Mehmet Faraç

Misket Oynayan Ölümler!..

07 Ocak 2009 Çarşamba

Savaş teknolojisinin en tehlikeli silahlarından biri olan misket bombaları İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırısıyla yeniden gündeme geldi. Peki, bünyesinde barındırdığı yüzlerce küçük patlayıcı nedeniyle insanlığa adeta tuzak kuran ve onlarca ülkenin yasaklanması için imza attığı misket bombası nedir, nasıl bir tehdit oluşturuyor?..

Atom bombası, kimyasal silahlar ve misket bombaları!.. Adları ölüm kadar ürkütücü, vahşet kadar sarsıcı olan silahlar!.. İlk ikisi şimdilik insanlığın öfkesiyle mühimmat depolarının en karanlık köşelerine hapsedilmiş!.. Ancak gün geçmiyor ki bunlardan sonuncusunun dünyanın herhangi bir bölgesindeki çatışmalarda ölüm kustuğuna ilişkin haberler medyaya yansımasın!..

Gazze’ye atılanlar misket bombası mı, flare mi (aydınlatma mühimmatı) ya da düştüğü yeri cehenneme çeviren beyaz fosfor mermisi mi?.. Bu henüz bilinmiyor... Ancak bir gerçek var ki misket bombasının adı bile Gazzelileri ürkütüyor.

Adının ilk sözcüğü sevimli gibi gelse de, devamındaki harflerle ölümü haber veren misketler, Salkım Bombasıolarak da adlandırılıyor. Misketler hedefe atıldığında ilk önce büyük bir patlama meydana geliyor. Bu patlamayla birlikte çevreye daha küçük çapta bombalar savruluyor ve yaşanan yeni patlamalar bombanın etki alanı ve tahrip gücünü büyük boyutlara çıkarıyor. Buna misketlerin demet nitelikli mühimmatyapısı yol açıyor. Misketler belki bu yüzden bomba içinde bomba diye de tanımlanıyor!.. Yani ölüm içinde ölüm!..

Üzerinde sarı renkte şerit bulunan standart bir misket bombasının 500 kilo ağırlığında olduğu düşünülürse nasıl bir etki yapacağı da anlaşılabilir. Hedefe inişlerini yavaşlatmak için üzerlerinde küçük paraşütler bulunan misketler, bünyelerinde 202 adet küçük bomba barındırıyor. İşte çevredeki asıl tahribatı bunlar yaratıyor. Uzmanlar, küçük bombalar patladığında çevreye 2 bin dolayında şarapnel saçıldığına dikkat çekiyor. Bu şarapnel parçaları ise en az 70 metre yarıçapındaki alanlarda etkili oluyor.

Hedefe atılan her 10 bombadan birinin patlamama olasılığı bulunuyor. Bunlar tıpkı mayınlar gibi çevre için büyük tehlike yaratıyor. Savaş karşıtı kuruluşlara göre adı misket, işlevi ölüm olan bu bombalardan en çok siviller ve masum çocuklar etkileniyor. Savaş bölgelerinde ve özellikle Lübnan’da patlamayan misketleri bilmeden oyun aracı haline getiren çok sayıda çocuğun yaşamını yitirdiği biliniyor. Misketlerin kullanımına başlandığı tarihten bu yana dünya genelinde çoğu çocuk on binden fazla sivilin ölümüne yol açtığı tahmin ediliyor.

Bombalar hedefe atıldığında yüzde on oranında bir sapma yapabiliyor. Güdümlü olmadıkları için uzmanlarınaptal bombadiye de tanımladığı misketler, ilk kez 65 yıl önce insanlığı tehdit etmeye başladı. Sovyetler Birliği 1943’te Nazi güçlerine karşı misket bombaları kullanınca dünya kamuoyu bu sinsi silahla tanıştı ve engellenmesi için o günden bu yana barış yanlıları ve silah karşıtları büyük kampanyalar yürüttü.

ABD misket zengini!

Çeçenistan, Yugoslavya ve Körfez Savaşı’nda kullanılan misketler 2006’da İsrail’in Lübnan Hizbullahı’na 33 gün süren müdahalesi sırasında da gündeme geldi. Bugün Gazze’de yaşanan endişe ve tartışmalar o günlerde de uluslararası kamuoyunda infial yarattı. Bu tehlikeli silahı, geçen yıl yaşanan gerginlik ve çatışma sırasında Rusya ve Gürcistan’ın da karşılıklı olarak kullandığı anlaşıldı.

Strateji uzmanlarına göre dünyadaki 34 ülkede 200’den fazla misket bombası modeli üretiliyor. 100’den fazla ülkenin ordusu da bu bombalardan bulunduruyor. Dünyadaki 3 milyardan fazla misket bombası stokunun yüzde 25’ininse ABD ordusunda olduğu tahmin ediliyor.

Tüm bunlara karşın barış yanlıları misket bombalarının yasaklanması için 20 yıldır mücadele yürütüyor. Örneğin baskılar ve kampanyalar nedeniyle Belçika, 2007’de misket bombası üreticilerine karşı ekonomik ambargo uygulama kararı aldı. Bu yasak Oslo’da kara mayınlarının yasaklanması anlaşmasının imzalanmasının ardından gelmişti. Bu anlaşma gereği 19 Nisan’da, her yıl Misket Bombalarına Karşı Uluslararası Eylem Günüolarak dünyanın çeşitli ülkelerinde etkinlikler düzenleniyor.

İsrail’in önceki gün Gazze’ye yönelik saldırıda da kullandığı öne sürülen misket bombalarının tamamen yasaklanmasını öngören uluslararası anlaşma 3 Aralık 2008’de Oslo’da imzaya açıldı. Anlaşmayı ilk gün 92 ülke imzaladı. İmzacılar arasında büyük misket bombası stokuna sahip İngiltere de vardı. Türkiye’nin ise kara mayınlarını yasaklayan Ottawa Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüğü gereği 2014’e kadar Güneydoğu’daki mayınların temizlenmesinin ardından sözleşmeyi imzalayacağı belirtiliyor. Rusya, İsrail ve ABD ise anlaşmayı imzalamayacaklarını açıkladı.

İlk kullanımından tam 65 yıl sonra yasaklanması gündeme gelen misket bombaları Oslo’daki anlaşmayla tamamen tarihe karışır mı?.. Patlamayan bombalar, savaşların yol açtığı enkazları eğlence alanı haline getiren çocuklarla daha ne kadar ölüm misketi oynar?.. Bu sorular, savaşları sinsice planlayanlarla onlardan beslenen silah tacirlerinin insanlığı ve samimiyetleri kadar gizem taşıyor!..

Gazzenin Anatomisi!..

 

Bir yanı deniz, iki yakası İsrail, diğer çıkışı da Mısır olan 1.5 milyon insanın mülteci yaşamlar sürdüğü, abluka altına alınmış küçücük bir coğrafya...

Otomatik tüfekleri, el bombaları, ilkel füzeleri, sapanlara yapışmış taşları ve inançlarının çelik yeleğine bürünmüş cesaretleriyle işgale direnen 15-20 bin arasında radikal dinci militan...

Yapabildikleri, düştüğü yerde bekledikleri tahribatı yapamayan füzeler atmak... Kendilerini öldürmeye gelen İsrail askerlerinden olabildiğince esir almak... Ve hiç kabul edilir olmasa da geçmişte olduğu gibi intihar eylemine girişmek!..

Karşılarındaki güç ise dünyanın en iyi üç ordusundan biri... Son teknoloji savaş araçlarıyla donatılmış, korunaklı askerler... Etkili silahlar taşıyan uçaklar ve helikopterler... Bir militanı yok edebilmek için on çocuğunu da acımasızca öldürmeyi göze alabilen pilotlar... Yaşamın ambargo ve duvarlar arkasına hapsedildiği sokaklarda önüne geleni deviren devasa tanklar...

Orantısız güç ve ABD desteğiyle yürütülen bir devlet terörü!..

Filistin’de yaşananlara ister terörün altyapısını çökertme denilsin isterse de Siyonizmi yok etme direnişi!.. Oysa 42 yıldır süren bu kavganın içinde sarsıcı tek bir gerçek var; bebekler ve çocuklar yani masumlar alçakça katlediliyor!..

İşte Filistin!.. İşte Gazze gerçeği...

Şiddet, kan ve kaos; kuşatılmış bir kentin anatomisinde imdat çığlıklarına yol açıyor!.. Bebeklerin cılız sesi Gazze’nin soğuk duvarlarına çarpıp geri dönüyor!.. Kanlı emzikler küçük kefenlere madalya oluyor!..

Dünya ne yazık ki bu utanç verici sahneleri seyretmekle yetiniyor.

mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rahat Uyu Paşam!.. 10 Kasım 2009

Günün Köşe Yazıları