Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kıl üstüne kutsal ittifak

05 Mart 2023 Pazar

Beş köşeli Kızıl Yıldız, zır- cahil olmayan herkesin bildiği gibi sosyalizm ve komünizmin sembolüdür. Beş köşe beş kıtayı simgeler, işçi ve emekçi enternasyonalini ifade eder.

Oysa Kızıl Yıldız, aynı zamanda İslamiyetin de bir sembolüdür. Beş köşesi İslamın beş koşulunu simgeler: Kelimei şahadet, namaz, zekât, oruç, hac.

Ateist komünizm ile “ateyizler”den hiç hazzetmeyen Allah dini İslamın aynı sembolde buluşması ne tuhaf, değil mi değerli okurlarım?

Ama araştıranlar bilir, semboller tarihi böyle tuhaflıklarla doludur ve birbiriyle taban tabana karşıt fikirlerin tıpatıp aynı simgelerle ifade edilmesine sık rastlanır. 

Yahudiliği simgeleyen altıgen Davut Yıldızı; Hıristiyanlığın Beytlehem Yıldızı ve Haçı ile İslamiyetin yeşil, beyaz, kızıl yıldızlı Hilal’i arasındaki hiç bitmeyen kavgada, bunca geçmiş ve gelecek nice savaşa karşın aynı zikri paylaştıkları tek fikir de kadın hakkındadır. 

Çoktanrılıdan tektanrılıya, tarihteki tüm dinler birbirinden alıntı yapmış; her yeni din bir öncekinin tapınağına yerleşmiş, yapıtaşlarını kullanmıştır. 

Roma Tanrıları Yunan Tanrılarına öykünmüş, Yahudilik ve Hıristiyanlık yayıldıkları bölgelerde kendilerinden önce var olan dinlerin kutsal mekânlarına yerleşmiş, ritüellerini de öğretilerini de öğretilerine uyarlamışlardır.

APART, KOPART, TAŞLA...

325 yılında atılan Ayasofya Kilisesi’nin temelleri, binlerce yıllık bir Apollon tapınağının üstünde yükselmiş; 1453’te de camiye dönüştürülmüştür. 785 yılında bir Vizigoth tapınağının üstüne yapılan Cordoba Camisi de 1523’te kiliseye...

Tektanrılı dinlerin başlıca ve ortak amacının, anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçiş olduğunu artık biliyoruz. Bu geçiş, dişi Tanrıçaların yerine sözde oğul İsa dahil peygamberleri ve ruhbanıyla tüm sözcüleri erkek olan tektanrıya imanla gerçekleştirilmiştir. 

Tarih kitapları, bugünkü Kâbe’nin yerinde Allat, Uzza (Üzze) ile Menat adlı Tanrıçalara tapınılan bir mabet olduğunu ve 605 yılında yıkılarak yerine İslamiyetin hac mekânı Kâbe’nin inşasına başlandığını yazıyor. 

630 yılında böyle pek çok tapınağın yanı sıra, bu üç Tanrıçanın Mina Vadisi’ndeki putları da yıkılmış ve günümüzde, şeytan olarak taşlanan sütunlar yapılmış...

Mekke’nin İslamiyet öncesi tarihinde sabah yıldızı Uzza, mutluluk Tanrıçası Menat ve gökyüzü Tanrıçası Allat’ın; görünmeyen büyük tanrı tanımıyla daha o zamanlar Allah adıyla anılan Tanrı’nın kızları olduğuna inanılırmış. Kimi kaynaklar, Tanrıça Allat adının da Allah’tan türediğini öne sürüyor.

DİŞİ ŞEYTAN AYETLERİ 

İslamiyet, bu inançtan yalnızca Allah’ın varlığını tanıyarak kızları efsanesini ret ve tanrıça putlarını da şeytan ilan etmiş. Zaten İslamiyet tarihinde 615 ile 616 yılları arasında yaşanan “Şeytan Ayetleri” krizi de bu üç Tanrıça yüzünden patlak vermiş.

Günümüzde Mina’daki büyük şeytan Akabe, Tanrıça Allat’ın sembolü...

Orta şeytan Vusta Tanrıça Menat’ı; küçük şeytan Suğra da Tanrıça Uzza’yı simgeliyor.

Başka bir deyişle Hac zamanı Mina’da şeytan taşlamak, anaerkil egemenliği taşlamak ve toplumsal iktidardan kadınları kovmak demek, hâlâ... Ancak şeytan taşlayan hacıların hemen hiçbiri bunu bilmiyor. Sembol kalmış, neyi ifade ettiği unutulmuş çünkü.

Yahudilik ve Hıristiyanlıkta da kadın, şeytanla özdeşleştiriliyor ilk çağlarda. Ortaçağda bile Engizisyonun şeytana tapıyor diye yaktığı “sapkın” nüfusun onda dokuzu, kadın...

KADÜK SEMBOLLER PEŞİNDE

Üç tektanrılı dinin kadının örtünmesi, özellikle de kafasını örtmesi koşulunda uzlaşması, bir raslantı değil.

Hıristiyan havarisi Aziz Paulus, İncil’in bir parçası olan Korintoslulara 1.Mektup’ta “Kadın örtünmüyorsa saçı kesilsin, kadına saç kesmek ya da kafa kazıtmak ayıp ise örtünsün!” derken tümüyle Yahudilikten alıntı yapıyor: köktendinci Hasidi cemaatinde Yahudi kadınlar, günümüzde bile evlenince saçlarını kazıtmak ya da başlarını örtmekle yükümlü. Zamanla işin cılkı da çıkmış; bazı Hasidi kadınlar saç yasağını kendi saçlarını kazıtıp kel kafaya peruk takarak aşıyorlar!

Görüntüsü yasaklı kadınlığın, kadının zekâsı, dolayısıyla rekabetinden korunmak için erkek hegemonyası tarafından uydurulduğu çok açık. 

İslamiyetin kadın sorunu ise Yahudilikten 3900, Hıristiyanlıktan 700 yıl sonradan başlamış olmasından kaynaklanıyor. İslamiyet öncesi dinlerin artık kadük olmuş sembollerine yeni diye sarılınıyor.          



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdolabı sendromu 7 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları