Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Konstantinopolcü
İstanbul’u Konstantinopol gibi görmek isteyenler varmış…
Bu lafı söyleyenler, iktidara geldiklerinden bu yana halk önderi Atatürk, devrimci kadrosu ve onların kurdukları Cumhuriyet ile didişip durdular. Çürümüş bir hanedanlığı övdüler. Abdülhamit’in, Vahdettin’in ruhuna rahmet okudular.
İstanbul’un işgaline göz yuman işbirlikçi Damat Ferit’in Hürriyet ve İtilaf Partisi ile Mustafa Kemal ve arkadaşlarını “cinayet şebekesi” diye tanımlayan İngiliz Muhipleri Cemiyeti yandaşlarının imzaladığı Sevr Antlaşması’nı yırtan Lozan Antlaşması’nı yerden yere vurdular.
İstanbul’u kurtaranları “iki ayyaş” diye tanımladılar…
Şimdi söyler misiniz lütfen: Kimmiş Konstantinopolcü?
Havuz Dolsun Diye
Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) seçimi, aslında nasıl bir düzen içinde yaşadığımızın belirgin kanıtlarından biri oldu.
CHP Spor Kurulu Başkanı Yıldırım Kaya’nın yaptığı yoruma göre, Türkiye Futbol Federasyonu, başkan ve yönetimini delegeler seçmedi. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bütün federasyonlarda yaptığı gibi, TFF yönetimini de kendisi atadı.
“Her şey benim ve benden olsun” mantığının sonucu TFF Başkanlığı’na, tıpkı Cengiz İnşaat gibi, Kalyon Grup gibi AKP iktidarının gözde ihaleci şirketlerin sahiplerinden Nihat Özdemir, satrançtaki şahın önündeki piyon olarak oturtuldu.
Aslına bakarsanız “Her şey benim olsun” dayatması ile bu yıl, gölge İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Göksel Gümüşdağ’ın, yapay, şişirilmiş, para pompalanmış “proje” takımı Başakşehir, öyle ya da böyle şampiyon ilan edilecekti.
Olmadı. Çünkü, İstanbul seçimleri, tıpkı futbol ligindeki ayak oyunları gibi bakara- makara iptal edilmişti. Başakşehir’in ite kaka şampiyonluğu çok sırıtacaktı. AKP’ye oy gerekiyordu, majestelerinin takımı geri çekildi.
Tek adam düzeni, yaşamın her alanını denetim altına almak üzere kurgulanıyor, yaygınlaşıyor, kurumsallaşıyor.
“Her şey benim olsun” diyen, işte bu yüzden İstanbul’dan vazgeçemiyor.
Havuzcu kalkındırılmış şirketler için, kalkındırılmış şirketler aracılığıyla havuzlarını dolduranlar için vazgeçemiyor.
Biz Kul Değiliz!
CHP sözcülerinin, özellikle İstanbul seçimlerinin iptali sonrası geliştirdikleri “kul hakkı yendi” söyleminden vazgeçmesinde, demokrasi bilinci açısından çok büyük yarar olduğu kanısındayız.
Hepimiz ayırdındayız ki, 1923 devrimi ile kulluk ortadan kaldırılmış, özgür, eşit, kardeş yurttaşlık geçerli kılınmıştır.
Her ne kadar AKP Genel Başkanı tarafından meşruti monarşi bulamacı ile yeniden canlandırılmaya çalışılan Saray düzeni ve tümüyle “reis”e bağlı bir kulluk sistemi getirilmek istense de, bizler kendimizi
Cumhuriyetin yurttaşları olarak görmekte, ilişkilerimizi, yaşantımızı, tutumuzu ve dünya görüşümüzü, dinsel ya da feodal tanımlamalar dışında laik, demokratik bir çerçeveye oturtmaktayız. Ülkenin de bu çerçeve içinde yönetilmesi gerektiğini savunmaktayız. Cumhuriyetin kurucu örgütü olan CHP de, gücünü büyük ölçüde kendini yurttaş sayanlardan almaktadır.
Öyleyse, bugün, AKP’nin dayatmaları karşısında bir ortaçağ deyimi olan kul hakkının yendiğinden değil, çağdaş, evrensel anlamda yurttaşlık hukukunun çiğnendiğinden söz edilmesi gerekir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu