Doğan Satmış

Erdoğan’a İsrail bayrağı ile soru soran Türk gazeteci

18 Aralık 2015 Cuma

Moskova’da Rus lideri Putin basın toplantısı yaptı malum. 1400 gazeteci katıldı, Anadolu Ajansı’nı temsilen de Rus gazeteci Elena Teslova toplantıya katıldı, Türk bayrağı sallayıp Putin’e soru sordu. Elena Teslova, Putin’e, “Siz Türkiye yönetimi başka, Türk halkı başka demiştiniz.

Ancak buradaki Türk öğrenciler ve Türk işçiler baskıya maruz kaldıklarını söylüyorlar. Siz ne diyorsunuz?” dedi. Şimdi benzer bir olayı, bizim Beştepe Sarayı’nda düşünelim. İsrail Ajansı’nın Ankara’daki temsilcisi bir Türk kadın gazeteci, İsrail bayrağını sallayarak bizim Cumhurbaşkanı’na aynı soruyu sorsun.

Ne olur acaba?

 

‘Türköne’ usulü Silivri nöbeti ve meslektaşlara saygı şartı

Can Dündar’la Erdem Gül için Silivri önünde nöbet tutmayı gazeteci Mete Akyol başlattı, Basın Konseyi de sürdürüyor. Ancak isteyen her gazetecinin gidip “nöbet tutmasının” önünde engel yok. Sonuçta bu bir gönül işi.

Nöbet tutanlardan biri de Zaman gazetesinden Mümtaz’er Türköne oldu ve izlenimlerini önceki gün köşesine taşıdı. Taşıdı ama işe “solu” karıştırıp, “çaresizlik” ekledi ve “sünepelik”le bitirdi. Yok efendim, Cumhuriyet’in reklam müdürü üşümüş, yok efendim Pınar Öğünç, hayvanat bahçesinde aslan kafesinin önünde, küçük bir karınca yuvası ile meşgul bir piknik anısı yazmış.

Yok efendim memleketimizin sol entelijansiyası çok sinik ve ezik tepkiler sergilemiş. Yazı o kadar çalakalem ki, gazeteci Pınar Öğünç’ün adını da Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’le karıştırmış. Tutuklu iki gazeteciye destek için Silivri Cezaevi önünde poz verip, sonra da bunu solu aşağılamaya malzeme etmek en azından “dürüstlük” olmaz.

Hele genel yayın yönetmeni tutuklu bir gazetenin, Silivri önündeki haber toplantısı izlenimlerine laf etmek, hem meslektaşa saygısızlık, hem de “kabalık” olur. “Nöbetçi” maskesiyle “çaresiz”, “sünepe” lafları etmek, işi Marks’a kadar taşımak da en hafif tabiriyle “fırsatçılık”.

 

Tekbirciler Arena’dan çıkarıldı

İstanbul Volkswagen Arena’da önceki akşam Darüşşafaka Doğuş ile Maccabi Tel Aviv’in basket maçı vardı. Daçka, maçı 66-70 kaybetti ama taktik savaşı ile Eurolig’de ilk 16’ya kalmayı başardı. Maçta, bir grup seyirci ilk yarı boyunca Filistin bayrakları açıp İsrail aleyhine slogan attı.

Ancak aynı saatlerde, Türkiye ile İsrail’in Mavi Marmara için anlaştığı haberleri yayıldı. Gelen haberlere göre Türkiye, 20 milyon dolar tazminatı kabul eden İsraille el sıkışacaktı. Ve maçın ilk yarısı sonunda, bu protestocu grup polislerce çembere alınıp apar topar sahadan çıkarıldı.

Bunun İsraille anlaşmanın ilgisi var mı belli değil. Bu arada maça ilgi gayet iyiydi, Cem Yılmaz, Ozan Güven, Acun Ilıcalı, Nazlı Çelik, Tülin Şahin, İbrahim Kutluay da oradaydı.

 

TÜRGEV: Saatimiz 17.43

TÜRGEV’in reklamındaki afişin saatini konu almıştık dün. Bir tevafuk sonucu saat 17.25’i, yani 17-25 Aralık’ı gösteriyordu.

Dün bunu yayımlamadan önce, sosyal medyada dolaşan görüntüde, saatin oynanmış olabileceğini düşünerek, TÜRGEV sitesinde de araştırma yaptı arkadaşlar. Ancak oradaki fotoğrafta saat kesikti.

Dün TÜRGEV’in halkla ilişkiler danışmanı arayıp, orijinal görüntünün 8 Nisan’da yayımlandığını hatırlattı. Oradaki saatin 17.43’ü gösterdiğini belirtti ve üstteki fotoğrafı yolladı. Kısaca 17 Aralık’ta tevafuk etti, 25 Aralık’ta tevafuk etmedi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Volkan nasıl patladı? 21 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları