Edebiyatın Sağı Solu

25 Aralık 2012 Salı

\n

\n

Habere geciktim ama nasıl olsa yeni değil. İskender Pala, Zaman gazetesinde, TÜYAP Kitap Fuarının, onur yazarlarını sürekli sol kesim içinden seçtiğini ve 68 kuşağı solcular ölmeden sağcı yazarların önünün açılmayacağını yazmış, polemik yaratmış. Sağ konumlu yayıncılar da katılmış tartışmaya ve yüz binler satan yazarlarının görmezden gelinmesinin kasıtlı olduğunu ileri sürmüşler.\n

\n

TÜYAP Başkanı D. Kavukçuoğlu, eleştirileri yazar seçiminde ölçütün iyi edebiyat ve kariyer olduğunu söyleyerek yanıtladı. Belli yaşta bir yazarın duruşu, hayata bakışı, insani nitelikleri önemliydi. Seçici kurul yazarın özgürlükçü, demokrat, erdemli ve dik duruşlu oluşuna bakıyordu.\n

\n

***\n

\n

Türk edebiyatı baştan beri eleştirel sol çizgide gelişmiştir. Özgür sözü, onurlu duruşu, ülkesi ve halkına sorumluluğu savunma geleneği vardır. Dünyaya soldan, nesnel bakar, sömürü ve zulme karşıdır. Hak ve özgürlükleri kısıtlayan, toplumu suçlu, düşünceyi suç sayan çağdışı anlayışlar ve baskılar karşısında sesini yükseltme görevini kuşaktan kuşağa aktarmıştır. \n

\n

Sağcı olmak, iyi yazar olmaya engel değildir, denir. Ama bizdeki sağın sözü ve gözü özgür değil. Ya tüm yaşamsal bağlantıları ve neden sonuç ilişkileri ile yaratan inancına kör sağır bağlanıyor ya da yönetenin ideolojisine sığınarak var olmaya çalışıyor. Kişisel çıkarı için adil olmayanı isteyip savunan, iyi insan değildir. Ülkesine ve dünyaya ilişkin kaygıları, soruları, karşı çıkışları olmayan da iyi yazar olamaz. \n

\n

Bugün edebiyatın iktidarı soldur. Yakınlaşma arayışlarına rağmen siyasal İslamın kanadı altındaki dili tutuk yazarla çağdaş insanlık ve yazarlık vicdanına sahip onurlu yazar arasında derin algı ve kavrayış farklılıkları var. Yerinden itilmeye ya da transferler yoluyla emilmeye çalışılan sol, sağa pek itibar etmiyor. \n

\n

Doğası gereği kendi özgünlük ve derinliğini oluşturmada yetersiz kalan sağ zorda. Solun çiğnenen insan onuru, baskı ve adaletsizlik karşısında gösterdiği duyarlık ve direnişe yan çiziyor ama aşağılık duygusundan da kurtulamıyor. Topallığının kökten nedenlerini ise dünyaya ne büsbütün sağdan ne de soldan ama düşünerek bakan Dücane Cündioğlu çok iyi anlatıyor: \n

\n

Sağcılık her zaman sığdı, hep de böyle olacak. Çünkü sağcılık tatmine dayalıdır, sol tatminsizliğe. O yüzden dinin özünü sol bir refleks olarak algılarım. Din iktidarla işbirliği yaptığı anda erkeksi bir görünüm alır, temel özelliklerini kaybeder. Sağ tatmin olmuşların ideolojisidir. Tatmin olmanın getirdiği bir arayışsızlık, bir kuruluk vardır sağda. O yüzden sağ edebiyat olmaz. Sağcılık bir sistem ideolojisi olduğundan, yönetmeye odaklandığından, hep bir iktidar sorunu çerçevesinde örgütlendiğinden, hiçbir düşünce ıstırabı içermez. Sağcılık büyük bir anksiyetedir. Çünkü vatan elden gidecek, devlet elden gidecek, din elden gidecek... Sürekli kaybetme korkusu yaşar.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 8 Ocak 2013
Burhan Günel 1 Ocak 2013
Edebiyatın Sağı Solu 25 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları