Titanik’ten Titan’a
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Titanik’ten Titan’a

25.06.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Transatlantiklerin büyülü dünyasıyla ilk Galata Deniz Müzesi’nde tanıştım. 

Doğru okudunuz: Galata. 

Deniz ve tersaneler kenti Cenova’nın “Galata Müzesi”, adını İstanbul’un bildiğiniz Ceneviz kökenli mahallesi “Galata” dan alıyor. 

2000’ler başında transatlantikler üzerine burada muhteşem bir sergi gezmiş, transatlantik yolculuklarının hem bir “yukardakiler, aşağıdakiler” serüveni olduğunu, hem 20. yüzyılın ilk yarısındaki küreselleşmenin başlangıcı olduğunu fark etmiştim. 

On yıl arayla arkadan Belfast’teki yeni Titanik Müzesi’ni gezdim. 

Sanayi kenti Bilbao’yu bu yüzyılın ilk çeyreğinde yeni çekim merkezi yapan ultra modern Guggenheim Müzesi gibi tıpkı, Titanik müzesi de yılda 3 milyon ziyaretçiyle Belfast’i turizm destinasyonuna dönüştürmüştü. 

Dünyada düzineyle Titanik Müzesi var. 

Belfast’taki en büyük, en sahici ve en teknolojik olanı... 

Titanik zira Belfast’te yapılmış ve Atlantik sularına buradan salınmış. 

11 Oscar’lı Titanik filminin yönetmeni James Cameron’un sözleriyle geminin ruhu “İrlandalı”. Yapımında tam 14 bin İrlandalı çalışmış. 

Müzeye girer girmez zaten Titanik’in inşa edildiği 1910 yılının Belfast anlatımıyla karşılaşıyorsunuz. 

Hologramlar ve audio-vizüel desteğiyle 20. yüzyıl başının gürültülü ve uğultulu gemi tersanelerinin içine dalıyorsunuz. Kendinizi endüstri devriminin doruğundaki Büyük Britanya koşullarında buluyorsunuz.

‘AŞAĞIDAKİLER’ DE KONFORLU

Ufak ufak girdiğiniz Titanik evreninde derken, geminin görkemli salonlarını, birinci, ikinci ve bugünün yataklı trenlerinin konforundan eksik olmayan üçüncü sınıf örnek kameralarını görüyorsunuz. 

Birinci sınıfta dahi yalnız süit odalarda özel banyo bulunuyor. 

Altı günlük seyahat için bu odaların-günümüz değerleriyle- fiyatı 130 bin doları buluyor. 

İkinci sınıf ve karşılıklı iki ranza ve bir lavobonun bulunduğu üçüncü sınıflar, yolcuların en kalabalık kısmını-2/3’sini- oluşturuyor. Yedi yüz kişinin seyahat ettiği 3. bölüm yolcuları bugünün mültecilerine göre –sanayi devrimi yılları itibariyle bile- çok daha medeni koşullarda seyahat ediyorlar ve yolculuk için adam başı 1600 dolar ödüyorlar. 

Dönemin en zenginleri olan yukardakilerin keyfi gıcır. Ama aşağıdakiler de mutsuz değil. ABD’ye göçmen akımının en yoğun olduğu yıllarda “yeni dünya” da, “yeni fırsatlar” kovalamak için seyahat ediyorlar.    

Titanik’te dolayısıyla herkesin ayrı bir hikayesi var. Mürettebat bile özel. 

Kaptan Edward J. Smith dönemin en ünlü kaptanı. Emeklilik öncesi son yolculuğunu yapıyor. Mültimilyarderler yalnız onun çalıştığı gemilerde seyahat etmek istiyorlar. Telgraf yeni yaygınlaşmış. Geminin Marconi telgraf dairesindeki memurlar, lüks mevkinin yolcularına kesintisiz iletişim sağlıyor.  

Denize indirildiği 1912 baharında Titanik, dünyanın en büyük, en güvenli, en konforlu, en teknolojik gemisi….

Ama işte en beklenmedik şey oluyor. Deneyimli (ve kibirli!) kaptan Smith, tüm buzul dağı uyarılarına rağmen, tam gaz ilerlediği Okyanus sularında buzuldağına tosluyor. 

Gerisi malum. Orkestra hala çalmaya devam ederken, yavaş yavaş 2,5 saatte batıyorlar. Yolcuların üçte ikisi Okyanus’a gömülüyor. 

Filmleri yapılan, kitapları yazılan, üzerine müzeler inşa edilen bu ölümsüz öykü, tüm büyük mitosların öğelerine sahip: kibir, zaaf, trajedi, yazgı… 

Buna karşın Titanik’in artık tüm sırları çözülmüş, hakkında bilinmeyen hiçbir şey yok. 

Ancak “mitos” öyle mümbit ve öyle güçlü ki, son Titan olayında gördüğümüz gibi insanlar bu tarihe dokunmak adına derme çatma imkanlarla dahi okyanusun en ücra köşelerine inmeyi göze alıyorlar. 

Titanik’le okyanusu geçmek için vaktiyle en lüks kameralarda verilen paralar, bildiğiniz “kobay” olmak pahasına, bugün enkaz görmeye ödeniyor. 

Beş yolcusu ile Okyanus’un derinliklerinde patlayan teneke denizaltı “Titan”ın sahibi Stockton Rush özellikle, Titanik trajedesi aktörlerini aratmayan bir kibir abidesi.

Mehtapsız bir gecede, çıplak gözle, dürbünsüz, aysberg tehditlerine aldırmaksızın, koca bir transatlantiğin yolcularını tehlikeye atan Smith gibi tıpkı; deneyimli test pilotu S. Rush ta, üzerinden kabloları sarkan “Titan” denizaltsı ekibinin yaşamıyla zar atmış. 

Dandik aracın tüm teknolojik zaaflarına burada girmeyeceğim. 

İlginç olan okyanusun derinliklerine inerek servetine servet katmak isteyen Rush’un, bu görünür zaaflara rağmen müşteri bulabilmesi. Ve uzayın sınırlarını zorlayan Jeff Bezos, Richard Branson, Elon Musk benzerleriyle aşık atması.

Bu çevrelerle anlaşılan bir kez aşık atmaya başladınız mı, sözünüz senet sayılıyor.

Bunlar, yeni vahşi kapitalizimin simge isimleri. 

Rush’ın biricik hedefi de bu isimlerin arasında yer bulabilmek ve ilerde “Titanik” turizmi ile tanıttığı Ocean Gate markasını, derin deniz madenciliği ile petrol sanayisi kullanımına açmaktı. 

Hikaye elbette sade Titanik romantizmi ile başlayıp bitmiyor. 

Başlıbaşına endüstriye dönüştürülen Titanik burada, 21. yüzyıl kapitalizminin kural tanımayan ufukları için kullanılıyor- ki bu başlıbaşına ayrı bir yazı konusu.  

Yazarın Son Yazıları

Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025