Her geçen gün yeni bir diyet sistemi çıkıyor. Kimi çok ye derken kimi az ye diyor. Birisi aman aç kalma derken birisi aç kalmak iyidir, hem de çok iyidir diyor. Sistemler değişmeye devam edecek. Milyonlarca insan da yeni diyet listelerini uygulamaya devam edecek. Ama ben insan sağlığı üzerinde macerayı pek sevmiyorum. En güvenilir yol uzun olabilir ama risk almaktan iyidir. Bu sebeple de ilk günden beri tüm popüler diyetler hakkında değişmeyen ve değişmeyecek olan cevabım şu oldu; adını siz koyun, ne olduğu önemli değil. “...” diyeti sence iyi mi? diye sorduklarında “Kime göre, neye göre, ne zaman, ne içerikte, hangi sağlık durumunda, nerede uygulanırsa…” diye sorarım. Yani bilmiyorum iyi mi, kötü mü? Herkeste cevabı farklıdır. Protein ağırlıklı beslenmek birini hızlıca zayıflatırken, birinin böbrek hastası olmasını hızlandırabilir. Patates diyeti birine kilo verdirirken bir diğerinin şeker hastası olmasını hızlandırabilir. Yani ille de hepimize iyi gelecek anlamına gelmiyor. Her tedavide olduğu gibi, hastalık yoktur, hasta vardır.
IF DİYETİ NEDİR?
Belirli bir saat açlık olmasını sağlayan, günün belirli saatlerinde de yemek yeme düzeni ile oluşturulan bir beslenme programı diyebiliriz. Yani günün belli bir bölümünde yemeğe izin veriliyor ve diğer saatlerde oruç-açlık olması sağlanıyor. Farklı saatlerde uygulamaları var ama en popüleri 16 saat açlık, 8 saat yeme izni gibi diyebiliriz. Çok popüler olmasını sağlayan sebeplerden biri de uygulamasının kolay olması. Akşam saatinde çok atıştıran birine dur diyebilmek ve sabah geç güne başlayanlar için iyi bir fikir. Ama akşam zaten yemek yemeyen ve gece yemesi olmayan biri için çok anlamlı değil. Güne sabah erken başlayan biri için de uygulaması mümkün değil. Yani kolay yanları var gibi gözükse de yaşam şeklinize uygun değil ise sürdürülebilir değil. Akşam yemeği kesmenizi sağladıysa da evet bu iyi bir yöntem. Ama zaten gece yemeği hiçbir diyette önerilmezdi.
IF DİYETİ KALP HASTALIĞINI ARTIRIYOR MU?
İyi yanları kötü yanları insanları izledikçe görülüyor ama yeni bir haber yayımlandı. Amerika'da 20 bin kişi üzerinde yapılan araştırma sonuçları. Bu epey konuşulacak gibi...
Araştırma sonuçlarına göre;
- 20.000'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir araştırma, bir tür aralıklı oruç olan 8 saatlik zaman kısıtlamalı beslenme programını takip edenlerin, kardiyovasküler hastalıktan ölüm riskinin %91 daha yüksek olduğunu buldu.
- Kalp hastalığı veya kanseri olan kişilerde kardiyovasküler ölüm riski de arttı.
- Günde 12-16 saatlik standart yemek yeme programıyla karşılaştırıldığında, yiyecek alımını günde 8 saatten daha azıyla sınırlamanın, daha uzun yaşamakla ilişkili olmadığı görüldü.
- Mevcut kardiyovasküler hastalığı olan kişiler arasında, günde 8 saatten az olmamak kaydıyla 10 saatten az yemek yemenin de kalp hastalığı veya felç nedeniyle ölüm riskinin %66 daha yüksek olmasıyla ilişkili olduğu görüldü.
"Genel olarak bu çalışma, zaman kısıtlamalı beslenmenin kısa vadeli faydalara sahip olabileceğini, ancak uzun vadeli olumsuz etkileri olabileceğini öne sürüyor. Çalışma bütünüyle sunulduğunda, analizin ayrıntıları hakkında daha fazla bilgi edinmek ilginç ve yararlı olacaktır” dedi Stanford Stanford Üniversitesi Rehnborg Farquhar Tıp Profesörü FAHA Ph.D. Christopher D. Gardner. Amerikan Kalp Derneği 2021 Diyet Rehberliği ile Uyumluluk yazı komitesinin başkanı.
Yani araştırmalar devam ederken bugün çok iyiymiş gibi anlatılan bazı diyet modellerinin yan etkileri olabilir. Belli bir sürede yemek kısa vadede iyi olsa da uzun vadede iyi gelmiyor gibi. Bence en doğrusu her zaman sizi takip eden uzman bir ekip ile size en uygun ve en güvenilir olanı seçmek. Kişisel farklarımızı unutmadan, bedenimizi riske atmadan beslenmek. Bu konuda yeni haberler oldukça sizlere yazacağım.
