Türkiye’deki tüm sanayi, ticaret ve borsa üyelerinin aidat ödeyerek üye olmak zorunda olduğu TOBB’nin 2 milyar TL ile inşa ettiği otel elde kaldı. Cazip bir koşulla Katarlı yatırımcı Ömer Alfardan işletmeye talip.
Türkiye’nin başının belası kamu özel işbirliği (KÖİ) projelerinin müstesna bir örneği, Demokrasi ve Özgürlük Adası adıyla betona gömülen Yassıada turizm projesi oldu. 2 milyar TL yatırımla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) talimatla yaptırılan ve geçen yıl açılan 125 odalı otel ne yazık ki işletilemedi ve Türkiye yeni bir kavramla tanıştı...
AKP’nin, 27 Mayıs ihtilali sonrasında Adnan Menderes ve bazı bakanların yargılandığı ve hapis yattıkları Yassıada’yı imara açma isteği iktidara geldiği ilk dönemlerden itibaren vardı. İmara açılma tarihi ise 2013 yılı oldu.
Burgazada’da yaşayan bir adalı olarak doğa savaşçılarının itirazlarını, motorlarla yaptıkları eylemleri yakından izlemiştim. İtiraz adanın müze olmasına değil rant projesiyle betonlaşmasına idi.
O dönemde başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu projenin gerçekleştirilme talimatını ise Türkiye’deki tüm sanayi, ticaret ve borsa üyelerinin aidat ödeyerek üye olmak zorunda olduğu TOBB’ye verdi. 2013’te bu konuda yazdığım bir yazıda bakın ne demişim:
“TOBB sınır kapılarını işlettiği Gümrük Turizm İşletmeleri AŞ (GTİ) ile bu yatırımı gerçekleştirecek. Biraz soruşturdum. TOBB’nin bu konuda henüz bir projesi yokmuş. Zaten olmasını da beklemiyordum. Çünkü projeleri hükümet hazırlıyor ve yatırımcıya veriyor. Ancak adaların imara açılmasına neden olacak bu yatırıma karşı kamuoyunda tepki giderek artıyor. Hükümet ‘Yap’ derse TOBB mecburen yapacak! Ama biraz başı da ağrıyacak!”
TALİMATLA ÇİZİLEN PROJE
125 odalı otel, 30 civarında betonarme bungalov, 600 kişilik konferans salonu, 1200 kişilik cami, müze ve sergi alanlarıyla küçücük Yassıada’yı kaplayan Katre Otel’in mimari projesini ise AKP Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan’ın Arme Concept’i gerçekleştirdi. Tabii ki Cumhurbaşkanı’nın talimatlarıyla.
“Demokrasi ve Özgürlük Müzesi” olacağı iddiasıyla sunulan rant projesi ilk günlerde yapılan eleştirileri haklı çıkardı. Geçen hafta OdaTV’de yer alan haber sonrasında yapılan açıklamayla altın tozlu odalı lüks otelin “içkisiz, oyunsuz” işletilemeyeceği ortaya çıktı. GTİ’nin genel müdürü de “Maksat hasıl oldu. Oteli yaptık, kamuya devretmek istiyoruz” sözleriyle bunu açıkladı.
"KATARLILAR İSTİYOR" İDDİASI
Kamu özel işbirliği projelerinin en yakın takipçisi gazeteci Çiğdem Toker’in 2019’da yazdığına göre hem ihale yapıldığı hem de ihaleden muaf olduğu belirtilen projenin yatırım tutarı 140 milyon 476 bin 765 ABD Doları. Yani bugünkü kurla 2 milyar TL’ye yakın bir yatırım demek.
Hem adanın ekolojik dengesini bozan hem adayı beton yığınına çeviren üstelik de ekonomik bir değer yaratmayan bu yatırım, bundan sonra ne olacak?
Önce TOBB’nin üyesi sanayicilere sordum. Öncelikli olarak açık isimle konuşamasa da sanayiciler aidatlarıyla biriken paraların siyasi amaçlı yatırımlarda heba olmasına tepkili. “Bu otelin olmayacağı başından belliydi. Bize soran olmadı. Ben paramla istersem okul yaparım, istersem otel. Ama bu bizim paramız. Bu kadar sıkıntı yaşadığımız yıllarda yatırımlarımız için kullanmalıydık” diyor.
Turizmciler ise içki yasağı olan otelin turizm için cazip olmadığını söylüyor. Amacın siyasi olması nedeniyle bunun da bu hükümet sırasında değişmesi imkânsız görünüyor. Casino konusu ise zaten bir tabu. Hiçbir turizm yatırımcısının buraya yanaşmayacağı belirtiliyor.
Ancak bir iddiaya göre ise Katarlı yatırımcı Ömer Alfardan bu oteli işletmeye talipmiş. Büyük yatırım yaparak satın alınan Alternatifbank’ta yüzü gülmeyen Katarlı yatırımcı Alfardan’ın Six Sense ve Mandarin Otel’de ortaklığı var. Uygun koşul sağlanırsa işletmeyi alması sürpriz değil!
Yassıada projesi de diğer projeler gibi sırlarla dolu... Yatırımın başından beri bilinmeyenlerle dolu projeyi GTİ’nin kamuya devretme koşulları yeni bir sır. Bedelini TOBB mi ödeyecek, yoksa yine Hazine mi yani bizden mi çıkacak?
Bunu da yaşayarak göreceğiz!
