13 Şubat, DİSK’in ve birinci TİP’in kuruluş yıldönümüdür. 13 Şubat 1961’de TİP, 13 Şubat 1967’de de DİSK kurulmuştu. DİSK’in, ülkemizin emek ve demokrasi mücadelesi tarihinde çok anlamlı ve önemli bir yeri vardır.
İçinde bulunduğumuz günler, aynı zamanda, 45 yıl önce İzmir’de yaşanmış bir büyük işçi direnişinin, Tariş direnişinin de yıldönümüdür. Hem eski bir DİSK üyesi ve hem de bir Tariş direnişçisi olarak bu iki önemli yıldönümünü içtenlikle selamlıyoruz.
1970’Lİ YILLAR VE DİSK
Bu önemli yıldönümleri, pek çok anıyı canlandırıp adeta birer fotoğraf karesi halinde belleğimize ve yüreğimize düşürüyor! 1970’li yıllar, ülkede emek ve demokrasi mücadelesinin yükseldiği yıllardı. 15-16 Haziran büyük işçi direnişinden güç alan işçi sınıfı, çalışma yaşamına ağırlığını koyuyordu. Ülkemizde politikleşme tırmanıyor, toplumsal örgütlenme her alanda güçleniyordu. Sınıfsal ve siyasal farklılıkların sosyal ve kültürel gelişmeleri belirlediği ilginç bir dönemdi. Bu gelişmelerden işçiler ve sendikalar da alabildiğine etkileniyordu.
İşte böylesi koşullarda, dönemin DİSK Genel Genel Başkanı Kemal Türkler ile genel sekreteri İbrahim Güzelce’yi, ilk kez 1975 yılında İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda DİSK’in düzenlediği mitingde görmüş ve dinlemiştim. Henüz daha 19 yaşındaydım. Meğer bu aynı zamanda İbrahim Güzelce’yi son görüşümüzmüş. O büyük 1 Mayısları göremeden aramızdan ayrıldı.
SINIF SENDİKACILIĞI
15-16 Haziran’ın ardından 1976’daki DGM direnişinden de başarıyla çıkan DİSK ve işçi sınıfı, sınıf sendikacılığı ile toplumsal ve siyasal yaşama müdahil olmaya ve giderek yön vermeye başlamıştı. 1976 1 Mayıs’ından başlayarak görkemli 1 Mayıslar da bu yeni rüzgârın en çok hissedildiği alanlar olmuştu. Artık yel işçiden ve emekten yana esiyordu!
O sıralar üniversitede iktisat öğrencisiydim. Hem okuyup hem çalışmak üzere; Kemal Türkler’in genel başkanlığını yaptığı DİSK’in üyesi olmanın onuruyla, Tariş’te işçi olarak çalışmaya başladım. İlk toplumsal mücadele öğretmenim olan rahmetli babam, “Sen gerçek iktisadı, ekonomiyi artık Tariş’te öğrenirsin” demişti. Gerçekten de öyle oldu. Hayatın iktisadını, ekonomisini Tariş’te öğrendik. Tariş bizler için bir bakıma, ekonominin, siyasetin üniversitesiydi. Tabii aynı zamanda dostluğun, dayanışmanın, paylaşmanın ve toplumsal mücadelenin.
FAŞİZME KARŞI DURUŞ
Kuruluş yılları ulusal kurtuluş savaşı öncesine uzanan ve kuruluş felsefesinde emperyalist tahakküme karşı direniş ruhunu taşıyan Tariş, o yıllarda çok etkin ve güçlü bir yapıydı. Fabrika ve işletmelerinde çok sayıda işçi çalışıyordu. İşte böylesi bir atmosfer içinde Tariş direnişi yaşandı. İşçiler, işleri ve ekmekleri için direnişe geçtiler. Kısacası iş ve can güvenliği amaçlı olarak başlayan Tariş direnişi, aynı zamanda siyasal açıdan da faşizme karşı bir kentin duruşuydu, direnişiydi.
Tariş direnişi için önemsediğimiz ve altını çizmek istediğimiz tarihsel nokta, Türkiye iktisat tarihinin önemli bir dönüm noktası olan 24 Ocak kararlarıyla aynı günlere denk düşmesidir. Gerçekten bu tarihsel buluşma ve izdüşüm önemlidir. Toplumsal gelişmelerin ekonomik gelişmeleri aştığının ve artık ülkenin egemen güçlerinin yönetemez hale geldiklerinin, hayatın içinde somutlanmasıydı. Tariş direnişi, bir bakıma, 24 Ocak kararlarına karşı da başkaldırıydı! 12 Eylül darbesi olduğunda, biz 4 aydır grevde olan DİSK üyeleriydik. Sermayeden yana olan darbeciler önce grevleri yasakladılar!
İŞÇİ SINIFINA SELAM!
DİSK’in 58. yaşını ve Tariş direnişinin 45. yılını bugün hangi koşullarda kutluyoruz? Emek hareketinin sendikal ve siyasal gücünün, geçmişte yaşadığı o görkemli dönemlere göre oldukça zayıfladığı bir dönemden geçiyoruz. Bu olumsuz durum, ülkedeki ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelere de yansıyor. Emek ve demokrasi mücadelesinin görece zayıflığı ile işçi sınıfının yetersiz kalan nicelik ve niteliği bu gerçeği gösteriyor.
Yalnız son dönemde, Polonez işçilerinin kararlı mücadelesi ile DİSK’in mücadele geleneğinin günümüzdeki en önemli temsilcisi olan Birleşik Metal-İş üyesi emekçilerin elde ettikleri kazanımlar, bizlerin umudunu artırıyor. Geçmişteki görkemli deneyimlerin ve günümüzdeki kararlı mücadelelerin ışığında, emek hareketinin yeni mücadelelere hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz. DİSK’in 58. yaşını ve Tariş direnişinin 45. yılını; büyük şairimiz Nâzım Hikmet’in o çok anlamlı dizesi ve seslenişiyle selamlıyoruz: “Türkiye işçi sınıfına selam/ Selam yaratana!”