Uzunca bir süredir beklenen CHP’nin 38. olağan kurultayı hafta sonu yapıldı. Saatlerce süren, yer yer gerilimlerin yaşandığı, çekişmeli geçen genel başkanlık seçiminde ipi göğüsleyen isim “değişimcilerin” adayı Özgür Özel oldu. Bu sonuçla birlikte Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıllık genel başkanlık görevine veda etti. Parti içindeki tartışmaların, eleştirilerin Özel başkanlığında nasıl bir sürece evrileceğini, birleştirici mesajların yanıt bulup bulamayacağını elbette zaman gösterecek.
Cumhuriyetin 100. yılını geride bıraktığımız bugünlerde Atatürk’ün kurucusu olduğu CHP içinde gerilimli atmosfere, tüzük ve adaylıklara ilişkin eleştirilere rağmen kurultayın demokratik bir mücadele örneği açısından önemini de vurgulamak gerekli. Özellikle de birçok partideki tartışmasız liderlik anlayışını düşünürsek...
Yerel seçimler için geri sayım sürüyor. CHP’nin, genel başkan ve parti meclisinin belirlenmesi süreçlerinin ardından artık içerideki karmaşa tablosunu sona erdirme yönünde kararlı adımlar atması gerekiyor. Özgür Özel, geçen ay gazetemize yaptığı ziyaret sırasında sorularımız üzerine Kılıçdaroğlu’nun sağ partilerle yaptığı işbirliğine işaretle “altılı masa”nın kuruluşu ve işleyişine yönelik eleştiriler getirmişti. Laiklik vurgusuyla birlikte, ülke sorunlarına ilişkin soldan, sosyal demokrasiden yana mücadele edeceklerini belirtmişti. Yine geçen haftalarda bir demecinde Özel, seçimler için ittifaklara açık olduğu mesajı da vermişti.
Bu noktada akıllardaki soru; yerel seçimlerde İstanbul, Ankara gibi kilit yerlerde CHP’nin nasıl bir hazırlık yapacağı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla Özel işbirliğinin sahaya nasıl yansıyacağı... Özel dönemiyle birlikte Kılıçdaroğlu’na karşı sert söylemlerde bulunan İYİ Parti’nin “Her bölgede kendi adayımızla sandığa gideceğiz” çıkışında bir değişim olup olmayacağı... Elbette hepsini zaman gösterecek. Ama ülkede muhalefetin böylesine parçalı olduğu, iç-dış birçok sorunla boğuşulduğu bir ortamda CHP’nin kendi içindeki krizleri dindirerek seçmen nezdinde karşılık bulabilecek çözümleri sunma ve inandırıcılığını göstermesi için zaman daralıyor. Önünde, altı ok ve Atatürkçü çizgisi konusunda taviz vermeden yola devam edeceğine yönelik küskün seçmenini ikna için zorlu bir mücadele bulunuyor.
CİNSİYET KOTASI
Bu arada Kılıçdaroğlu’nun geçen eylül ayında gazetemize yaptığı ziyaret sırasında da gündeme getirdiği “Yüzde 50 cinsiyet kotası getireceğiz” vaadi de umarız ki havada kalmaz, Özel ekibi bunu yaşama geçirir. Ve kim bilir belki bu kez küskünlükler geride kalır, Kılıçdaroğlu’nun da yer alacağı eski başkanlar ve yeni lider kadroyla birlikte sahada birlikte mücadele verilir. Hangi siyasi görüşten olursa olsun genci yaşlısı için siyasetin kutuplaşma sahası olmadığına bir örnek olur.
CHP kurultayına ilişkin gelişmelerle birlikte geçen haftanın ana gündem başlıklarından biri de iktidar cephesinin laik eğitime yönelik karşı hamlelerini sürdürmesiydi. Okullara imamları sokan ÇEDES uygulamasını başlatan MEB’den son olarak da müfredatın sadeleştirileceği açıklaması geldi. Değişiklikle ilkokul 4. sınıfta başlayan din derslerinin okulöncesi ile ilkokul 1., 2. ve 3. sınıflara kadar indirileceği savunuluyor. Tüm derslere “din” içerikli konuların da eklenmesinin gündemde olduğu yorumları dikkat çekiyor.
***
Geçen haftanın bir diğer gündem yaratan haberi ise basına yönelik iktidarın baskıyı artırmasıydı. “Sansür yasası” olarak bilinen “dezenformasyon yasası” çerçevesinde geçen hafta gazeteci Tolga Şardan tutuklandı. İki gazeteci gözaltına alındı, üç gazeteci için soruşturma başlatıldı. CHP tartışmalı düzenlemenin iptali istemi ile Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM’nin “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçuna hapis öngören düzenlemenin iptal istemini” bu hafta (8 Kasım) görüşmesi bekleniyor.
İktidar cephesinde “anayasada değişiklik” yönünde çıkışlar da artıyor. Gerici kesimlerden Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet kazanımlarını aşındırma çabaları hız kesmiyor. Bölgemizdeki savaş, çatışmalar, ekonomik sorunlar gençlerimizin geleceğe yönelik umutlarını azaltıyor. Kamuoyuna yansıyan son araştırmalardan birine göre gençlerin yaklaşık yüzde 60’ı yurtdışında okumak ve yaşamak istiyor. Bu da bize sığ siyasi tartışmalara boğulmadan akıl ve bilimden yana, demokratik hukuk devleti temelinde krizlere çözüm üreten bir anlayışın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.
BLINKEN’DAN ZİYARET
Öte yandan İsrail’in Gazze’ye yönelik şiddetli saldırıları sürüyor, can kayıpları artıyor. Yaklaşık bir ayı geride bırakan ölümcül ateşin ardından ise ilk kez ABD Dışişleri Bakanı Blinken rotasını Ankara’ya çevirdi. Oysa haftadır bölge ülkelerinde temaslardaydı. Türkiye ziyaretinin çok sonra yapılması tartışmaların merkezinde. Gözler Blinken’la görüşmede masada neler olacağında. Filistinlilere ateşin derhal son bulmasını isteyen Ankara’ya Washington’ın nasıl bir yanıt vereceğinde ya da ABD’nin Türkiye’den ne isteyeceğinde...
