Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İki yanlış
MİT TIR’ları haberi ile ilgili soruşturmanın hukuksal boyutu epeydir tartışılıyor.
Konuya gazeteci-haber kaynağı açısından bakarsak da, görünen şudur:
Haberi yapan Can Dündar, davası sürerken habere ilişkin belgeleri ve bilgileri “bir solcu milletvekili”nden aldığını belirtmiştir.
Haberciliğin ilkesel anayasası, haber kaynağını açıklamamanın mesleğin ilk ve vazgeçilmez kuralı olduğunu belirler. Haber kaynağını saklamak, gazeteci için vazgeçilmez mesleksel onurudur, namusudur.
Burada çok açık bir mesleki yanlış vardır.
Habere ilişkin bilgi ve belgeleri verdiği Can Dündar tarafından açıklanan -konuyla ilgili tutuklu bulunan Enis Berberoğlu haber kaynağının kendisi olduğunu kabul etmiyor- “bir solcu milletvekili” de, elindeki bilgi ve belgelere dayanarak MİT TIR’ları ile ilgili olarak iktidarı eleştirmek amacıyla Meclis kürsüsünü kullanmak yerine, haberi sızdırmayı yeğlemiştir.
“Bir solcu milletvekili” böylece, siyasi sorumluluktan kaçarak, anayasa gereği kendisine verilen denetleme görevi ve ödevini yerine getirmemiştir.
Burada da çok açık bir siyasi yanlış vardır.
Ancak, bu iki yanlış bir doğruyu, yani Türkiye’de adaletsizliğin giderek yaygınlaştığı doğrusunu götürmez.
Sanki, o değil
Başımızdaki AKP’li durmadan konuşup hepimize akıl veriyor:
Yok efendim, herkes yargı kararlarına saygılı olmalıymış.
Sanki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin üniversitede türban yasağını onayan kararı üzerine “Türban konusunda mahkemenin söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır” diyen, o değil.
Sanki, kapı gibi Danıştay kararlarına karşı yandaşlara peşkeş çekilen özelleştirme kararlarını uygulamayan, o değil.
Sanki, partisini “laikliğe karşı fiillerin odak noktası haline dönüştüğünü” belirleyen Anayasa Mahkemesi’ni, yetmez ama evetçilerin babalar gibi desteği ile iktidarın oyuncağı haline getiren, o değil.
Yok efendim, devletin gizli sırlarını açıklamak suçmuş.
Sanki, devletin kozmik odasına casusluk cemaatinin görevlendirdiği yargıcı sokan, o değil.
Aklımızla dalga geçtiklerini sanıyorlar ama henüz o denli aptallaştırılmadık.
Sınır
Saray’ın gölgesinde sınırlı sorumlu Başbakan, Yunanistan’a gitmiş, Çipras’tan 15 Temmuz darbesine katılan kaçak askerleri istemiş.
Yunanistan’ın işgal ettiği Ege’deki 18 adacığı istemeyi ise unutmuş.
Ne yapsın, sınırı bir yere kadar...
Siyasi ayak
CHP’li Kazım Arslan, Meclis’te açıkladı:
“30 Mart 2014 yerel seçimlerinde ben Denizli Büyükşehir Belediye başkanı adayıydım. Bu seçimlerde öyle yolsuzluklar yapıldı ki -tutanaklar elimde- alınan tutanaklarda, benim aldığım oyları benim rakibimin üzerine, HDP’nin üzerine yazdılar.
FETÖ yapılanması birçok olayla ortaya çıkmıştır. YSK’nin 3 üyesi tutuklanmıştır. İl seçim kurulu başkanı 11 hâkim tutuklanmıştır. İl seçim kurulundan 59 hâkim tutuklanmıştır. İlçe seçim kurulu başkanı olan 210 hâkim tutuklanmıştır.”
AKP’ye kimin seçim kazandırdığı ortada.
O yüzden “FETÖ’nün siyasi ayağı yok mu?” sorusu hep yanıtsız kalıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke