Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Arda’lı, Pique’li, Shakira’lı bir maç yazısı
Barcelona’da ilk 11’e girip, Türk futbolcularının çıtasını bir hayli yükseklere çıkaran Arda Turan’ın ilk maçını, Camp Nou Stadı’nda izlerken bazı şeyler dikkatimi çekti.
Mesela Camp Nou Stadı’nı dolduran 100 bin kişiden biri bile sahaya tek bir şey atmadı. Ne bozuk para, ne çakmak, ne su şişesi, ne de bizde olduğu gibi çakı. Ve isteyen birasını bile içti.
Stada girerken kimse üzerimizi aramadı, bozuk para isteyen de olmadı. Bozuk para derdi olmadığı için girişte çekirdek satışı da yoktu, stat çekirdek kabuklarıyla da dolmadı.
Arda’lı Barcelona’nın ilk rakibi Espanyol’un kalecisi, tıpkı bizim Volkan gibi tepki çekecek birkaç şey yaptı, futbolcularla takıştı. Ama kalecinin bu agresif tavırları da kimseyi fazla etkilemedi, birkaç ıslık, o kadar.
Barcelona ilk golü yedi, maça 1-0 yenik başladı, ama taraftarda ne bir gerginlik, ne bir galiz küfür, ne bir taşkınlık, ne bir kavga, ne de üst tribünlerden atılan yanmış bir meşale. Herkes güzel güzel maçını izledi.
İzleyiciler arasında önemli oranda kadın vardı ve çoğu gayet şıktı. Bazısı yapılmış saçlarıyla, bazısı çocuklarıyla güzel güzel maçı izleyip çıktılar. Küfür ve taşkınlık olmadığı için kimse rahatsız olmadı.
Stat 100 bin kişi ama Barcelona’nın kombine biletleri altın değerinde. Talipliler yıllarca sıra beklemek zorunda. İsteyen, kombinesini haftalık kiralıyor veya yakınına veriyor. Passolig derdi yok, kimlik verdin vermedin, derdi yok.
Barcelona taraftarları, ceplerinde getirdikleri “Bağımsız Katalonya” bayraklarını, önlerindeki demir parmaklıklara astılar, giderken de söküp götürdüler, kimse de “Bu ne kardeşim” demedi.
Tribünlerde bir kişi bile maçı ayakta izlemedi, tüm tribün koridorları maç sonuna kadar boş kaldı, gol pozisyonlarında ayağa kalkanlar da hemen yerlerine oturup arkada oturanların görüşünü engellemediler.
Barcelona’nın 4-1 kazandığı maçta, gollerden birini atan Pique, daha sonra şarkıcı sevgilisi Shakira ile bizim de gittiğimiz restorana geldi. Restoranın özel bir bölümünde yemek yedi.
Pique’nin Aston Martin otomobili restoranın önünde duruyordu. Ama ne restoranın önünde bir paparazzi, ne de bir fotoğrafçı. Kimse “Hadi şunları çekelim” dememişti anlaşılan.
Türk gazeteciler olarak biz yine de, “Kendileriyle konuşabilir miyiz” diye sormadık değil. Restoran yöneticisi, “Bizim prensiplerimize aykırı” dedi, masalarını uzaktan bile göremedik.
Stat çevresindeki otoparklarda da, sıradan bir günmüş havası vardı, ne bir kargaşa, ne bir korna sesi, ne de otopark parası peşinde koşturan değnekçiler.
Barcelona metrosuna binemedim ama orada da taşkınlık olmadığını öğrendim, bizdeki gibi bağırıp çağırıp slogan atan, metroyu sallayan, meşale yakan, halkı terörize eden de yokmuş.
Stadın önünde, eski bir Barcelona başkanının büstü duruyordu...
Peki, tüm bunlar neden bizde olmuyor derseniz, bilemiyorum.
Belki de, başkanlık (?) sistemi olmadığı içindir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği