Klasikleri Niçin Okumalı?

19 Haziran 2012 Salı
\n

Okumuş ve sevmiş olanlar için zenginlik anlamına gelen ama zevkine varabileceği daha iyi koşullarda ilk kez okuma şansını bulanlar için de o denli zenginlik demek olan kitaplara klasik denir.

\n

Tanım, Italo Calvinoya ait. Yazar, gençlik çağındaki klasik okumalarının sabırsızlık ve deneyimsizlik nedeniyle verimli olmadığını yine de deneyim kazandırma, model, değerler ve güzellik ölçütü biçimlendirme işlevleri olduğunu anlatıyor. Gençliğimizde okuduğumuz kitabı hiç hatırlamasak da olgunluk çağında yeniden okuduğumuzda bizi biz yapan, içselleştirdiğimiz ama kökenini unuttuğumuz parçaları yeniden buluyoruz.

\n

Dünya edebiyat tarihine yalnızca yazar değil, edebiyat düşünürü olarak da katkıda bulunan Calvino, Klasikleri Niçin Okumalı?”* adlı deneme kitabının ilk yazısında sorduğu soruyu yanıtlıyor. Yazı uzun, özetle aktarayım:

\n

Klasikler, öncelikle unutulmazlıkları, bireysel ya da kolektif bilinçdışı oluşturmadaki etkileri ile vazgeçilmez kitaplardır. Bizden önceki okumaların izini üzerlerinde taşırlar ve geçtikleri kültür, yani dil ve görenekte bıraktıkları bu izi sürükleyerek bize ulaşırlar. Bu yüzden, ilk kez okunan bir klasik, aynı zamanda bir yeniden okumadır. Bir yeniden okuma ise bir ilk ve keşif okuması olabilir.Demek ki bir klasik söyleyecekleri asla tükenmeyen bir kitaptır.

\n

***

\n

Klasikleri görev ya da saygı duygusuyla değil sevdiğimiz için okuruz. Okullar öğrencilere belli sayıda klasiği tanıtmaya çalışır. Ama gerçek keşifler okul dışında ve sonraki seçimlerle olur. Klasikler hakkında duyduklarımız ya da kısa öyküleri bizi onları bildiğimiz yanılgısına düşürebilir. Ama okuduğumuz kitap, bizimle kişisel bir ilişki kurduğu, kıvılcım çaktığı zaman onu beklenmedik ve benzersiz buluruz.

\n

İnsan çoğu kez amaçsız okumalar sırasında karşılaşır kendi klasiği ile. Dickensın “Büyük Ümitleri ya da Tolstoyun Anna Kareninası örneğin. Elbette herkesin kendince sevip beğendiği klasikleri vardır, hiç değilse bir tane olmalıdır. Calvino bu özel kitap için şöyle diyor: Senin klasiğin, kayıtsız kalamayacağın ve onunla bağlantılı olarak hatta onunla karşıtlık içinde kendini tanımlamanı sağlayan yapıttır.

\n

Bu nasıl olur? Belli başlı klasik romanları yeniden okuduğumuzda yazarın bizi anlattığı sanısına ya da roman kişilerinin yeni kılıklara girmiş olsalar da aramızda yaşadıkları duygusuna kapılırız. Hikâyeler çeşitlenir, olaylar ve kişiler tarihsel değişim ışığında farklılaşır, ama temel insan doğası ve halleri aynıdır. Okur, gerçek olaylarla roman sahneleri arasında bağlantı kurarak hem kendine hem dünyaya daha geniş bir açıdan bakma ve hayatı yorumlama bilinci kazanır.

\n

Calvino klasiklerle klasik olmayan öteki okumaların nasıl ilişkilendirileceği üzerinde de duruyor. Verimli okuma, klasiklerle güncel okuma dozu arasında bilinçli bir denge kurabilmeye bağlı. Ancak zamansız bir bulutun içine düşmemek için klasiklerin nereden okunduğu önemli. Zaman ve mekâna konumlanmada belirleyici olan güncellikten kopmamak.

\n

Gerçek şu ki, klasikleri okumaya gereken uzun süreler, yaşadığımız hayatın hızıyla pek bağdaşmıyor ve güncel kültür, hümanizmin kendini geliştirmeye vakit ayırmakuralını tanımıyor. Üstelik yayın ortamı da duruma uygun klasikler listesi yapmayı bir türlü beceremiyor.

\n

***

\n

* Italo Calvino / Deneme YKY- 2008

\n

Çev: Kemal Atakay

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 8 Ocak 2013
Burhan Günel 1 Ocak 2013
Edebiyatın Sağı Solu 25 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları