-AKP, siyasal İslam odaklı (ve destekli) iktidar oldu.
-“Yeni Türkiye-Ilımlı İslam evliliği” ABD (ve FETÖ) tarafından uygulamaya geçirildi.
-FETÖ bu yolla devleti, Atatürk Cumhuriyeti’ni, Atatürkçülüğü ve Lozan’ı yıkmak için, “siyasal İslam sayesinde orduya, polise, eğitime, bürokrasiye ve ekonomiye sızdı”.
-ABD’nin siyasal İslamı bir kaldıraç gibi kullanması ile 15 Temmuz 2016 girişimine kadar gelebildi.
-Yine siyasal İslam silahı ile Ankara-Şam karşı karşıya getirildi. Çünkü Ankara-Şam işbirliği BOP (ve Kürdistan) projelerine engeldi. Arap Baharı ile Esad, “Esed” haline dönüştürüldü. Ankara-Şam ilişkileri kanlı bıçaklı oldu.
- ABD için her şey yolunda giderken, “PKK’ler, PYD’ler eğitilip silahlandırılırken, Suriye parçalanırken, Kuzey Irak’taki oluşum Ankara’nın bile desteğiyle yürürken” FETÖ işi bozdu!
-Atatürk Cumhuriyeti’ni, Devlet’i, Lozan’ı yıkmak için darbe girişimi başarısız olunca silah ters tepti.İktidarda bulunan AKP kendisinin FETÖ ile ABD tarafından kandırıldığını anlayınca, kullandığı siyasal İslam silahı bir “bumerang” haline dönüştü. ABD’nin o zamana kadar ikna ettiği Ankara bu sefer kendisine düşman oldu. Üstelik bölgedeki en güçlü rakibi Rusya’nın yanında saf tuttu. Soğuk savaş döneminden beri kullandığı “yeşil kuşağın Ankara ayağı” ABD karşıtı bir çizgiye geldi.
Kullandığı FETÖ’nün girişimi yüzünden (ve sayesinde!) “Johnson’un mektubu” ve silah ambargosu döneminde bile görülmeyen oranda ABD düşmanlığı (ve karşıtlığı) oluştu. Siyasal İslam silahı ABD’nin elinde patlamıştı.
Stratejik ortağı Ankara, siyasal İslam silahının yanlış kullanılması sonucu düşmanı oluvermişti. Hem de Rusya’nın yanında yer alarak.
 
Oysa ABD neleri becermişti?
-Atatürk devrimleri alanında hızla ilerleyen Atatürk Türkiye’sinde dini, toprak ağalarını, tutucu çevreleri de kullanarak Ankara iktidarları ile oynayabilmişti ABD.
-Dünyanın en başarılı “öğrenim uygulama kurumu olan Köy Enstitüleri” kendi baskısı ile yavaş yavaş öldürülmüştü. Çünkü Köy Enstitüleri yeşil kuşağın ve siyasal İslamın önündeki engeldi.
-Marshall Yardımı adı altında ülkenin “olumlu gidişi” süttozundan silaha dışa bağımlı hale sokulmuştu. Türk bestecileri “kovboy şarkıları” bestelemeye başlamışlardı.
-ABD’nin kendi savaşı olan Kore’ye, Ankara Mehmetçiğimizi gönderiyordu. NATO’ya da sokularak postallarımızı bile ABD’den almaya mecbur hale getirildik.
-Arkasından 12 Mart’lar ve “onun çocuklarının” becerdiği faşist 12 Eylül darbeleri. İzleyen yıllarda siyasal İslamın Batı’nın çıkarları doğrultusunda örgütlendiği bir ülke. BOP’a hazırlık olarak Ankara, başı çekerken şimdi “FETÖ yüzünden” ABD’ye düşman oluyordu: hem de Rusya ve İran’ın yanında yer alarak.
Daha birkaç yıl önce Kobani’ye peşmergeleri taşıttığı Ankara bugün Suriye’de Rusya ile birlikte karşısına dikiliyordu. ABD’nin soğuk savaş sonrası Türkiye’ye dayatmaya kalktığı, “yeni Türkiye şemsiyesi altındaki ılımlı siyasal İslam silahı işe yaramadığı gibi kendi üzerine de çevrilmişti”.
Yalnız Türkiye’ye değil, ABD’nin bölgedeki çıkarlarına da zarar veriyordu.
 
Emperyalizmin en etkili silahı
Özellikle Afganistan-Fas-Sudan dev üçgeninde son yüzyıl içinde siyasal İslam, “emperyalizmin” en etkili silahı oldu. Türkiye ve İran hariç hepsinde başarılı oldular ve oluyorlar. Türkiye’de Ata’nın önderliğinde emperyalizme karşı başardığımız Kurtuluş ve Kuruluş savaşı ve devrimleri: İran’da ise yerleşik ve çok uzun devlet geleneği etkili olmuştur.
Gelelim son kare Suriye’ye: Ankara Esed’den kurtulup, “Esad’a” döndüğü zaman, başarıdan kimsenin kuşkusu kalmaz, emin olun. Bakalım Ankara bu beceriyi gösterebilecek mi…