Normalleşme başlarsa...
Önce tek adam rejiminin değişmesiyle başlayacak.
Meclis’in yetkilerinin artmasıyla devam edecek.
Çoğulcu demokrasiye geri dönülecek.
Tüm dokunulmazlıklar kaldırılacak ve evrensel hukuk ilkelerine göre uygulanmaya başlayacak olan hukuk normalleşecek.
Neden içeride olduğu belli olmayan, dayanaksız iddianamelerle, şüpheli tanık beyanlarıyla, varsayım ve yakıştırmalarla yargılananlar için normalleşmiş mahkemelerde normalleşmiş duruşmalar yapılacak.
NORMALLEŞME ÖZGÜR ÜNİVERSİTEDİR
Ardından sıra akademilere gelecek.
Son yıllardaki siyasi kadrolaşmaların hepsi lağvedilecek. Atanan yöneticiler gidecek yerine seçilenler gelecek.
Çalınmış cevaplarla girdikleri sınavlar sayesinde bir yerlere gelenler tek tek elenecek.
Üniversitelerdeki öğrenci şenlikleri yeniden düzenlenecek.
Diledikleri şirketten diledikleri sponsorluğu alan gençler, canlarının çektiği her etkinliği özgürce gerçekleştirecekler. Gönüllerince tartışacaklar, araştıracaklar ve dans edecekler. Özgür düşüncenin ve yaşamın önündeki engellere takılıp tökezlemeyecekler.
İlk ve ortaöğretim laik hale getirilecek. Din dersleri azalacak ve zorunlu olmaktan çıkarılacak.
İmam hatip liselerinin sayısı azaltılacak, fen liselerinin, sanat okullarının, meslek liselerinin sayısı çoğalacak.
Tarikatlar, cemaatler eğitim sisteminden elini çekecek.
Tarikatlar, cemaatler sağlık sisteminden de uzaklaştırılacak.
Tarikatlar, cemaatler ülke gündeminden de düşecek.
Politikaya yaklaşamaz olacaklar. İktidarları parmaklarında oynatmayı hayal bile edemeyecekler.
Damadın maliye bakanı, otelcinin turizm bakanı, okul sahibinin eğitim bakanı olması imkânsız kılınacak.
NORMAL BİR BASINI HATIRLAYAN VAR MI?
Yalan haber yapmanın, yanlı haber yapmanın, iktidara yalakalık yapmanın mesleki bir ahlaksızlık olduğu hatırlanacak, bunları açık açık yapanlar o sektörde barınamayacak.
1 Mayıs’ta işçiler ve işçi temsilcileri Taksim Meydanı’nda bayram havasında toplaşacaklar.
8 Mart’ta kadınlar diledikleri yerde, diledikleri sloganlarla diledikleri kadar yürüyecekler. Sözlerini, itirazlarını, taleplerini, önerilerini herkes pür dikkat dinleyecek.
Onur yürüyüşü için istedikleri kıyafetlerle ve en neşeli halleriyle caddelere çıkan LGBTİ+ bireyler haklarını sonuna kadar alacaklar.
Kadınlar, erkeklerin kendilerini öldürebilecekleri öfkeli eşler, sevgililer, âşıklar, akrabalar olabileceğini akıllarına bile getirmez olacaklar.
Erkekler, içine doğdukları bu toplumda, öfkelerini kadınları öldürerek giderme hakkına sahip olduklarını öğrenerek büyümekten kurtulacaklar.
...
Ki biz gerçekten, “Artık normalleşiyoruz” diyebilelim.
İKTİDARIN PARANORMALİ
Pandemi öncesi normal sandığımız hiçbir şey aslında normal değildi.
Pandemi sonrasına hazırlanan şu Türkiye’de de böyle giderse, yine hiçbir şey normal olmayacak.
Bu coğrafyada, bu zamanda, bu bilinçte bambaşka bir yöne doğru ilerlerken, 180 derece yön değiştirip böyle bir ülkeye dönüşmüş olduğumuzu bize unutturacak kadar ağır travmalar yaşıyoruz.
İktidarını yalanlar üzerine kurmuş bir politik güce laf yetiştirerek;
Adalet nedir, adaletsizlik nedir, devlet vatandaşlarına karşı nelerden sorumludur, demokrasi neye yarar ve demokrasi olmadığı zaman bir ülke neresinden kanar... son nefesimizle bunları anlatmaya çalışıyoruz.
O yüzden artık, pandemi öncesine dönmeyi normalleştirmeden, asıl normalin ne olduğunu ciddi bir şekilde hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekiyor.
Gerçek normal çok eskide kaldı. O normalin üzerine epey moloz atıldı.
O molozları tek tek kaldırmaz ve eskisinde de daha “normal” bir ülkeyi en baştan kurmazsak...
Muhaliflerine yönelik tuzaklarla 2023 hesapları yapan...
O hesaplarla çoğulcu demokrasinin ipini çekmeyi...
Aydın ve barışçıl insanların külliyen infazını...
Sanatın, kültürün idamını, halkların düşmanlığını...
İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadınları resmen ikinci sınıf insan kılmayı...
Kanal İstanbul projesini tamamlayarak o güzel şehri ve bu güzel ülkeyi kalbinden vurmayı planlayan bir iktidarın öznel normaliyle tamamen şekilleneceğiz.
Normalleşme denilen şey, nereden nasıl başlatılırsa öyle devam eder.
O yüzden biz bir süre daha maskeyle gezelim, sorun yok.
Ama iktidarın maskesini artık düşürelim.
O maskede sorun, sandığınızdan çok.
