Market alışverişlerimiz artık birer strateji oyunu gibi. Hangi marka daha güvenilir? “Doğal” yazan gerçekten doğal mı? Yoksa ambalajına aldanıyor muyuz? Beslenme dediğimiz şey, sadece karın doyurmaktan çıktı; adeta bir bilinmezler denklemine dönüştü. Ve biz her şeyi iyi bilmek zorundayız. Tamam en azından ben buradan sizleri bilgilendirmek için çabalıyorum. Çünkü bazı konuları işin uzmanı olmadan anlamak zor, kafa karıştırabilir.
Aşırı işlenmiş gıdaları kötülemeyen yok. Aslında işlenmiş gıda demiyor dikkat edin, ''aşırı'' işlenmiş gıdaları istemiyoruz. 2024 yılında yayımlanan geniş çaplı bir araştırma, aşırı işlenmiş gıdaların düşündüğümüzden daha ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ortaya koydu. Günlük yediklerimizdeki her %10’luk artış - örneğin biraz daha fazla paketli kek, biraz daha hazır yemek - ölüm riskimizi %3 oranında artırabiliyor. Yani market arabasına attığımız o masum görünen kraker, uzun vadede tahmin edemeyeceğimiz sonuçlara yol açabilir. Ama tabii beni biliyorsunuz, bir dilim hazır kek yedik diye de dünyanın sonu gelmiyor. Her gün, sürekli ve abartılı miktarda olmasına izin vermeyin.
Ancak burada bir parantez açmak gerekiyor: Tüm paketli gıdalar aynı değil. Gerçekten temiz içerikli, koruyucu ve renklendirici içermeyen, besin değeri korunmuş ürünler de var. Etiket okumak bu noktada en güçlü silahımız. Şeker oranına, tuz miktarına, katkı maddelerine göz atmak; içerik listesinde ne kadar az ve anlaşılır malzeme varsa o kadar iyidir.
GELELİM İŞLENMEMİŞ DİYE ALDIKLARIMIZA...
Köy pazarından alınan yumurtanın sarısı daha turuncu olabilir, evet. Ama bu, o tavuğun sağlıklı beslendiği ya da antibiyotik görmediği anlamına gelmeyebilir. Aynı şekilde “mandıra sütü” olarak satılan sütler, hijyenik koşullardan uzak veya uygun ısıl işlemden geçmemiş olabilir. Bazı durumlarda, bu “doğal” tercihler dahi ciddi gıda zehirlenmelerine neden olabiliyor.
Kısacası sadece paketli ya da doğal olmak değil; şeffaflık, üretim süreci ve bizim farkındalığımız...
O HALDE NE YAPALIM?
Aşırı uçlara savrulmadan, bilinçli tercihler yapalım. İşlenmiş gıdalardan tümüyle kaçmak zor olabilir ama en azından daha az işlenmiş, daha temiz içerikli olanları seçebiliriz. Doğal ürünlerde ise nereden geldiğini, nasıl üretildiğini sorgulamayı ihmal etmeyelim.
Unutmayalım:
Bir yanda koruyuculu ama kimyasal yüklü gıdalar, diğer yanda “doğal” etiketiyle sunulan ama aslında kontrolsüz üretimden çıkan besinler var. Bu iki uç arasında gerçek çözüm; bilgi, denge ve sağduyu.
Çünkü aslında mesele, “Doğal mı, paketli mi” sorusundan çok daha büyük:
Ne yiyoruz ve neden yiyoruz?
Ve en önemlisi: Bunu bilerek mi yapıyoruz, düşünmeden, alışkanlıkla mı?
Ne kadar farkındayız?