19 Mayıs 1919, bundan tam 106 yıl önce, ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın başladığı gündür. Ülkemiz ve halkımız için pek çok bakımdan anlamlıdır ve değerlidir. 19 Mayıs; direnişi, isyanı ve kurtuluşu ifade eder. Bu değerler de her daim gençlerle birlikte anılır.
İşte bu nedenle de Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından, bu anlamlı gün gençlere armağan edilmiştir. 19 Mayıslar, yıllardır ülkemizde “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanır.
106. YILINDA...
Bugünlerde ülkemizde gençler yine hareketli. Son dönemde yaşanan toplumsal hareketlerin içinde en etkin rolü onlar üstleniyorlar. Kendilerine emanet edilen kalıta ve değerlere sahip çıkıyorlar. Adaletli bir toplum ve özgür bir gelecek için alanlara çıkıyorlar.
İçinde bulunduğumuz dönemde, gençler açısından ne gibi sosyal sorunlarla karşı karşıyayız? Günümüzde 19 Mayıs’ın ruhunu ve anlamını ne ölçüde yaşatabiliyoruz? Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkıp Kurtuluş Mücadelesi’nin meşalesini yaktığı günün 106. yıldönümünde, bu sorulara yanıtlar arayıp, siyasal ve toplumsal gidişatı sorgulamalıyız diye düşünüyoruz. Bu sorgulamayı ve hesaplaşmayı yapmadan, erinçli bir geleceğe ve esenlikli günlere ulaşmak mümkün değildir.
19 MAYIS'IN ANLAMI
19 Mayıs’ın tarihsel öneminin ve değerinin anlaşılıp kavranabilmesi için, öncelikle o dönemin koşullarının iyi irdelenmesi gerekiyor. Dünyadaki savaşlar ve gelişmeler karşısında yenik düşmüş koca bir imparatorluğun çöküşü yaşanırken; onun çöküntüsünden yeni kıvılcımlar yakalamaya çalışan Mustafa Kemal ile çevresinde yer alan bir grup arkadaşı vardır. Ülke tam bir feodalite, tarım ve din toplumudur. Okuma yazma oranı, ekonomik düzey çok düşüktür. Var olan ekonomik ilişkiler de yabancıların ve azınlıkların kontrolü altındadır.
İşte böylesi koşullarda, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun’a çıkışıyla, ulusal kurtuluşun ateşi yakılmıştır. Yanmış, yıkılmış, çökmüş bir ülkede, yenik düşmüş bir halk, adeta yeniden doğmuştur. Yeni, genç ve çağdaş bir Cumhuriyet yaratılmıştır.
GENÇLİK VE DEVRİMCİLİK
Direnişi, isyanı ve ulusal kurtuluşu simgeleyen 19 Mayıs’ın gençlere armağan edilmesi, elbette tesadüfi değildir. Bu değerleri her koşulda yaşatacak olan öncelikle gençlerdir.
Toplumumuz içinde gençler, nicelik olarak önemli bir büyüklüğü temsil ederler. Ama aynı zamanda onlar, her daim yeniliğin, gelişmenin, çağdaşlığın öncüleridir. 19 Mayıs’ın gençlerle bütünleşmesi, bir bakıma özündeki devrimciliğin kuşaktan kuşağa aktarılması ve sürekli yaşatılmasıdır.
Unutmayalım ki gençler toplumun geleceğini temsil ederler. “Gençlik gelecek, gelecek gençlik” özdeyişi elbette boşuna söylenmemiştir. Bu yaklaşımın, toplumsal yaşamda derin izleri vardır.
GENÇLİK ARAŞTIRMALARI
Günümüz gençliğini ve sorunlarını irdeleyen bu yazıyı hazırlarken, son dönemde yapılmış bazı gençlik araştırmalarını inceledik. İPA (İstanbul Planlama Ajansı), MUPA (Muğla Planlama Ajansı) ve BAYETAV’ın (İzmir) araştırmaları birçok noktada ortaklaşıyor. Gençlerin yaşadıkları sorunların ağırlığı ve belki de en önemlisi gelecekle ilgili kaygıları, hemen her araştırmaya yansıyor. Gençlerin önemli çoğunluğu geleceğe endişe ile bakıyor.
DİSK’e bağlı Genel-İş’in TÜİK, OECD ve Çalışma Bakanlığı verilerine dayanarak hazırladığı “Genç Emeği Raporu” da ilginç ve çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Gençlerin yüzde 26’sı ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor. Her dört üniversite mezunundan biri işsiz.
GELECEĞİ BELİRLEYECEKLER
Kısacası, günümüzün gençleri bin bir türlü sorunla boğuşuyor. Zorlu koşulları aşmaya çalışıyorlar.
Genellikle muhalif bir duruş sergileyen bu gençlerin tercihinin değişimden yana olacağı anlaşılıyor. Bu durum, ülkemizin ve halkımızın aydınlık geleceği için umutlarımızı artırıyor.
Doğrusu biz, gençlere ve her daim bilinci, yüreği genç kalanlara güveniyoruz. Özelde gençlerin ve genelde halkımızın önemli bölümünün, Cumhuriyet değerleri ve çağdaş demokrasi doğrultusunda davranacağını düşünüyoruz. Unutmayalım ki geleceği gençler belirleyecek.