Yılmaz Erdoğan ile başlayan sinema seyircisine ihanet Cem Yılmaz ile devam etti, ardından Şahan Gökbakar takip etti, son darbeyi de Ata Demirer vurdu.
Şunu bilin ki bir kez daha söylüyorum, sinema sektörünü batıranlar olarak tarihe geçeceksiniz.
Hepiniz dijital platformların peşine takıldınız. Hazır parayı görüp üzerine atladınız.
Bursa Bülbülü için konuşulan rakam 40 milyon dolar.
Siz Yılmaz Erdoğan paraya mı ihtiyacınız var? Köyceğiz’de kurduğunuz çiftlikte kendi başınıza yaşamaktasınız. İstanbul’a neredeyse uğramıyorsunuz bile. Haftada bir ekranlarda olduğunuz Çok Güzel Hareketler Bunlar’ı bile Eser Yenenler’e bıraktınız. Parayla işinizin olmadığını herkes biliyor.
Ortağınız Necati Akpınar da ciddi bir hastalıkla uğraşıyor. Para pul düşünecek durumda olmadığını biliyorum. Her filmin montajına girecek kadar sinema sevdalısı olan Necati Akpınar, Bursa Bülbülü filminin montajına girmediği belli. Film tel tel dökülüyor.
Özge Özacar’ın dediği gibi filmi öyle kimse dijital platformları olmasından dolayı 3-4 defa da izlemiyor, izleyemiyor. Bırakın dijital platformlara para vermeyi, Anadolu’nun hâlâ uydu yayını ve kablolu tv ile televizyon izlediğini unutmuşa benziyor Özge Özacar.
Televizyon izleyicisi hangi platforma para ödesin? Netflix’e mi, Disney+’a mı, Amazon Prime Video’ya mı?
Hanginizin ihtiyacı vardı dijital platformlardan gelecek paraya? Sizin mi BKM’nin patronları Yılmaz Erdoğan, Necati Akpınar, senin mi Cem Yılmaz, senin mi Şahan Gökbakar, senin mi Ata Demirer?
Yılmaz Erdoğan’ın gişesi 5 milyon civarında, Cem Yılmaz’ın gişesi de 5 milyon civarında, Şahan Gökbakar 6 milyonu her zaman geçer, Ata Demirer de sinemada 4 milyon gişeyi yakalıyor.
20 milyon sinema seyircisini sinemalardan uzak tuttunuz. 20 milyon insanın sinema sektörüne getireceği katma değeri, hazır para uğruna heba ettiniz.
İşte Yılmaz Erdoğan ile başlayan, Cem Yılmaz’ın da Şahan Gökbakar’ın da Ata Demirer’in de filmleri dijital platformlarda. Kim konuşuyor? Hiç kimse. Kendileri bile filmlerini anlatacak ne TV ne de gazete röportajı bile veremiyorlar.
Hiç gördüğünüz mü dünya starlarının dijital platformlara film yaptığını? Göremezsiniz. Çünkü yok. Sadece Netflix’in kuruluşu için, Netflix’e özel Robert De Niro’nun başrolünü oynadığı Irishman filmi yapıldı.
Yurtdışında hiçbir yapımcı şirket eline senaryosunu alıp dijital platformlara koşmuyor, hiç bir oyuncu da dijital platform için filmlerde oynamayı kabul etmiyor.
Yapımcılar da oyuncular da dijital platformlar için sadece dizi projelerinde oynamayı etik buluyorlar. Çünkü sinemanın her zaman onlar için ön planda olduğunu biliyorlar.
Biz de at izi, it izine karıştığı için yapımcılar ile dijital platformların yöneticileri arasında bağ var. O bağ da nereden geliyor biliyor musunuz? Eskiden TV kanallarında yöneticisi olanlar şimdi digital kanalların başında.
Al gülüm ver gülüm. Herkes kolayını bulmuş. Proje hazır, ekip hazır, oyuncular hazır. Dijital platformlarda para da hazır. Sinemadan gelecek parayı mı bekleyecekler?
Dijital platformlar sadece film sektörünü mü bitirdiler hayır dizi sektörünü de bitirdiler.
Daha düne kadar Cannes da dizi yapımcıları ellerindeki dizileri bütün dünyaya pazarlıyorlardı. Şimdi TV kanallarında bile doğru dürüst dizi yapamıyorlar ki dünyaya yeni dizilerini nasıl pazarlayacaklar?
Sinema sektörünü de dizi sektörünü de piyasanın büyükleri olan BKM, TİMS, TİMS&B ve Ay Yapım bitirdi.
