Hayat Yaşadığımız Şey midir?

Hayat Yaşadığımız Şey midir?

28.08.2012 03:24
Güncellenme:
Takip Et:
\n

\n

\n

\n

İsviçrede, lisede klasik diller öğreten ve sıradan renksiz bir hayatı olan boşanmış, çocuksuz R. Gregorius, karşılaştığı gizemli bir kadının ağzından dökülen Portugues sözcüğünün müziğine kapılır. Hemen o gün, ders verdiği sınıfı bırakıp okuldan çıkar, kentte dolaşmaya koyulur. Bir sahafta bulduğu eski bir Portekizce kitaptaki bilgece, dokunaklı sözlerden çok etkilenir. Hayat yaşadığımız şey değildir; yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydirdiyen, yazarıSözlerin Kuyumcusu Amadeu Pradonun aşk, yalnızlık, zaman, baba-oğul ilişkisi, hayat ve ölümle ilgili görüşlerinin yer aldığı kitap, hayatını değiştirme arzusu uyandırır içinde. Kimsenin tanımadığı bu yazarın izini sürmek üzere bir gece treniyle Lizbona hareket eder. Roman da vaat dolu bir ad kazanır. Lizbona Gece Treni. \n

\n

Gregorius, Lizbonda bir otele yerleşir, bir yandan Portekizceyi sökmeye çalışarak Pradonun yıllar önce bastırılmış kitabını okurken bir yandan da onu tanıyan insanlarla iletişim kurmaya çalışır. Rahip olan öğretmeniyle, dostlarıyla, Salazar diktatörlüğüne direnen yoldaşlarıyla, kız kardeşleri ve hayatına girmiş kadınlarla roman boyunca ve aralıklarla Pradoyu konuşur. Portre oluşmaya başladıkça Gregorius da bir başkasına dönüşmenin çekiciliğine kapılacak ve Pradoyla içsel bir yolculuğa çıkacaktır. \n

\n

Pradonun kitabının hikâyeye girmesiyle birlikte, o kitaptan romana aktarılan ve italikle ayrılan bölümler temel anlatıyla iç içe akmaya başlıyor. Metnin bütününe yedirilmiş bu felsefi girdilerle, Pradonun ağzından, pek çok insanın düşünmeden, görmeden, hissetmeden geçip gittiği insani zaaf, çaresizlik ve olgular sorgulanıyor. Yazılardaki anlam derinliği ise Gregoriusu ve dolayısıyla okuru kendine ve kabullerine dair kuşkulara ve yaşadıklarını sorgulamaya götürüyor. \n

\n

***\n

\n

Yargıç babasının isteğiyle doktorluğu seçen Prado, aristokrat bir ailede büyümüş, özgür ruhlu, romantik biri. Dilin gerçeğini aramanın peşinde ve yazmak en büyük tutkusu. Ateist, materyalist. Kalbi tekleyen ve muayenehanesinin kapısına yığılan Salazarın insan kasabı Mendesi hayata döndürüyor. İtibarı zedeleniyor bu yüzden. Denemelerinden birinde doktorluğunu sorguluyor. Kefaretini ödemek için de direniş örgütüne giriyor. \n

\n

Pradonun genç yaşta, beklenmedik ölümünden sonra yazılarını kız kardeşi kitaplaştırmış. Gregorius, Pradonun müze gibi korunmuş evinde bu yaşlı kız kardeşle konuşuyor, kitaba alınmamış yazılarını okuyor. Huzurevindeki eski örgüt arkadaşı, işkence mağduru piyanisti dinliyor. Sevdiği kadınlara ulaşıyor. Pradonun hüzünlü ama diri hikâyesi böyle, adım adım oluşuyor. \n

