Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
5 Yıl Sonra Türk El Kaidesi!..
Bundan tam beş yıl önce, 15-20 Kasım 2003’te, İstanbul’da dört büyük patlama meydana geldi. Dinci bir örgüt ramazan ayının ortasında tonlarca patlayıcıyı dört kamyona yüklemiş ve Hıristiyanlarla Musevilerin dini, siyasi ve ticari merkezlerine yönelik intihar saldırıları düzenlemişti. Ülkeyi şoke eden saldırılarda 58 kişi ölmüş, 700’den fazla insan da yaralanmıştı. Türk toplumu o gün yeni bir örgütle karşılaşmış, ancak bu tanışmanın ardında nasıl bir süreç ve gaflet olduğunu öğrenememişti!..
Hizbullah örgütünün 17 Ocak 2000’den itibaren başlayan çöküş süreci iki yıl sürdü. Türkiye kanlı örgütün yaşadığı şoku henüz atlatmışti ki, Selefiliği referans alan bir örgüt ülke içinde sinsice yapılanmaya başladı. Aslında o örgüt göz göre göre gelmiş, belki de göz yumularak büyümüştü!.. Yani Türk El Kaide’si durup dururken ortaya çıkmamıştı!
El Kaide, Suudi rejiminin resmi mezhebi Vahhabiliği referans alıyor. Arap Yarımadası’nda Necd dolaylarında ortaya çıkan bu dini anlayışı Muhammed bin Abdülvehhab, Selefiliği esas alarak katılaştırmıştı. Abdülvehhab, Harranlı İbn-i Teymiye’nin eserlerinden etkilenmişti.
Selefi - Vahhabi çizgisi Anadolu Müslümanlığına aykırı, katı ve bağnaz bir düşünce tarzını dayatıyor. Bu anlayış Türkiye’deki rejimi “Darül harp” (İslam kanunlarına göre yönetilmeyen) diye niteliyor. Örgüt üyeleri, devletten maaş alan imamın ardında namaz kılınamayacağını savunuyor, mezar ziyaretleri ve din bilginlerine bağlılığı küfür sayıyor. Onlara göre “Tevhid’e inanmayanın malı, canı helaldir. Tarikat-tasavvuf küfürdür. Muska, tespih, zikir, nafile namazı batıldır!”.
2003’ün kasım ayında Beyoğlu’ndaki Neva Şalom Sinagogu, Şişli’deki Beth İsrael Sinagogu, İngiltere Başkansolosluğu ile HSBC Genel Müdürlüğü binalarını bombalayanlar işte bu radikal dinci çizgiden geliyordu. Habib Aktaş’ın eğittiği Gökhan Elaltuntaş, Mesut Çabuk, Feridun Uğurlu ve İlyas Kuncak adlı militanlar, kamyonlara yükledikleri tonlarca patlayıcıyı işte bu ideoloji uğruna ateşlemişlerdi!..
Aslında onlar Türkiye’deki ilk Selefi militanlar değillerdi. Selefi-Vahhabi anlayışı Türkiye’de ilk kez 1974 yılında Malatya’da kurulan “Malatya Fikir Kulübü” bünyesinde gelişmişti. Abdurahman Gökmen liderliğinde ortaya çıkan hücre ise Yahudi asıllı İshak Manisalı’nın kaçırılması eylemiyle adını duyurmuştu. M. Emin Yılmaz önderliğindeki Selefi Ceyşullah örgütlenmesi ise 1995’te Bingöl’de ortaya çıkarılmış, 21 kişi 6 Kalaşnikof’la birlikte ele geçirilmişti.
11 Eylül saldırılarının ardından Türk Selefiler yakın takibe alındı. Feyzullah Birişik grubu İstanbul’da 5-7 Ekim 2001’de yapılan operasyonla deşifre edildi. Yakalanan 5 kişi eğitim amacıyla Çeçenistan, Irak ve İran’a gittiklerini söylemişlerdi.
Gaziantep’te 29 Ekim 2001’de gerçekleştirilen operasyonda yakalanan 14 Selefinin de Afganistan’da savaşa katıldığı saptandı. Selefilerin Türkiye sorumlusu “Ebu Said El Yarpuzi” kod adlı Mehmet Balcıoğlu ise 2001’de Antalya’da yakalandı. El Kaide hücrelerini oluşturan İmamlar Birliği yöneticisi Ali Üzüm ise aynı tarihlerde gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
Ankara merkezli Selefi örgütlenmenin lideri Malatyalı Hulusi Kıdık ve 15 arkadaşı 19 Aralık 2001’de, Konya’da Murat Gezenler önderliğindeki “Kuran’a Çağrı” grubu 8 Şubat 2002’de, Malatya’daki Şemsettin Özaykan grubu ise 25 Mart 2002’de açığa çıkarıldı.
Selefi gruplar zaman zaman silahlı eğitim için Afganistan ve Pakistan’a, dini eğitim için de Suudi Arabistan’a gidip geliyordu. 2001’e kadar en az 500 kişinin Afganistan, Bosna Hersek, Çeçenistan, Tacikistan, Keşmir gibi bölgelerde savaşlara katıldığı saptanmıştı.
Amerika’daki 11 Eylül 2001 saldırılarında 3 binden fazla kişinin ölmesinin ardından ABD uçakları Afganistan’daki El Kaide kamplarını bombalayınca Türk kökenli Selefilerin büyük bölümü ülkelerine kaçtı. Onların çoğu Hizbullahçılar gibi Kürt kökenli değildi! Aralarında Kastamonulu, Konyalı, Eskişehirli, Kayserili, Nevşehirli, Çankırılı, Bursalı, Sakaryalı, Sinoplu ve Afyonlu militanlar da vardı. Ancak Afanistan’daki kamplarda silah kullanmak, bomba yapmak, suikast düzenlemek konusunda yıllarca eğitimden geçirilen bu militanlar bir yıllık suskunluğun ardından hücrelerinden çıktılar!
Usame bin Ladin onlara sansasyonel bir eylem için 150 bin dolar göndermişti. Hazırlıkları 1 yıl kadar sürdü. Bu sırada İslamcı vakıfları, yayınevlerini, şirketleri ve bazı camileri üs tuttular. İBDA-C, Hizbullah, Ensar El İslam, Müslüman Gençlik gibi örgütlerden militan transfer ettiler. El Kaide’yi örgütlemek ve Selefi ideolojisini yaymak için piknik adı altında kamplar düzenlediler. Eşleri, dostları ve kardeşleriyle aile şirketleri gibi eylem hücreleri oluşturdular. Mescitlerde, hatta baharatçı dükkânlarında bomba yapımını tartıştılar! Sonunda Bin Ladin’in gözüne girebilmek uğruna harekete geçtiler.
İstanbul’un göbeğinde kolaylıkla sahte kimlikler, ehliyetler, ikametgâh senetleri, pasaportlar ürettiler. Sahte belgelerle işyerleri, rahat iletişim kurabilmek için internet cafelerle cep telefonu bayileri açtılar. Deterjan adı altında patlayıcı ürettiler. Gencecik çocukları cennet vaadiyle kandırarak canlı bomba olmaya ikna ettiler. Eylem için günlerce prova yaptılar. Sonunda tonlarca patlayıcıyı 4 kamyona yükleyerek İstanbul’un en kanlı terör eylemini gerçekleştirdiler.
Peki 5 yıl önce yaşanan bu katliamı gerçekleştirenler istihbarat duvarını nasıl aşmışlardı? Aslında El Kaide gruplarının bir bölümü zaman zaman polis ve jandarma tarafından fark edilmiş, ancak adliyeye çıkarılanlar piknik ve dini sohbet yapan “inançlı gençler” oldukları iddiasıyla salıverilmişti! Daha vahimi ise intihar saldırılarını planlayanlardan bazıları istihbarat birimlerince uzun süre izlenmişti! Ama nasıl olmuşsa kimse onları ve intihar saldırılarını engelleyememişti!..
El Kaide’nin 350’den fazla üyesi İstanbul saldırılarının ardından deşifre oldu. Elebaşı Habib Aktaş 2004’te Irak’a kaçtı ve çatışmalarda öldürüldü. Planlayıcıların bir bölümü ise halen firari. Örgüt 2003 saldırılarının ardından Kartal’daki mason locası baskını, NATO toplantısına yönelik eylem girişimi, Loui Sakka’nın Antalya’da İsrail gemilerine yönelik saldırı planı, ocak ayında Gaziantep’te polisle yaşanan çatışma ve son olarak İstanbul’da ABD Konsolosluğu önünde 3 polisin şehit edilmesi eylemiyle varlığını korumaya çalıştı.
Türk El Kaidesi’nin ortaya çıkışı, Hizbullah’ın çöküş süreci ve dağılan militan yapısının yeni bir arayışa yönelmesine dayanmıyordu. Zaten beslendikleri dini referans El Kaide’nin Hizbullah’ın yerini doldurmasına izin de vermiyordu. İki örgüt arasındaki militan devşirme faaliyetleri ile işbirliği çabaları rejim düşmanlığının ortak paydasından başka bir anlam taşımıyordu!
El Kaide’nin bugünlerdeki sessizliğinin nedeni, hücrelerin kış uykusunda olmasından kaynaklanmıyor! Örgüt art arda aldığı darbeler ve eylemsel taktik hataları nedeniyle yeniden toparlanmakta güçlük çekiyor. Ocak ayından bu yana İstanbul, Van, Aksaray, Konya ve Sıvas’taki 6 operasyonda 127 kişinin yakalanmış olması da Selefilerin toparlanmasını engelliyor. Açıkçası en az 2 bin kişilik aktif kadrosuna karşın örgüt silahlı militan bulmakta zorlanıyor! Yaşadığı bu sıkıntı örgütün baltaları toprağa gömdüğü ya da gömeceği anlamına gelmiyor! Dinci örgütlerin dağınıklığı ve stratejik konumu Türkiye’yi El Kaide için çekici kılmaya devam ediyor! ABD Adalet Bakanı Michael Mukasey’in aylar önce Türk yetkililere, “Uyanık olun, El Kaide Türkiye’yi üs olarak seçmiş görünüyor” demesi bu gerekçelere dayanıyor!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Araştırma: Olası bir savaşta Türkiye'nin kaybı ne olur?