“Yeni ortaçağ”, pek çok yönüyle, “eski ortaçağ”dan daha geri.
Dün Soner Yalçın Nefes’te anımsattı. Osmanlı Şeyhülislamı Zekeriyazade Yahya Efendi, 17. yüzyılda, yani eski ortaçağda, Türkçesiyle şu şiiri yazmıştı: “Camide iki yüzlüleri bırak, ikiyüzlülük etsinler/ Meyhaneye gel ne ikiyüzlülük var ne de ikiyüzlü.”
Yeni ortaçağın siyasal İslamcıları ve dincileri, Osmanlı Devleti’nde üç kez şeyhülislamlık yapmış Zekeriyazade Yahya Efendi’yi, bugün olsa Türkiye Cumhuriyeti’nde yakarlardı!
Çünkü onlar Müslüman değil siyasal İslamcılar, çünkü dindar değil, dinciler!
LAİKLİK DİNDARLARIN GÜVENCESİDİR
Laiklik, bugün asıl Türkiye’nin dindarlarının güvencesidir. Zira yeni ortaçağın dincileri, dindarlara bile tahammül etmiyorlar, dün dindar Konca Kuriş’e tahammül edememişlerdi, bugün etek boyları nedeniyle imam hatip liseli kızları hedef alıyorlar.
Siyasal İslamcılık böyledir: “Kimsenin kılık kıyafetine karışılmasın” diyerek sözde “demokrasicilik” üzerinden türbancılık yaparlar ama sonra türbansızları adım adım hedef almaya başlarlar; etek boyuna, elbisenin kolsuzluğuna karşı çıkmaya başlarlar. Daha vahimi, gittikçe türbanı da yetersiz bulup türbanlıları çarşafa girmeye zorlarlar.
Çünkü türban başından beri siyasal İslamcılar için bir başörtüsü değildi, Müslüman kadınların örtünme meselesi değildi, davaları için bir siyasal araçtı!
LEMAN'IN GAZZE KARİKATÜRLERİ
Açıkça belirteyim: LeMan dergisi, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı çok başarılı bir karikatür yayıncılığı yaptı. Filistinlilerin haklı davasını savunan ve İsrail’e tepki gösteren sayısız karikatürleri, LeMan’ın altın madalyalarıdır.
LeMan’ın son karikatüründen, yani bombaların altında ölüp melek olmuş Muhammed ve Musa’nın Filistin’in gökyüzünde selamlaşmalarından “peygambere hakaret” sonucu çıkarmak, en hafifinden art niyettir.
Dahası bunu “Plan şuydu: 30 Haziran’da mahkeme olumsuz karar verseydi CHP Taksim’e çıkacak ve LeMan’ın provokasyonunu protesto edenlere saldıracaktı” diye savunmak, saf kötülüktür, komploculuktur. Zira LeMan’ın karikatürü 26 Haziran tarihliydi.
EMPERYALİZMİN İSLAMCILIK OPERASYONLARI
LeMan’ın karikatüründen İslama düşmanlık sonucu çıkaran ama İsrail’in İran’a attığı füzeleri “Şii vuruyor” diye alkışlayabilen kafa, elbette dindar değil, dincidir, mezhepçidir.
Emperyalizmin 19. yüzyılın sonlarında başlattığı, 20. yüzyılda Soğuk Savaş ile ilerlettiği ve 21. yüzyılda Büyük Ortadoğu Projesi içinde geliştirdiği “İslamcılık” operasyonlarını çözümleyebilmek, Müslümanlar açısından kritik önemdedir.
ABD emperyalizminin İhvan’la (Müslüman Kardeşler) ilişkisi, coğrafyamızda antikomünizme ve antiemperyalist milliciliğe karşı “siyasal İslamcılığın” beslenmesi, Yeşil Kuşak projesi kapsamında Afganistan’da SSCB’ye karşı El Kaidelerin kullanılması, Gladyo Hizbullahı, IŞİD, Nusra, HTŞ...
Müslümanların, dindarların sorgulaması gereken işte bu ilişkilerdir.
TÜRKİYE'NİN AVANTAJLARI
Evet, Türkiye’nin yaşadığı Malatya, Maraş, Çorum, Sivas/Madımak vahşeti ile emperyalizmin İslamcılık operasyonu ve onun Gladyo aygıtı arasında derin bir ilişki var.
Ama tüm bunlara rağmen yine de şunu söyleyebiliriz: Emperyalizmin 200 yıllık İslamcılık operasyonlarından, geniş coğrafyamızda en az etkilenen ülke yine de Türkiye’dir.
Çünkü Türkiye’nin bir Cumhuriyet Devrimi vardır, çünkü Türkiye’nin laikliği vardır, Çünkü Türkiye’nin Alevileri vardır. Çünkü Türkiye’nin Arap İslamcılığından ve İran İslamcılığından daha hoşgörülü bir Anadolu Müslümanlığı birikimi vardır.
Bunun kavranması “devlet adamları” açısından kritik önemdedir.