\n

Yargıç baba, faşizme karşı savaşan örgütün belleği olan, genç ve güzel bir kadın ve daha başka kişilerle genişliyor ilişkiler ağı. Pascal Mercier, Amadeu Pradonun kişiliğinde dilin gücünü ve insanın baskı, direnç ve bağlanmalarla süren evrensel mücadelesini yüceltiyor. Gregorius ise Pradoyo dönüşmenin hem ağırlığını hem hafifliğini yaşıyor. Bir insanın gerçeğini keşfetme çabası onu kendi gerçeğiyle yüzleşmeye zorlarken özgürleşme ve yaşamını değiştirme cesareti de veriyor. Mercier, insanın var oluş bilincini besleyen çok katmanlı, zengin bir romana imza atmış. Deneyimsiz okuru zorlayabilecek düzeyde bir eserin bütün dünyada çok okunması insanların artık çerden çöpten kitaplardan bıktığına mı işaret acaba? \n

\n

***\n

\n

Lizbona Gece Treni / Pascal Mercier\n

\n

Kırmızı Kedi Yay. / 2012 \n

\n

Çev: İlknur Özdemir

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Veda (08.01.2013)

Devamını Oku
08.01.2013
Burhan Günel

Devamını Oku
01.01.2013
Edebiyatın Sağı Solu

Devamını Oku
25.12.2012
İncelikli Bir Oyun

Devamını Oku
18.12.2012
Vejdi Raşidov

Devamını Oku
11.12.2012
Eleştiri Susuzluğu

Devamını Oku
04.12.2012
Eleştiriye Saygı

Devamını Oku
27.11.2012
Kitap Bayramı

Devamını Oku
20.11.2012
İyilik ve Kötülük

Devamını Oku
13.11.2012
Kurtlar Sofrasında Bir Şair

Devamını Oku
06.11.2012
İlginç Bir Müze

Devamını Oku
30.10.2012
Essen Kitap Fuarı

Devamını Oku
23.10.2012
Hayvan Cinayet Yasası

Devamını Oku
02.10.2012
Uganda'nın Gerisindeyiz

Devamını Oku
25.09.2012
Tek Başına Ölmek

Devamını Oku
18.09.2012
Eylülde Ölmek

Devamını Oku
11.09.2012
Eski Sevgili

Devamını Oku
04.09.2012
Hayat Yaşadığımız Şey midir?

Devamını Oku
28.08.2012
Knidos Akademisi

Devamını Oku
21.08.2012
Hayatın Anlamı

Devamını Oku
14.08.2012
Savaş Başladı

Devamını Oku
07.08.2012
Sevgi Köprüsü

Devamını Oku
31.07.2012
Maya İçin

Devamını Oku
24.07.2012
Kitaplar Sonsuzdur

Devamını Oku
17.07.2012
Şiir ve Acı Dolu Bir Hayat

Devamını Oku
10.07.2012
Sivas Yangını Sönmedi

Devamını Oku
03.07.2012
Edebiyat ve Sinema

Devamını Oku
26.06.2012
Klasikleri Niçin Okumalı?

Devamını Oku
19.06.2012
İslami Burjuvazi Var mı?

Devamını Oku
12.06.2012
Tanıklık

Devamını Oku
05.06.2012
Ne Şark Ne Garp

Devamını Oku
29.05.2012
Ölümsüz Fuentes

Devamını Oku
22.05.2012
Hulda ve Zaman

Devamını Oku
15.05.2012
Fethiye'de

Devamını Oku
08.05.2012
Köy Enstitülerinin Kapatılması (2) (01.05.2012)

Devamını Oku
01.05.2012
Köy Enstitülerinin Kapatılması (2) (01.05.2012)

Devamını Oku
01.05.2012
Bauhaus ve Köy Enstitüleri

Devamını Oku
24.04.2012
Yazma Rekortmeni

Devamını Oku
17.04.2012
'Yeşil Gece'ye Yeşil Işık

Devamını Oku
10.04.2012
Dul Kalmak

Devamını Oku
03.04.2012