodan geçmiş olan tüm sanatçıları kahreden bir sessizlik çöktü yıllardır Kenter Tiyatrosu’nun üstüne... Beklemekteyiz soluklanmasını Çöl Faresi, Salıncakta İki Kişi, Ders, Nalınlar  ya da Pembe Kadın, Mikadonun Çöpleri, Vanya Dayı, Hamlet, Martı, Ben Anadolu, Maria Callas, Kraliçe Lear ya da Hep Aşk Vardı’dan dizelerin ve daha nicelerinin Kenter Tiyatrosu’nun duvarlarında,  merdivenlerinde, fuayesinde, kulisinde ve de o güzelim sahnesinde var güçleriyle yankılanmalarını... 

Yazarın Son Yazıları

Genç bir kadının güçlü vedası...

Yerli ve yabancı, sahnelediği çalışmalarla seyircinin ilgisini ayakta tutan 29. İstanbul Tiyatro Festivali’nin son günlerinde izlediğim oyunlarından biriydi Bovary.

Devamını Oku
25.11.2025
Kasım’da buruk günler…

Dünden bugüne köprülerin altından geçen ve giderek bulanıklaşan sulara rağmen Ata’mız genç, yaşlı hepimizin içinde. Yanında. Yöresinde. Gerisi, “lafı güzaf”.

Devamını Oku
11.11.2025
Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri ve...

Kuşaklar değişiyor, kuşaklar gençleşiyor ve tiyatro adına verilen ödüller genelde bir yandan sanatçıları yeni yaratılar için teşvik ederken öte yandan da dünden bugüne alanlarında başarılı isimlere saygılarını sunuyor.

Devamını Oku
14.10.2025
Ses Tiyatrosu ve Beyoğlu çağrışımları...

Geçtiğimiz günlerde ENKA Sanat sponsorluğunda Porte Film yapımı olarak hayata geçen; yönetmenliğini Selçuk Metin’in, senaristliğini Zeynep Miraç’ın, görüntü yönetmenliğini Emre Okur’un ve müziklerini Cem Öğet’in yaptığı Ferhangi Bir Yaşam belgeselini izledik ENKA Açık Hava Tiyatrosu’nda.

Devamını Oku
30.09.2025
Seçkin bir kalem: Seçkin Selvi

Ödülün benim için önemli olan ikinci anlamı da sosyal yaşamın her alanında var olması gereken eleştirinin, Demokles’in kılıcına hedef olan bir siyasi kimlik kazandığı günümüzde, eleştirinin ve eleştirmenin onurlandırılmasıdır. Onurlandım, gururlandım, çok teşekkür ederim.

Devamını Oku
16.09.2025
Ferhan Şensoy gideli beri...

31 Ağustos 2021: Ferhan Şensoy’un aramızdan ayrıldığı tarih. O gideli beri sıklıkla bugün aramızda olsaydı, ülke olarak içine düştüğümüz bu kaosu acaba nasıl yorumlardı diye düşünürüm.

Devamını Oku
02.09.2025
Robert Wilson: Geriye dönüp bakmak

31 Temmuz 2025’te, dünyanın sayılı tiyatro insanlarından biri olan yönetmen Robert Wilson New York’ta yaratıcı çalışmalarının tohumlarını attığı, genç sanatçılara alan açtığı Water Mill Center’da, evinde vefat etti.

Devamını Oku
05.08.2025
Sevda Şener Hoca’ma saygı ve sevgi ile...

Prof. Dr. Sevda Şener 22 Temmuz 2014 tarihinde, 86 yaşında vefat etti.

Devamını Oku
22.07.2025
Bu nasıl bir ortam?

“Saygı” sözcüğünün içerdiği anlamlar, kapsadığı alanlar yok oluyor sanki birer birer. Başka ne olması beklenir ki zaten böylesi karanlık bir ortamda?

Devamını Oku
08.07.2025
‘Bir Babıâli Zirvesi’

Geçtiğimiz hafta, Beyoğlu’nda artık parmakla gösterilen tarihi binalarından biri olan Metro Han’da, Cumhuriyet gazetesi yazarı Zeynep Oral üstüne yapılmış olan Bir Babıâli Zirvesi belgeselini izledik. Belgeselin fikir babası ve yapımcısı gazeteci Nazım Alpman’ın yanı sıra; Habitat TV ve belgeselin yönetmeni Murat Toy, ekip arkadaşları ve de sevgili Zeynep’le o akıcı röportajı yapan Merve Küçüksarp Babıâli zirvesini bizlerle paylaşan isimler.

Devamını Oku
24.06.2025
Bir Oya Başak geçti dünyamızdan

Oya’nın o kendine özgü güzelim kahkahası çınlıyor kulaklarımda... Sıklıkla aklım Oya’ya kayar ve onun sıcaklığını, direncini düşünürüm. Dünyasına çarpan olumsuzlukları nasıl ötelediğini, insanı adeta eğiten olumlu duruşunu düşünürüm.

Devamını Oku
27.05.2025
Haldun Taner ustamıza selam...

7 Mayıs 1986 Haldun Taner’in 39 yıl önce aramızdan ayrıldığı tarih. Aslında aramızdan ayrılmış sayılmaz. Oyunlarıyla, öyküleriyle, denemeleriyle, eleştirileriyle her zaman yanımızda. Çağdaş tiyatromuzun bir büyük ustası. Sanat ve özgürlük onun çalışmalarının değişmez mottosu. Baskı ve sansür karşıtı, özgürlükten yana duruşuyla dünyamıza boyut katan bir “has insan” eğitmen, yazar, yorumcu...

Devamını Oku
13.05.2025
İnsanlar, mekânlar ve nesneler sahnede

İnsanlar, mekânlar ve nesneler sahnede

Devamını Oku
29.04.2025
Ionesco’nun eseri Tiyatro Oyunevi yapımıyla sahnede: ‘Kel Diva’ üstüne düşünceler

Ionesco’nun eseri Tiyatro Oyunevi yapımıyla sahnede: ‘Kel Diva’ üstüne düşünceler

Devamını Oku
15.04.2025
Olmuyor, olmuyor, olmayacak...

Olmuyor, olmuyor, olmayacak...

Devamını Oku
01.04.2025
‘Bir Kadın Uyanıyor’

‘Bir Kadın Uyanıyor’

Devamını Oku
18.03.2025
Hasan Âli Yücel’e saygıyla...

Hasan Âli Yücel’e saygıyla...

Devamını Oku
04.03.2025
Ümit Denizer’e geç kalmış bir veda...

Ümit Denizer’e geç kalmış bir veda...

Devamını Oku
18.02.2025
Yeni bir yıla girerken

Yeni bir yıla girerken

Devamını Oku
24.12.2024
Haldun Dormen 70. sanat yılı

Haldun Dormen 70. sanat yılı

Devamını Oku
10.12.2024
Bir kaynak kitap: Cumhuriyetin 100. Yılında Tiyatromuz

Bir kaynak kitap: Cumhuriyetin 100. Yılında Tiyatromuz

Devamını Oku
26.11.2024
Geyvan McMillen’e sevgiyle...

Geyvan McMillen’e sevgiyle...

Devamını Oku
12.11.2024
Cumhuriyetin yüzü

Cumhuriyetin yüzü

Devamını Oku
29.10.2024
Tiyatro müzeleri buluşuyor...

Tiyatro müzeleri buluşuyor...

Devamını Oku
16.10.2024
Suna Keskin: Tiyatroya adanmış bir yaşam

Suna Keskin: Tiyatroya adanmış bir yaşam

Devamını Oku
15.10.2024
Eğitimin amacı nedir?

Eğitimin amacı nedir?

Devamını Oku
17.09.2024
‘Hatırlayamadıklarımız’

‘Hatırlayamadıklarımız’

Devamını Oku
03.09.2024
Bir kez daha ‘Merhaba’ Genco Erkal...

Bir kez daha ‘Merhaba’ Genco Erkal...

Devamını Oku
06.08.2024
ENKA Sanat’ta ‘Geçen Gün’

ENKA Sanat’ta ‘Geçen Gün’

Devamını Oku
23.07.2024
Gerçeklerle yüzleşmek: ‘Sivas ‘93’

Gerçeklerle yüzleşmek: ‘Sivas ‘93’

Devamını Oku
09.07.2024
Neler oluyor bize?

Neler oluyor bize?

Devamını Oku
11.06.2024
Eğitimin özüdür aydınlık kafalar...

Eğitimin özüdür aydınlık kafalar...

Devamını Oku
14.05.2024
‘İnsan biriktirmek...’

‘İnsan biriktirmek...’

Devamını Oku
30.04.2024
Kopenhag: Bellek, belirsizlik ve sorgulamalar

Kopenhag: Bellek, belirsizlik ve sorgulamalar

Devamını Oku
23.01.2024
Ayla Algan’ın ardından...

Ayla Algan’ın ardından...

Devamını Oku
09.01.2024
Söz ve müzikle ÖZGÜRLÜK

Söz ve müzikle ÖZGÜRLÜK

Devamını Oku
26.12.2023
Mekâna özgü bir oyun...

Mekâna özgü bir oyun...

Devamını Oku
12.12.2023
27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ardından! ‘Çocuklar gibi şendik...’

27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ardından! ‘Çocuklar gibi şendik...’

Devamını Oku
28.11.2023
Hakikati aramak...

Hakikati aramak...

Devamını Oku
14.11.2023
100 yıl kutlamalarının ardından...

100 yıl kutlamalarının ardından...

Devamını Oku
31.10.2023