Gidiyorlarmış!

20 Kasım 2008 Perşembe

Bir salı sabaha karşı başlayan işgal artık bitiyormuş. Yavaş yavaş çekilip gideceklermiş. Geride işbirlikçilerini, müttefiklerini, dostlarını, üslerini bırakacak, petrol kuyularının başına güvendikleri bekçilerini dikeceklermiş.

Uzaklardan gelen düşmandan böylece kurtulacakmış Irak.

Peki, Amerikan askerlerinin o ülkeye neden girdiklerini sormak, sonradan yalan olduğu, işgal kararı veren hükümetin dışişleri bakanı tarafından açıklanan o büyük sahtekârlığı sorgulamak aklımıza gelmeyecek mi?

Tarih yazmayacak mı?

Uzun sayılabilecek bir geçiş döneminden, hâkimiyetini çift katlı dümenlerle koruma altına aldıktan sonra sözde çekip gidecek olan ABDnin askeri kayıplarının 5 bin dolayında olduğu sık sık yazılıyor. 1 milyonu aşkın Iraklının nerede olduğunu ise soran yoktur.

Nerede onlar?

Toprağın altında.

Kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk, sivil ya da ülkesini işgalden kurtarmak için ayağa kalkan direnişçi...

Onları soran var mı?

***

Can hesabını yapan yoktur da petrolün, bundan sonra Irakın nasıl paylaşılacağının hesabını yapan çoktur.

Hadi biz de yapalım.

Sovyetler Birliği dağıtıldıktan sonra başlayan süreç ikili bir seyir izledi.

Büyük kapitalist ülke Almanya, öteki Almanya ile birleşti. Daha da büyüdü. Sovyet ülkesi sosyalizmden kapitalizme geri döndü. Parçalandı. Her bir parçasına kapitalist dünyanın sırtlanları hücum ettiler. Pek fazla kavga olmadı. Şaşkın bir biçimde olanı biteni seyreden halklar kapitalizmin şaşaasını, ülke zenginliğinin nasıl eşitsiz bir şekilde hızla dağılıverdiğini, kısa bir süre içinde evlerinin kapısından içeri dalan yoksulluğu gördüler.

Yugoslavya milliyetçi rüzgârların, bu rüzgârları çok iyi yöneten Batı dünyasının askeri, finansal desteğiyle uzun bir iç savaşın içine yuvarlandı.

Her mahalleye bir devlet düşüyor şimdi neredeyse.

***

Sonra değişen dünya dengelerinin izin verdiği öteki operasyonlara geldi sıra. Ortadoğu ateşten bir topa döndü. Iraka saldıran ABD, yalnızca bu ülkede değil, tüm bölgede egemenliğini pekiştirdi.

Şimdi yeni ve bir kere daha değişen dünya koşullarında başka bir âleme geçiyoruz. Ekonomik kriz dünyayı sardı. ABDde yönetim değişiyor. Şu dünyada hiç kimsenin sevmediği Bush gidiyor, uluslararası bir propagandayla pek sempatik çizilmiş Obama geliyor.

Obama ne yapacak?

Üslup, yöntem değiştirecek. Sopayı abanın altına saklayacak. Iraktan çekilecek. Ama petrol kuyularını korumak için kurulmuş ABD üsleri kalacak.

Şiiler ABD gitsin, bakarız diyecek.

Sünniler eski egemenlik günlerini hatırlayacak.

Kürtler, Aman gitme, bizi korumaya devam et diye yalvaracak.

***

Biz işte o bölgenin orta yerinde ağzının suyu akanlarla, Obama hayranlığını zirveye çıkaran yeni liberallerin yenilenmiş hezeyanlarını dinleyeceğiz.

Türkiye’yi maceraya sokma diyenler azınlıkta kalacak.

Yanı başımızda yazılmış bu tarihten ders almamışsak eğer, azınlıkta kalacağımız, ülkemizin kör bir talihe, kötü bir tarihe doğru sürüklendiğini göreceğiz. Bu belirsizliğe ülkenin yeniden biçimlenmesi, hâlâ korumayı başardığımız niteliklerinin pazara çıkartılması dahildir.

Tehlike büyüktür, o nedenle de yalnız ve güzel ülkemiz için iyi şeyler düşünmek gittikçe zorlaşıyor. Yine de iyi şeyler düşünelim ama biz.

Filozoflar gibi yapalım, yorumlayalım olup biteni, gerçeği.

Peki, önemli olanın ne olduğunu da aklımıza getirelim mi?

e-posta: [email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları