Güzel kentimiz İzmir’le ilgili olarak geçmişten günümüze yaşanan tarihsel süreçte birçok tanım ve değerlendirme yapılmıştır. Bu tanımların her birinin elbette birçok haklı gerekçesi ve ilginç öyküsü vardır. Biz bunları her daim ilgiyle, sempatiyle ve saygıyla karşılarız.
Tarihsel süreçte yapılan değerlendirmelerde bizim en çok sevdiğimiz ve tuttuğumuz tanımlama, İzmir’in direnişçi bir kent oluşudur. Doğrusu belleğimizde ve yüreğimizde, her daim, bu tanımla İzmir’i buluşturur ve birleştiririz.
KURTULUŞ VE KURULUŞ
Emperyalist işgale karşı ilk kurşun İzmir’de atılmıştır. Ulusal kurtuluş mücadelesi Ege’den başlamıştır. Kurtuluş savaşının başarıya ulaştırılıp sonuçlandırılması da 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtuluşu ile olmuştur. Kısacası İzmir, kurtuluşun ve kuruluşun kentidir. Ülkemizin ulusal bağımsızlığının simge kentidir.
İzmirli değerli şairimiz Şükran Kurdakul, İzmir’in bu şanlı direniş geleneğini ne güzel ifade eder dizelerinde: “İzmir’in içinde Amerikan neferi / nereye baksam, / cemseler mi, cipler mi arabalar mı... / Bu mu benim Güzelyalı’m, / Bu mu benim Karşıyaka’m, / Bre dostlar gönlünüze sığar mı? İzmir’in içinde Amerikan neferi / Yiğit olan evinde duramaz gayrı...”
15 MAYIS’TAN 19 MAYIS’A
15 Mayıs 1919, İzmir’in işgal edildiği gündür. Aynı zamanda gazeteci Hasan Tahsin’in işgal güçlerine karşı ilk kurşunu attığı tarihtir. Bu ilk kurşun Ege’de, İstanbul’da ve ülkenin diğer kentlerinde ve yörelerinde de yankılanacaktır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, bir grup silah arkadaşıyla birlikte İstanbul’dan ayrılıp Bandırma Vapuru ile Anadolu’ya geçecek ve Samsun’a çıkacaktır. 19 Mayıs 1919’da Tütün İskelesi’nden Samsun’a ayak basacak ve direniş ateşini yakacaktır. İşte bu iki tarih 15 Mayıs ile 19 Mayıs 1919, ulusal kurtuluş mücadelesinin başlatılıp örgütlenmesinde büyük önem taşır
SİYASAL DİRENİŞ
Her yıl 15 Mayıs’ta, başta İzmirli gazeteciler olmak üzere İzmirliler, Konak alanındaki Hasan Tahsin anıtının önünde buluşurlar. İzmir’in ve Hasan Tahsin’in direniş geleneğine sahip çıkarlar. Bu yıl da yine öyle oldu. İçinde bulunduğumuz bu kritik günlerde, siyasal ve toplumsal direniş geleneği birlikte ortaklaşa sahiplenildi.
İzmir’in son dönemlerdeki bir başka önemli geleneği de iktidara karşı saf tutmasıdır. Yıllardır onca baskıya ve propagandaya karşın, İzmir muhalefetten yana duruş sergilemekte ve hemen her seçimde muhalif adayları desteklemektedir. İşte bu bağlamda, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP, bu 19 Mayıs’ta İzmir Gündoğdu’da büyük bir mitinge hazırlanıyor. Görünen o ki, 19 Mayıs’ta, tıpkı 9 Eylül’lerde olduğu gibi, bütün Ege adeta sel olup İzmir’e akacak!..
***
Orman yangınlarına hazırlıklı mıyız?
Son yıllarda hemen her yaz mevsiminde büyük orman yangınları ile karşılaşıyoruz. Özellikle bu yangınlar, yaz mevsiminin oldukça sıcak ve kurak geçtiği Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşıyor. Kısacası, bizim içinde olduğumuz coğrafya, orman yangınları açısından önemli riskler içeriyor.
İşte bu nedenle, orman yangınları ve bu yangınların olmaması için alınması gereken önlemler, bizim yöremiz için büyük önem taşıyor. Bir başka önemli konu da her şeye rağmen yangınlar meydana gelirse, bu yangınlarla hızla mücadele edilmesi ve zararın en aza indirilmesi.
YANGIN MEVSİMİ YAKLAŞIYOR
Ege’de havalar sıcaklaşmaya başladı mı, Egeliler olarak bizim de yüreğimiz pır pır etmeye başlıyor. Gözümüz, kulağımız ve bütün dikkatimiz ormanlık alanlara çevriliyor. İster istemez acaba nereden bir olumsuz haber, orman yangını haberi gelecek diye pürdikkat kesiliyoruz.
Umarız ilgililer ve yetkililer de aynı özeni, dikkati ve duyarlılığı gösteriyorlardır. Çünkü yöremizde iklim koşulları yine sıcağa dönmeye başladı. Ayrıca genelde yaşanan iklim krizi nedeniyle ovalarda, havzalarda ve ormanlık alanlarda kuraklık daha da artıyor. Kısacası, orman yangınları mevsimi yaklaşıyor.
YAŞANANLAR UNUTULMAMALI
Geçtiğimiz 2024 yılının yaz aylarında İzmir’de ve Ege’de çok büyük orman yangınları meydana geldi. İzmir Karşıyaka’nın Yamanlar bölgesindeki oman yangını günlerce sürdü. Kül bulutları kentin ve körfezin üstüne adeta yağmur gibi yağdı. İzmir körfezinde yaşanan kirlenmenin ve balık ölümlerinin ağırlaşmasında, bu yangının da önemli etkileşimleri var. Bir başka önemli ve büyük yangın Kuşadası - Selçuk yakınlarında meydana geldi. Çok geniş alanlar bu yangınlardan etkilendi.
Yeni bir yaz mevsimine hazırlanırken, geçtiğimiz dönemlerde yaşanan orman yangınları ve meydana getirdiği acılar unutulmamalı diyoruz. İlgilileri ve yetkilileri şimdiden uyarmak istiyoruz. Artık biz her yaz orman yangınları haberleri yazmak istemiyoruz. Şimdiden gerekli önlemler alınmalı ve meydana gelebilecek her olumsuz duruma karşı hazırlık yapılmalı diyoruz. O nedenle de ‘olası orman yangınlarına karşı hazırlıklı mıyız’ diye sormadan edemiyoruz.
***
Kemeraltı çalıştayı ve Karaçorlu
Geçmişten Geleceğe 3. Kemeraltı Çalıştayı ve Etkinlikleri, 17 - 21 Mayıs tarihleri arasında İzmir’de yapılacak. Etkinlikler kapsamında çeşitli oturumlar düzenlenecek ve Kemeraltı’nın farklı yönleri anlatılacak. Başta ‘Kemeraltı sevdalıları’ olmak üzere tüm İzmirlilerin etkinliklere sahip çıkması ve katılması gerektiğini düşünüyoruz.
Kemeraltı etkinlikleri bağlamında, etkinliklere evsahipliği yapan, Kemeraltı 2. Beyler’de yer alan Arya Kamalı Uluslararası Sanat Merkezi’nde ‘İzmir’in Tarihi Kalbi Kemeraltı’ konulu bir de sergi açıldı. Serginin küratörlüğünü minyatür sanatçısı Arya Kamalı yapıyor. Kemeraltı sergisi 22 Mayıs tarihine kadar gezilebilecek.
KEMERALTI’NI YAŞATMALIYIZ
Eski bir İzmirli olarak her fırsatta vurguladığımız gibi Kemeraltı İzmir’in kalbidir. Her İzmirli gibi bizim için de olağanüstü anılarla doludur. İşte Kemeraltı çalıştayı ve sergisi ile bu anılar günümüze ve geleceğe taşınıyor.
Çalıştayda Kemeraltı’nın eczaneleri, muayenehaneleri ve aile evleri gibi çeşitli başlıklarla oturumlar yapılacak. Ayrıca ‘Kemeraltı Atölyeleri’ düzenlenecek. Bir başka ilginç etkinlik de değerli dostumuz yazar-şair Hidayet Karakuş’un rehberliğinde yapılacak Kemeraltı gezisi olacak.
KARAÇORLU’YU UNUTMUYORUZ
3. Kemeraltı Çalıştayı ve Etkinlikleri, ‘Ahmet Tuncay Karaçorlu’nun izinden’ başlığıyla yapılıyor. Dolayısıyla onun değerli anısına ithaf ediliyor. İzmir’in yakın tarihindeki kent ve toplumsal mücadeleler alanında önemli emekleri ve izleri olan Karaçorlu, bizim de yakından tanıdığımız ve sevdiğimiz bir dostumuzdu. Tam anlamıyla örnek bir kent ve sivil toplum aktivistiydi. Anısına düzenlenen etkinlikleri bir vefa örneği olarak değerlendiriyor ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Kendisini öncelikle gençlik yılarımızdan Karşıyaka’dan tanırdık. Semtimizin çocuğuydu. Ama biz de asıl iz bırakan eylemleri, kentsel ve toplumsal mücadeleler içinde oldu. Özellikle Bergama çevre direnişi ve İzmir Kordon’unun korunması eylemlerindeki çabaları unutulmaz. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nin kurucu başkanı olan Karaçorlu, TMMOB hareketi ve bileşenleri içinde de saygın bir yere sahipti. İzmir için emeklerini hiç unutmuyor, O’nu sevgiyle ve özlemle anıyoruz.