Türk işi şeriata adım adım
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Türk işi şeriata adım adım

02.07.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım bugün biraz canınızı sıkacağım, alınmaca darılmaca yok! Evet dostlarım şeriat bir ülkenin din kurallarına göre yönetilmesine denir. Çok keskin yaptırımları vardır çünkü şeriat kanunlarına karşı gelmek Allah’a karşı gelmek olarak değerlendirilir. Afganistan, Pakistan, Nijerya, Suudi Arabistan, Malezya, İran şeriat kanunlarına göre yönetilen ülkelerdir. Ülkemiz ise yani Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir ve şeriat kanunlarıyla yönetilmez.

Tabii ki toprağı temiz, madenleri bol, denizleri bereketli, rüzgârı şenlikli, Asya ile Avrupa’nın geçiş yolu bu ülkeyi, dünyayı yönetenlerin rahat bırakmayacağı hepimiz tarafından bilinen bir sırdır. Ayrıca 42 kültürün yaşayıp depremlerle yok olduğu bir ülkedir ve her yerinden geçmiş uygarlıkların muhteşem kalıntıları insanları selamlar. Ayrıca bir turizm ülkesidir. Bu nedenle yukarıda saydığımız ülkeler gibi keskin bir şeriat söz konusu olamaz ama her şeyi kendimize benzettiğimiz için Türk işi şeriat diye yepyeni bir durum karşımıza çıkıyor. Bu şeriat biçimi pasif görünse de genlerinde dünyayı yönetmek olan ülkelerin çok işine geliyor hatta bunu var güçleriyle destekliyorlar. Ülkede de hain çok!

Adım adım gidelim. Özellikle son seçimden sonra Türk işi şeriatın ayak sesleri iyice duyulmaya başladı. 12 yaşında bir çocuk tarikatların yönettiği bir yatılı medresenin ahırında asılı bulunuyor ve aile kimseden şikâyetçi değil. Sadece kamu davası açılıyor. Bir üniversite mezuniyet töreninde bir kadın doktor sözlerine Arapça bir ayetle başlıyor. Bu ayetle başlayan konuşmalara ilk kez İran’da tanık olmuştum; bakanı, öğretmeni Allah’a dua ederek sözlerine başlıyorlardı. Evet, biz denizlerde yüzerken, ülkemizde şeriat olmaz diye övünürken yepyeni bir şeriat modeli adım adım ilerliyor. Aynı günlerde bir başka üniversitenin mezuniyet töreninden sonra yeni mezun doktorlar hep birlikte camiye gidip dua ediyorlar. Ne var bunda demeyin, çok şey var.

Bu arada ülkemizin nüfusuyla ciddi bir biçimde oynanıyor. Batı’nın insan hakları sözleri artık beni sıkmaya başladı. Neden o ülkeler özellikle İngiltere, Ukrayna savaşında kışkırttığı ülkenin altüst olmasından sonra sadece 11 mülteci almış. Hiç düşündünüz mü? Ülkemizde kaç milyon olduğu bile bilinmeyen göç insanları var. Üstelik bunların bir kısmı çok paralı ve şimdiden Karadeniz Bölgesi Arapların oldu. Antalya ve civarları da Ukraynalı ve Rus zenginlerinin. Rus mafyası artık Türkiye’de iş görüyor. Savaş bittiği halde ülkelerine dönmeyen Suriyeliler doğum kontrolü bilmediklerinden öyle çok doğuruyorlar ki biz Türkler yakında kendi ülkemizde mülteci durumuna düşeceğiz. Bu da Türk işi şeriatı daha da güçlendirecek! Üstelik öyle çok hakları var ki isyan etmemek olanaksız. Bir de şu Kurban Bayramı’nda gördüm, bizim kasabın dükkânı poşetler içinde etle dolmuştu. “Ne bu?” dedim, “Millet kestiği koyunu bana getirdi, etleri ayırmam için. Sonra da bu etler evlerdeki derin donduruculara gidecek”. Vallahi de öyle. Türk işi şeriat düzeninde kurban kesmek böyle bir şey, hem Allah’ı kandırıyorsun, günahlarından arınıyorsun hem de karnını tıka basa doyuruyorsun.

Söylemeden geçmek olmaz, Arapların petrolü 10 yıla varmadan bitecek ama İngilizler uyardı, Arap ülkelerin parası teknoloji şirketlerine yatırıldı. İsrailliler en temiz topraklarımızı Suruç, Iğdır, Harran ovalarını satın aldılar. Türk işi şeriat ve Türk işi milliyetçilik böyle bir şey!

Peki biz ne yapmalıyız? Herkesin aklındaki soru bu. Ve önümüzde yerel seçimler var. İktidarın vatandaşlık verdiği göç insanlarını büyük kentlere usul usul yığmaya başladığını görmemek için kör olmak gerek. Bu yeni kentliler tıpkı geçtiğimiz seçimde olduğu gibi seçimi bizim aleyhimize olumsuz etkileyecekler. Öyleyse tüm tartışmaları bir yana bırakıp kuvvetli, cesur bir sol cenah yaratmak zorundayız. Kimsenin kıvırmaya hakkı yok! O ulusalcıymış, öbürü komünistmiş, öbürü Kürt milliyetçisiymiş bırakın bu sonu gelmez tartışmaları. Ben kendimi, kasabın bıçağı boynuna dayanmış bir kurban gibi hissediyorum ve Türk işi şeriat; anaokullarını, liseleri adım adım ele geçiriyor. Hele de “Aman ben bir yurtdışına adım atıp kendimi kurtarayım” sevdasından vazgeçin. Kapitalizm her yerde iflas ediyor, dünya işsizlerin dünyası olmaya başladı. Batı’nın büyük kentlerindeki sokakta yaşayan insanların sayısı arttı. Hep birlikte mücadeleye başlamaktan başka çare yok.

Bayram öncesi gene bir gazeteci hem de montaj bir kaset yardımıyla tutuklandı. Tutuklandığı gün ne muhalefetin milletvekilleri ne sivil toplum örgütleri ne de barolar ve odalar Çağlayan Adliyesi’ndeydi. Bir tek milletvekili Sırrı Süreyya oradaydı. İşte size bir mücadele alanı ve kimseler yok. Arkadaşlar sıyrılın şu rehavetten, sıyrılın!

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025