İstanbul Havalimanı hakkında ne zamandan beri bir yazı yazmak istiyordum.
Böyle bir yazı yazmamın Dubai seyahatime denk gelmesi de benim açımdan ilginç oldu.
İstanbul Havalimanı’ndan başlayıp Dubai ile bitireceğim yazımı.
İstanbul’a Havalimanı’nda beni en çok rahatsız eden girişte ve çıkışta sigara içenler.
İstanbul Havalimanı’na girişte ve çıkışta keskin bir sigara kokusu sizi karşılıyor.
Her yer izmarit artıklarıyla dolu.
Dünyanın hiçbir havalimanına girişte ve çıkışta bu görüntüyle karşılaşmazsınız.
Evet çok büyük bir havalimanı yaptık. Git git bitmiyor.
İstanbul Havalimanı’na havalimanı demek yanlış olur.
İstanbul Havalimanı, bir havalimanından çok AVM’ye benziyor.
Uçağınıza gidene kadar dünyanın en büyük giyim markaları, ayakkabı markaları, teknoloji devleri, saat markaları, oyuncakçıları ve restoranları arasından geçip uçağınıza binebiliyorsunuz.
Alışveriş mağazalarını görmeden uçağa binmenizin imkânı yok.
AVM’yi pardon İstanbul Havalimanı’nı gezerken uçağı kaçıranlar da cabası.
Uçağımızın kapısı F13B’ydi.
Pasaport kontrolünden sonra güvenlikten geçiyorsunuz.
Tam 1.5 kilometre. Yürü yürü bitmiyor. Yarım saat sürüyor.
Uçağımıza yorgun argın biniyoruz.
***
5 saatlik uçak yolculuğundan sonra Dubai Havalimanı’na iniyoruz.
Havalimanının içinden tren geçiyor.
Tren sizi uçaktan indikten sonra pasaport kontrolüne götürüyor.
Birleşik Arap Emirlikleri bizden vize istiyor.
Tek girişli vizenin fiyatı 150 dolar.
Uçaktan indikten kısa bir süre sonra kendinizi havalimanı dışında bulabiliyorsunuz.
Dubai’nin nüfusu da 4 milyona yakın ve yüzde 90’ı yabancılardan oluşuyor..
Dubai'de hava çok sıcak olduğu için hayat AVM, işyeri ve evlerde geçiyor.
AVM’ye girişlerde güvenlik yok.
AVM’ler 10.00 da açılıp gece 12.00'de kapanıyor.
***
Dönüşte yine İstanbul Havalimanı'nı kullandım.
Havalimanına girmek kadar çıkmak da zor.
Uçak indikten sonra 1 saat içinde havalimanından çıkabiliyorsanız öpün de başınıza koyun.
