Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gezi Direnişi, Ayşe Barım ve Osman Kavala!

09 Şubat 2025 Pazar

Gezi Parkı Direnişi, Taksim Gezi Parkı’nda yapılmak istenen inşaata ve bu inşaat için ağaçların kesilmesine karşı başlatılan bir masum protesto eylemiydi.

Ama iktidar, lidersiz ve örgütsüz olan, polisin orantısız şiddet kullanması sonunda, kendiliğinden bütün Türkiye’ye yayılan bu Barışçı ve Demokratik eylemden dolayı, insanları “darbecilikle” suçlayarak hapse attı.

Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku hâlâ hapiste.

Her bir mahkûmun hukuk ve aile öyküsü ise ayrı bir trajedi.

***

İktidar, 31 Mart 2024 seçimlerinde seçmen desteğini yitirdiği anlaşılınca, giriştiği baskıcı atılımlar bağlamında, zaten haksız ve hukuksuz olan Gezi Davası’nı yeniden gündeme getirdi ve 12 yıl önceki olayla ilgili olarak sanatçı camiasına da baskı yapmaya başladı.

Öyle anlaşılıyor ki bundan sonra yapacakları haksızlıklar ve hukuksuzluklar konusundaki eleştirileri şimdiden susturmaya çalışıyor!

Bu bağlamda birçok ünlü oyuncunun menajerliğini de yapan Ayşe Barım sektörde tekelleşmeye neden olduğu iddiasıyla suçlandı.

Kendisine karşı çıkan oyuncuları piyasadan uzaklaştırdığı öne sürüldü.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Rekabet Kurulu soruşturma başlattı.

Barım’a daha sonra da 12 yıl önceki Gezi Parkı Direnişi’ni planlamak suçlaması yöneltildi ve 27 Ocak’ta tutuklandı.

Mahkemeye sevk yazısında Barım’ın “olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğu” iddia edildi.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etmek” ile suçlandı.

Etki Ajanlığı” yasa tasarısı Meclis’te kabul edilmemiş olmasına rağmen, Barım’ın şirket faaliyetlerinin “etki ajanlığı amacı itibarıyla ve kastını ortaya koyması açısından dikkate değer olduğu” da öne sürüldü.

***

Bu olaya, kendisi de haksız ve hukuksuz olarak hapse mahkûm edilmiş olan Osman Kavala isyan etti ve hapisteki hücresinden bir açıklama yayımladı:

“Bir süredir izlediğimiz tutuklamalar endişe vericidir.

Ayşe Barım’la ilgili yapılanlar, Gezi davasında yaşadığımız gerçekliği tahrif etme ve algı yaratmanın çarpıcı bir örneği.

İstanbul Başsavcılığı’nın 24 Ocak’ta kamuoyuna yaptığı açıklamada, Barım’ın gözaltına alınma gerekçelerinden birinin, benimle Gezi olaylarıyla ilgili yoğun iletişiminin tespit edilmesi olduğu belirtiliyor.

Halbuki savcılığın elindeki telefon trafiği kayıtlarından Barım’la konuşmalarımızın Gezi protestoları bittikten sonraki tarihte başladığının anlaşılmaması mümkün değil.

Gezi öncesinde, sırasında ve sonrasında telefonlarım dinleniyordu.

Savcı iddia edilen türden hiçbir konuşma olmadığının bilgisine de sahipti.

Barım’ın, belediye başkanlarının, siyasetçilerin ve gazetecilerin tutuklanmalarında görülen ortak özellik, artık suçlamalar ile suçlananların eylemleri arasında hukuki ilişki kurma ve inandırıcı delil ortaya koyma gereği duyulmamasıdır.

Bu uygulama Gezi davasında yetkin hale getirildi, Gezi davası kamuoyunu bu uygulamaya alıştırmak için kullanıldı.

Son günlerde ortaya çıkan Gezi protestolarını kriminalize etme gayretinin de bu amaca hizmet ettiğine inanıyorum.”

***

Barım’ın gözaltına alınmasından sonra bazı sanatçılar da ifadeye çağrılmıştı.

Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun Gezi Parkı eylemlerine kendi istekleriyle katıldıklarını ve Memet Ali Alabora ile irtibatlı olmadıklarını beyan ettikleri öğrenildi.

Ancak savcılık iki oyuncunun Barım ve Alabora ile birlikte eylem görüntülerinin olduğu gerekçesiyle “yalancı tanıklık” suçlamasıyla ayrı bir soruşturma başlattı.

***

Anlaşılan İktidar, seçmen desteğini yitirdikçe yargı erkini daha şiddetle istismar etmeye başlıyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları