Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti
Murat Sabuncu
Son Köşe Yazıları

Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti

25.06.2016 20:09
Güncellenme:
Takip Et:

Önce Britanya’da Avrupa’dan ayrılmayı isteyen grubu referandum sonuçlarına göre “kabaca” tarif edelim. Orta yaş ve üzeri; ülkenin “refahından” yeteri kadar pay alamayan, göçmenlerin “ucuz iş gücü olarak gelişiyle işsiz kalacağını” hesaplayan, milliyetçi refleksi yüksek, büyükşehirlerin dışında yaşayan... Burada işçi sınıfının altını çizmek gerekiyor. BBC’den Selin Girit’in kelimeleriyle “özellikle işçi sınıfı artık geleneksel sol söylemlerle avunmuyor” olmasının sinyalleri son seçimlerde gelmişti. Girit’in de dikkat çektiği gibi “aşırı sağcı, milliyetçi ve Avrupa Birliği karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin sadece Muhafazakâr Parti’den değil, İşçi Partisi’nden de oy çalması” bu trendin ilk göstergesiydi.

Avrupa aslında bugün geldiği “siyasi dağılma” sürecinin ilk sinyallerini Yunanistan’ın ekonomik krizi sırasında vermişti. O zaman özellikle Almanların siyasetçisinden gazetelerine Yunanlılara “davranışı” çok tartışılmıştı. Merkel’in dönemin Yunanistan Başbakanı Papandreu’yu azarlarkenki fotoğrafı kayıtlara geçmişti. Peki o “azarın” yine bir referandum sebebiyle olduğunu kaç kişi hatırlıyor? Ülkesi ekonomik krizdeki Papandreu Yunanistan Başbakanı iken 2 Kasım 2011’de Angela Merkel ve dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye haber vermeden, AB ve IMF’nin 110 milyar Avro’luk “1. Kurtarma Paketi” için referanduma gideceğini açıklamıştı. Papandreu’nun kararına kızan Merkel ile Sarkozy, dönemin Yunan Başbakanı’nı bir gün sonra Cannes’daki G-20 Zirvesi’ne çağırmışlardı. Papandreu, Merkel’in azarlarını iki eli önünde bağlı dinlemişti. O fotoğraf ülkesinden büyük tepki çekince Papandreu, 9 Kasım 2011’de istifa etmişti.

O günlerde Yunan halkı “boğazlarını sıkan Nazilerden”, Almanlar ise “paralarını çalan tembellerden” yakınıyordu. Avrupa’nın “zenginleri” Birlik’teki “fakirleri” daha fazla finanse etmek istemiyordu. Ve bunu en sert şekilde dile getiriyorlardı. Yunanistan’ın Birlik’ten yollanması gerekitiği, arkasından diğer zayıf halkaların da gelmesinin kaçınılmaz olduğuna dair yorumlar yapılıyordu.

Bu ilk dalganın ardından daha büyük bir “siyasal, kültürel, ekonomik” dalga ise Suriye’deki savaştan kaçanların Avrupa kapısına dayanmasıyla yaşandı. Birliğin temellerini sarsan bir durumdu yaşanan. Sarsılan net olarak şuydu: Kendi ülkelerine mültecileri almak istemeyen liderlerin en çirkin pazarlıkları önce perde arkasında, sonra açık açık yapmaya başlamış olmalarıydı. Muhatap ülke ise Türkiye idi. Avrupa Birliği 3 milyar Avro yardım yapacak, vizeyi kaldıracak, Türkiye de mültecileri kendi topraklarında barındıracaktı. Bu “kazan-kazan” anlaşması Avrupa’ya değerlerini unutturmuştu. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti gibi değerler, Avrupa’ya aday ancak bu değerlerin tamamını ayaklar altına alan bir ülkeyle sadece çıkarlar uğruna gözardı ediliyordu.

Türkiye’de ve Avrupa’da küçük bir grup insan bu çirkin pazarlığa karşı çıktı. Canlarını kurtarmak isteyen insanlar üzerinden yürütülmeye çalışılan bu pazarlık kısmen de olsa bozuldu. Ülkenin “tek adamı” Erdoğan’ın “Kapıları açarız, mültecileri size yollarız” tehditlerine rağmen. Avrupa Birliği’nden son gelen açıklamalar ve raporlar Türkiye’nin demokrasi eksiğini, medyaya baskısını yine, yeniden ülkenin iktidarının yüzüne vurmaya başlamıştı.

Britanya referandumundan Avrupa’dan ayrılma kararı çıktığında Birliğin kendi içindeki kaosu kadar, zaman zaman iniş çıkışlar yaşasa da Türkiye’nin önemli bir çıpasını kaybetmesi de kritik önem taşıyor. Giderek otoriterleşen ülkede; Avrupa’nın “kuruluş değerlerindeki kriterler” ve her şeye rağmen Türkiye’deki siyasetçilerin “kendilerine küçük de olsa ayar verme” çabalarının da akamete uğrama ihtimali yükseldi. Ülkeyi aydınlar, gazeteciler, akademisyenler ve kendi gibi düşünmeyenler için cehenneme çeviren Erdoğan’ın, bir “çıpa”nın daha kaybolmasıyla “şiddetini artırmasını” beklemek muhtemel. Avrupa kendi içinde bocalarken, yükselen milliyetçilik ve yabancı düşmanlığıyla uğraşırken Türkiye’ye bir şey söylemekte zorlanacaktır. Ya da söylediğinde Erdoğan’dan “siz kendi sorununuzu çözün önce” yanıtını alacaktır. Türkiye’de demokrasiye inananların “Birlik” ile yakınlaşmayı istemesinin ana nedeni, Avrupa kriterlerinin, modern Türkiye için çıpa işlevi görmesiydi. Şimdi bu çıpa “dipte taramaya” başladı...

Yazarın Son Yazıları

Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin

Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin

Devamını Oku
19.06.2017
Cizre’de tuhaf şeyler oluyor

Cizre’de tuhaf şeyler oluyor

Devamını Oku
10.08.2016
CHP’liler ilk gece sokaktaydı

‘Darbe girişimi 17-25 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti.

Devamını Oku
30.07.2016
Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi

Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi

Devamını Oku
01.07.2016
Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti

Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti

Devamını Oku
25.06.2016
Erdoğan’a kırmızı kart

Bharara’nın Washington’dan yeşil ışık alarak Erdoğan ismini dilekçeye kolayca koyduğu anlaşılıyor. Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Rakka’da YPG armasıyla savaşması ABD için yeni müttefikin Kürtler olduğunu gösteriyor.

Devamını Oku
27.05.2016
Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı

Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı

Devamını Oku
16.05.2016
Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz

Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz

Devamını Oku
14.05.2016
Dost modern darbe

Dost modern darbe

Devamını Oku
06.05.2016
Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı

Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı

Devamını Oku
05.05.2016
EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz

EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz

Devamını Oku
24.04.2016
Erdoğan'ın Gazze ayıbı

Erdoğan'ın Gazze ayıbı

Devamını Oku
20.04.2016
HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda

HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda

Devamını Oku
23.03.2016
Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?

Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?

Devamını Oku
22.03.2016
Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı

Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı

Devamını Oku
21.03.2016
'Dubleks' vicdansızlık

Tecridin ne anlama geldiğini bilmeyen kafa... “Yalnızlaştırmanın”, “insansızlaştırmanın”... Oturmuş ders vermeye kalkıyor. Hem de Can Dündar’a... 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” diye bilinen katliamın öncesinde Can, bir grup aydınla birlikte Bayrampaşa Cezaevi’nde açlık grevlerini önlemek için çaba harcıyordu.

Devamını Oku
23.02.2016
Bir üvey evlat Tarlabaşı

Yıkık ya da yıkılmaya yüz tutmuş binalarda sürdürülmeye çalışılan hayatlar... Sağırlar ülkesi Türkiye’de bir üvey evlat Tarlabaşı...

Devamını Oku
19.02.2016
Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor

Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor

Devamını Oku
08.02.2016
Can Dündar imzalı iddianame!

Can Dündar imzalı iddianame!

Devamını Oku
28.01.2016
Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...

Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...

Devamını Oku
22.01.2016
Davutoğlu masaya dönmek istiyor

“Barış İsteyenler Grubu”nun Davutoğlu ile toplantısına katılan bir isim, Başbakan’ın “çözüme odaklanmada” istekli olduğunu belirtti.

Devamını Oku
08.01.2016
Paşa da olsan aşk küçültmez

Galibiyet umudu büyük yenilgilerle sonuçlanan bir asker Enver Paşa. 27 yaşında 1908’de hürriyet kahramanı, 14 yıl sonra Pamir Dağı eteklerinde bir kurşunla sonlanmış bir hayat. Kaybedilen savaşlar, muhaliflere yaşatılan acılar ve aşk. Deli gibi âşık olduğu, karşısında diz çöktüğü kadın Naciye Sultan. Enver Paşa’nın a.b.c’si...

Devamını Oku
12.12.2015
Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...

Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...

Devamını Oku
09.12.2015
Bizi hep öldürdüler

Bizi hep öldürdüler

Devamını Oku
29.11.2015
Savaş kabinesi

Savaş kabinesi

Devamını Oku
25.11.2015
Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı

Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı

Devamını Oku
12.11.2015
"Erdoğan’ın rol modeli Putin’di"

“Dünyayı karıştıran adam” Soros, üç günlük bir ziyaret için Türkiye’deydi. Soros, “Bir süre önce Türkiye-Rusya ilişkileri çok yakındı. Erdoğan, Putin’i rol modeli olarak kabul ediyordu. Bu ilişkiyi Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi bozdu” dedi.

Devamını Oku
09.11.2015
Penguen geri döndü

Penguen geri döndü

Devamını Oku
28.10.2015
Seçim değil, yas havası

Her ilde partililerle de işadamlarıyla da buluştum. Acılar, endişeler döküldü kelimelere. Buralarda seçim değil yas havası var. Ölümler hem bölgedeki hem Ankara’daki, yasaklar, çatışmalar... Seçimlerden çok bu olaylar insanların gündeminde. Çoğunluk, seçim sonrası ile ilgili de umutsuz...

Devamını Oku
23.10.2015
‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’

‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’

Devamını Oku
21.10.2015
Digiturk sansürcüsü TMSF çıktı

yedi televizyon kanalını yargı kararı olmadan sansürleyen Digiturk’ün Katarlı beIN Media Group’a devredilmediği ve TMSF’nin kontrolünde olduğu öğrenildi. TMSF’nin platformu ne zaman ve hangi fiyata satacağı ise hâlâ sır.

Devamını Oku
16.10.2015
AKP artık popülist bir partidir

AKP artık popülist bir partidir

Devamını Oku
05.10.2015
MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi

MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi

Devamını Oku
04.10.2015
Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz

Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz

Devamını Oku
03.10.2015
Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak

Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak

Devamını Oku
01.10.2015
Milli kavga

Milli kavga

Devamını Oku
22.09.2015
3 merkezden Boydak operasyonu

3 merkezden Boydak operasyonu

Devamını Oku
17.09.2015
Ekonomide ‘milli’ endişe

AKP’de sadece Erdoğan’ın yakınındaki birkaç kişinin kafasında olduğu öğrenilen yeni ‘milli ekonomi modeli’ kavramına iş dünyasından gelen ilk tepki ‘demode’ oldu. Bürokrasi de iktidar müdahalesi artacağı için endişeli.

Devamını Oku
14.09.2015
Ekonomi damada emanet

Ekonomide iki ciddi isim Ali Babacan ve Mehmet Şimşek artık AKP’nin yönetiminde değiller. Onun yerine “Yiğit Bulut” ile ekonomi çözümlemelerinde uyuşan bir kafa yapısıyla damat Berat Albayrak var.

Devamını Oku
13.09.2015
Darbe: Bir MİT güzellemesi

Adı “Darbe”... Bu bir “film”... 7 Şubat krizini merkez alan bir önceki KOZ filminin amatörlüğünde değil karşımızdaki. Oyunculuklardan metne “ikna edici”. Aslında MİT merkezli “halkla ilişkiler” çalışması ya da “bir dönemin MİT ağzından belgeseli” diyebileceğimiz görsel propaganda.

Devamını Oku
31.07.2015