Yeni Türkiye’nin elçisi!
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

Yeni Türkiye’nin elçisi!

28.01.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kültür Bakanlığı’nın elçi olarak görgüsüz bir kasabı seçmesi şaşırtıcı değildir. Hakkıyla elde edilmiş bu unvandan dolayı kimse temsilciyi suçlamamalıdır, “Yeni Türkiye” dedikleri budur. Dönemin ruhuna uygun bu elçilik atamasının Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör, Çekya’ya büyükelçi göndermekten farkı yoktur, aynı ölçülerle olmuştur. Herkes kendine sormalıdır: “Bu ülkede bana yer var mı?”, “Memleketime kendimi ait hissediyor muyum?” diye.

(Ülke mutfağını dünyaya anlatmak, eğer tüm kültürel konularda yeterli hassasiyet gösterilmişse anlaşılabilir. Lakin tüm kürede hayvan hakları tartışması sürerken, çevre sorunları hayvansal gıda tüketimi ile iç içe geçmiş haldeyken, memleketi kanlı hayvan görüntüleriyle tanıtmak pek akıl kârı olmasa gerek.)

***

Yurtsuz kalmak korkunçtur. Kendi yurdunda kimsesiz kalmak, yabancı olmak daha beterdir. Bugün ülkenin içinde bulunduğu koşullarda “yaban” hissetmeyen kimse iyi niyetli değilse kördür. Farklı kesimlere boncuk dağıtarak iktidar olan, dünyanın en kıvrak siyasal yapısı AKP, tüm değerleri altüst ettiği için giderek daha fütursuz davranmaktadır. Önünde herhangi bir engel kalmayınca, kültürümüzü tanıtma görevi verilen kişiler de böyle bulunuyor.

Baskı rejimleri kendi hukukunu dayatır. Bu zorunludur. Zaman akar, koşullar değişir, meşruiyetini şu ya da bu biçimde hukuka dayandırmayan her iktidar güçlük yaşar. Yargı tartışmaları salt mahkemeler düzeyinde yapılıyor. Doğrusu tarihsel yargıyı hiçbir mahkeme veremez. Bir toplumun ya da tümden insanlığın yolculuğunda takınılan/takınılmayan tutumdan iktidar, muhalefet birlikte sorumludur. Bunu tek tek bireyler için de söylemek mümkündür. Bulunduğu kurumlarda itiraz etmeyen, itiraz etmesi gereken yerde susan herkes, günlük çıkarları uğruna olan bitene göz yuman kim varsa, bu yargıdan payına düşeni alacaktır.

***

Dünya küçülüyor, bu biçimde daha kolay bilgi sahibi olduk sanıyoruz, sonuçları itibarıyla durumun böyle olmadığı ortada. Neyin görünür olup olmayacağına kim karar veriyorsa, geniş kesimler onun gözüyle olayları algılıyor. AKP’ye sövüp saydıktan sonra “Oyunu kime vereceksin” diye sorulan yurttaşın “Erdoğana vereceğim. Başka kimse var mı?” demesi bunun kanıtıdır. Ekranlardan ve her yerden boca edilen gürültünün dışında hiçbir sese kulak vermeyen kalabalıklar için, ancak günlük yaşamı darbe alırsa bir çeşit farkındalık olur. İçinde bulunduğumuz süreç tam da buna uygundur.

AKP rejiminin geriletilmesinde uzlaşan muhalif blokun yerine ne koyacağı konusunda kafası karışık. Geleneksel bürokrasi çökmüş vaziyette, üstelik varlığını sürdürse bile, kadrolaşma söz konusudur. İktidarı devralacak her kim varsa bütünlüklü bakmak zorundadır. Bu düzenin yama tutmayacağı açıktır, topluma “Eski Türkiye(!)”yi özlettirmeyi başardı AKP. En azından o zamanlar ülkeyi İdil Biret, Suna Kan temsil ediyordu, asgari görgü söz konusuydu.

***

AİHM kararlarını tanımayan, üstelik bununla övünen iktidarın bundan sonra topluma vaat edeceği hiçbir şey yoktur. Hukukun üstünlüğünden vazgeçtikten sonra elde hiçbir şey kalmaz, gelinen nokta budur. Gün ortasında insanların kaçırıldığı, herkesin gözü önünde gazetecilerin/siyasilerin dövüldüğü ortamdan ne tür demokrasi bekleniyor merak ediyorum. Zamanında verilen -verilmeyen- her tepki önemlidir. Otoriter rejimler önüne konulan bariyerlerin gücüne paralel güçlenir. Şu halde Demirtaş ve benzer durumdaki mahkûmların haklarını savunmak, hukuku savunmaktır.

Türlü milliyetçi numaralarla varlığını sürdüren bu koalisyon karşısında her birey kendi ölçüsünde şiddete uğramaktadır. Bazılarımızın bunun ayırdında olmayışı durumu değiştirmez. Bugün Alevi yurttaşların evleri işaretlenmeye başladıysa memleketin ne halde olduğunu varın siz düşünün. Salgın döneminde kârlarını artıran patronların bu türden demokrasi (!) işleyişinden şikâyetçi oldukları iyi niyetli varsayımdır.

***

Çalkantılı dönemler umut kırar, öte yandan yeni olanaklar doğurur. Siyasal İslamcılığın, kaba milliyetçiliğin, saldırgan piyasacılığın en güçlü sanıldığı günler, tersinin de göstergesidir. Hamasete karşı hamaset ile mücadele yanlıştır. Bilimin, sanatın, aklın savunusunun tam zamanıdır.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020