Cüppesi iliksiz bir yargıç
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Cüppesi iliksiz bir yargıç

30.08.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Durumdan vazife çıkarmak, askeri bir terimdir. Durumdan vazife çıkaranlara, İngiliz ordusunda “self trigger” denir. Siyasal İslamcıların dibini güzelce oyduktan sonra çökerttiği bizim “yeni” orduda ise en korkulan bilinç türüdür! Çünkü tehlikeli bir oluşum karşısında, oluşuma müdahale yetkisi bulunanların sorumluluk yüklenerek harekete geçmeyi görev bilmesidir.

Oysa asker ya da sivil fark etmez, tarihi daima durumdan vazife çıkaran insanlar değiştirmiştir.

Vazifeden kendilerine durumlar yaratanlar değil!

Korkup kaçmayanlar değiştirir tarihi.

Osman Kaçmaz gibi korkmayan ve kaçmayanlar...

Evet yaptım, çünkü yapılması gerekiyordu. Bedel ödedim, çünkü doğrunun arkasında durdum. Hiçbir çıkarım yok, ama görevim suçluyu kovuşturmak, masumu aklamak diyebilenler değiştirebilir ancak, devletlerin ve toplumların makûs talihini.

Osman Kaçmaz, bugün yaşadığımız vatanı tam da durumdan vazife çıkararak düşman işgalinden kurtaran ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ün izinde; sorumlu, bilinçli, yürekli bir ağır ceza yargıcıydı. 1988’den öteye Anadolu’nun pek çok ilinde görev yaptıktan sonra, 2003’te “kurucu başkan” olarak atandığı Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2011 yılına kadar hukuk devletini, adaleti, yargı bağımsızlığını ve yargıç onurunu korumak için az bulunur bir cesaretle mücadele etti. Sincan’daki mahkemenin özel konumu nedeniyle, siyasal yönü ağır basan dosyalar önüne geliyordu. Osman Kaçmaz, kapatılmak istenen bir dizi hassas, siyasal dava dosyalarına verilen takipsizlik kararlarını kaldırıp yargıya taşınmalarını sağladı.

Dokunulmaza dokunmak cesareti

Bunlardan biri, zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takipsizlik kararı verilen “Ben fikirlerimden dolayı hapse girdim. Sayın Öcalan, aldığı kellelerden dolayı” sözleriyle ilgili olarak, başbakanın yargılanması yönünde aldığı karardı. Bir diğeri, zamanın cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Kayıp Trilyon” soruşturmasındaki takipsizlik kararını kaldırıp yargılanması yönünde aldığı karar.

Bazı AKP milletvekillerinin uyarı ziyaretlerine karşın her iki kararda da sadece hukuku esas almış, siyasal sonuçları ne olur diye düşünmemişti.

Muktedir silindir Osman Kaçmaz’ı ezmek, yaşamını cehenneme çevirmek için dönmeye başladı. YARSAV üyeliği suç gibi gösterildi. Onca savunduğu hukuk, Kaçmaz için işlemiyordu. Resmi gerekçe, tabii ki yasalara uygun olduğu su götürmeyen Erdoğan ve Gül kararları değildi. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, Ankara Savcılığı’nın Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Yargıtay santrallarını usulsüz dinlemeye alan TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) soruşturmasındaki takipsizlik kararını da kaldırmıştı ya; dönemin FETÖ yuvası HSYK, Osman Kaçmaz hakkında “yargı organlarıyla diğer organlar arasında çatışma izlenimi yaratmak” gerekçesiyle soruşturma açtı.

İftira tutmayan linç edilir

Aradan yıllar geçecek, FETÖ darbe girişiminde bulunacak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında “Bütün pisliklerin kaynağı” dediği TİB’i kapattıracak; zaten Osman Kaçmaz’a soruşturma açan HSYK de dağıtılacaktı. Ama takvimler 2009’u gösteriyordu. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı hakkında “gazetecilere bilgi verdiği” gerekçesiyle yer değiştirme ve TİB dolayısıyla disiplin cezaları ve yandaş basına linç emri verilirken, iktidar ile cemaat arasındaki bal kaymak döşeli köprüler henüz atılmamıştı!

Osman Kaçmaz da çetin ceviz çıkmıştı, yasal ama sağlam dövüşüyordu. Ergenekon ve Balyoz’a yamamaya kalktılar, tutmadı. 2010 yılında, bir hâkim arkadaşı ve avukatıyla hem bakanlığın hem Emniyet’in bilgisi dahilinde gittiği Hatay’da “Rus kadın attı” iftirasıyla otel odasına baskın yapmaya bile kalktılar, hava aldılar, vb.

Takipsizlik kararını kaldırdığı hassas dosyalar arasında, devleti 100 milyon dolar zarara uğratmasına karşın savcıların koruma altına aldığı ve zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının savunduğu Fettah Tamince hakkındaki soruşturma da vardı.

Osman Kaçmaz’ın canını dişine takarak tek başına verdiği hukuk mücadelesi sonuç verdi mi? Şimdilik vermedi. Ama onun takipsizlik kararlarını kaldırdığı ve şimdilik dokunulamayan tüm davalıklar, sap dönünde dönecek olan adalet keserinin hedefinde olacaklar. Bir gün bu ülkede tesis edilecek hukukun önünü açtı, Osman Kaçmaz.

Cüppesi ilikli yargıçlara yasaklı kitap

2011 yılı mart ayında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Avukatlığa başladı ve Sincan Ağır Ceza Reisinin Yaşadıkları alt başlıklı LİNÇ kitabı 2012’de yayımlandı. İki baskı yapan kitabı, imza günlerinde hiçbir meslektaşına imzalamak nasip olmadı, yazarına.

Eski HSYK, yeni HSK, yargıç ve savcılara ücretsiz dağıtılan kitabı zımnen yasaklamıştı!

Osman Kaçmaz’la hiç karşılaşmadım.

Fakat, “Korkmuyorum! Tarihin her döneminde zalimler oldu. Ama unutmasınlar, tarihin her döneminde zalime karşı duran cesur, bağımsız, ahlaklı adamlar da oldu” sözleriyle başlayan Linç kitabında, kendi isyanımı, yücelttiğim değerleri, direnci ve iradeyi buldum.

Hepimizin özlediği devlet adamı niteliklerini şahsında toplayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, liyakate dayalı oluşturduğu zıpkın gibi A takımına Av. Osman Kaçmaz’ı da kattı.

ABB’ye ait bir şirketin yönetim kurulu başkanlığına getirilen eski yargıcın ilk işi, aynı şirketin avukatı ve pırıl pırıl hukukçu oğlu Kenan Kaçmaz’ın “Baba oğul aynı yerde olmaz” gerekçesiyle istifasını istemek oldu. İkinci işi ise başına geçtiği şirketin önceki yönetimde 70 milyon liralık usulsüzlük yaptığını ortaya çıkarmak...

Diz çöken Türkiye başını hâlâ dik tutabiliyorsa, böyle cesur ve dürüstlerin dik omuzlarına borçludur. Var olsunlar. Bu ülkeyi bir gün yeniden ayağa kaldıracak olanlar, yine onlar.

Yazarın Son Yazıları

Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025