Altı Ok ve Çağdaşlık: Milliyetçilik

07 Eylül 2014 Pazar

CHP, Sosyal Demokrasi, Atatürkçülük, Altı Ok üzerine bu üçüncü yazım...
Değerli ve sevgili okurlarımın yorumlarına göre, galiba başka yazılar da gerekecek...
Çünkü konu, CHP’de parti içi çatışmalara yol açacak kadar abartılmış görünüyor...
Oysa bu tartışmalar Ecevit döneminde bol bol yapılmış ve çoktan aşılmıştı...
Ama askeri darbelerin siyasal ve örgütsel belleği sıfırladığı ülkemizde bunları anımsayan yok!

***

Konuya Altı Ok’un günümüzde en çok tartışılan ilkesi olan “Milliyetçilik” ile başlayalım.
“Milliyetçilik”, Altı Ok’un en çok tartışılan ilkesidir, çünkü faşizm ile ilişkilendirilerek çağ dışı olduğu öne sürülür.
Hemen belirtelim ki, 1920’lerde bile “Millet” tanımı etnik olarak değil, siyasal olarak yapılmıştır...
Atatürk’ün anlayışıyla “Kurtuluş Savaşı’nı yapan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk milleti denir”.
Daha sonra, bir din-tarım toplumunda bulunmayan bir millet bilincini yaratmak ve “Osmanlı’nın kullarını” “T.C. vatandaşlığına” taşımak için:
Gerek eylemde gerekse söylemde bazı aşırılıklar görülmüştür ama, artık bunlar aşılmış, günümüzdeki çağdaş Türkiye’de “milliyetçilik” veya “ulusçuluk” ya da “ulusalcılık” farklı bir anlam kazanmıştır...
Zaten Atatürk döneminde de bir “üstün ırk” söylemi olarak değil, öteki milletlerle eşit haklar isteyen eşitlikçi bir anlayışla ortaya konulan “milliyetçilik”, günümüzde, başka milletlerle karşılaştırmalı olarak, çok kolay tanımlanabilir:
Komşularımız Yunanistan ve Ermenistan’da olduğu kadar milliyetçilik, müttefiklerimiz ABD ve Almanya’da uygulandığı kadar milliyetçilik, Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşları kapsayacak biçimde, çağdaş bir kavram olarak kabul edilebilir.
Elbette bu bağlamda, iç politika açısından Kürt milliyetçiliğine destek verip bunu ilericilik saymak, Türk milliyetçiliğini ise gericilik ve faşizm olarak mahkûm etmek veya bunun tersini yapmak pek olanaklı değildir; hiç kuşkusuz, her iki milliyetçilik de birbirinden beslenir ve birbirinin varlığını vurgular.

Bu konudaki çözüm, Türklerin, Kürtlerin ve bütün öteki etnik, dinsel, mezhepsel, kültürel, cinsel grupların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı içinde kendilerini eşit koşullarda ifade etmelerine olanak tanımak ve hepsini Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını temsil eden, siyasal bir “milliyetçilik” anlayışı içinde görmektir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları