Nedim Gürsel

Fotoğrafın ya da şeytanın gör dediği

23 Kasım 2015 Pazartesi

Bir süredir fotoğraf sözcüğü dile pelesenk oldu.Yorumcuların, köşe yazarlarının, haber sunucularının ağzından düşmüyor. Herkes “fotoğrafın büyüğü”nü görmek, gördüğünü de çözümleyip yorumlamak gereğini duyuyor. Öte yandan, Ankara’da, Beyrut’ta, Paris’te, daha birçok kentte gerçekleşen korkunç saldırılar konusunda fotoğrafın gör dediğine bakan pek yok.

Abdelhamid Abaaoud Belçika’da doğup büyümüş, Müslüman kökenli, yirmi yedi yaşında bir gençti. Suçsuz insanlara kıydıktan, Paris’i kan gölüne döndüren saldırıları düzenleyip gerçekleştirdikten sonra güvenlik güçlerince öldürüldü. Bu caninin İslam Devleti’nin (IŞİD) Dabig adlı propaganda dergisinde yayımlanan fotoğrafını, Liberation’un 17 Kasım tarihli sayısında gördüm. Çetin Altan’ın bir zamanlar yazdığı gibi “şeytanın gör dediği” bir fotoğraftı. Ne var ki, bakan olduysa bile yorumlayan pek olmadı. Oysa yaşadığımız dehşet günleri hakkında çok şey anlatıyordu.

Dünyaya meydan okumak

Tabii bakmasını ve görmesini bilene. Örneğin terör eylemlerinin ardında bir ideolojinin, adını koymanın zamanı çoktan geldi geçti bile, “radikal İslamcı” anlayışın bulunduğunu gözler önüne seriyordu.

Abdelhamid Abaaoud başında siyah takke, koyverdiği gür ve siyah sakalıyla bize bakıyor, sağ elinde Kuran, sol elinde bayrak var. Üzerine beyaz harflerle “kelime-i şehadet” işlenmiş, IŞİD’in siyah bayrağı. Arkasında savaşta olduğumuzun kanıtı bir zırhlı araç durmakta. Araç da önünde poz veren savaşçı gibi, her an harekete hazır. Motorunun çalıştığını duyar gibiyiz. İslamcı terörist, dünyaya meydan okur gibi, tek ve yegâne doğruyu iki elinde tuttuğundan emin, gözlerimizin içine bakıyor.

Eyleme geçecek birazdan, dünyayı kan gölüne çevirecek, elinde tuttuğu kitabın kendisine vaat ettiği cennete bir an önce gidebilmek için.

Bir büyüğümüzün deyimiyle bu “öfkeli çocuklar”, yani cellatlarımız, belli bir ideolojiye hizmet için, halifeliği geri getirip şeriatı uygulayan bir devlet kurmak için savaşıyorlar.

Kandırılmış, aldatılmış, yoldan çıkarılmış, hatta uyuşturucuyla şiddete yöneltilmiş olabilirler. Ama sonuçta, kutsal saydıkları bir “ideal” uğruna öldürüyor ve ölüyorlar. Teslim olduklarını bugüne dek görmedik. Bizi hedef almalarının nedeni işlediklerimizden, yaptıklarımızdan kaynaklanmıyor. Biz, yani kendimiz olduğumuz, onların nefret ettiği bir yaşam tarzını benimsediğimiz için, katlediliyoruz.

Fotoğrafa doğru bakmamızın zamanı geldi artık. Şeytanın gör dediğini görmemiz, önlemleri bu gerçeğin ışığında almamız gerekiyor. Fotoğraftaki herhangi bir terörist değil çünkü. Örneğin Rus çarını ortadan kaldırmayı göze almış bir Neçayev ya da ülkesinin bağımsızlığı uğruna bomba koyan bir ulusal kurtuluş savaşçısı da değil. O, köktenci İslam adına savaşan bir mücahit. Ama aynı zamanda bir katil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları