
Prof. Dr. Türkan Saylan’ın öncü bir toplumsal kişilik olarak çok geniş kitlelerce sevilmesi ve saygı görmesi onun ilerici, eşitlikçi, mücadeleci ve paylaşımcı kişilik özelliklerinden ileri gelmektedir. Bu kişilik özelliklerini toplumsal mücadelesinde güçlü şekilde göstermiştir.
Türkan Saylan hocamız akademide asistan iken cüzzam hastalarının diğer hastalarla eşit tedavi koşullarının olmadığını öğrenir ve bu alandaki eşitsizliklerle mücadele etmeye karar verir. Cüzzam hastalığının dokunmakla bulaşmayan, tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, cüzzam hastalarının da eşit tedavi olanaklarından yararlanması gerektiğini ve bu şekilde cüzzamın önlenebileceğini topluma anlatır. Bu toplumsal çabanın sonunda Türkiye’de cüzzam hastalığı yok denecek kadar azaltılır.
ÇAĞDAŞ TOPLUM HEDEFİ
Türkan Saylan’ın Atatürk ilke ve devrimleri ışığında yetişmiş aydınlanmacı ve ilerici toplumsal kimliği onu, 1989 yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) önce kurucusu, sonra da efsane genel başkanı yapar. Türkan Saylan, tüm olumlu ve üstün kişilik özellikleri yanında bir eğitimcidir ve ülkenin geleceğinin eğitimle şekilleneceğini çok iyi bilmektedir. Ulusun tüm bireylerinin laik, bilimsel ve nitelikli eğitimle sosyal devlet güvencesi altında ücretsiz şekilde buluşturulmasının toplumsal ilerlemenin, çağdaşlaşmanın ilk adımı olduğuna inanarak ÇYDD’deki ilerici mücadelesini eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, çağdaş eğitim ile çağdaş toplum hedefine ulaşılması ekseninde yürütür.
Türkan Saylan’ın çok önem verdiği bir diğer mücadele alanı kadın ve erkek eşitliğinin sağlanması, yasalar önünde kadınlara verilen hakların toplumun her kesiminde kabul görmesidir. Kadınların eşit ve özgür bireyler olarak toplumsal yaşamın içinde yer almalarının ilk koşulu da ekonomik özgürlüğe sahip olmalarıdır. Bunun için de kız çocuklarının okutulmasını en kritik mücadele alanı olarak görür ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına ağırlıklı olarak kız çocuklarından başlanmasını savunur, Türkan Saylan, bu hedefe odaklanarak ÇYDD, kurumsal kimliği altında çok büyük işlerin başarılmasını sağlar.
TARİKAT SALDIRILAR, KUMPAS DAVALAR...
Kız çocuklarının okutulması, tarikat ve cemaat okul ve yurtlarının eğitim sisteminde yerinin olmaması, devlet okullarının koşullarının iyileştirilmesi, yüz binden fazla öğrencinin burslarla desteklenmesi FETÖ gibi yapıların elbette işine gelemeyecekti. Bu nedenle ÇYDD ve Türkan Saylan’ın hedef alınması asla şaşırtıcı olmamıştır.
13 Nisan 2009 tarihinde Türkan Saylan’ın evi, ÇYDD genel merkezi ve şubeleri basılarak Türkan Saylan ve ÇYDD’ye, FETÖ kumpası kurulmuştur. Basına yansıyan görüntüler, Türkan Saylan’ın ölümünden sadece 35 gün önce, hasta yatağındayken evi aranmış, ÇYDD yöneticileri gözaltına alınmıştır.
ÇYDD’ye ve Türkan Saylan’a kumpas kuran tarikat yapılanmasının yedi yıl sonra bu kez devleti ele geçirmek için silahlı darbe girişiminde bulunması ile bu yapının gerçek yüzü ortaya çıkmış, Saylan’ın 1999 yılında yaptığı toplumsal uyarıların dikkate alınmaması bu kötü ve acı deneyimi yaşamamıza neden olmuştur. Devlet içinde tarikat yapılanmasının varlığı her dönem toplumsal gelecek için en büyük tehdittir. Türkan Saylan’ın ÇYDD’de yaktığı aydınlanma meşalesini büyütmek ve toplumsal amaçlarını gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Türkan Saylan, yetiştirdiği hekimlerin, iyileştirdiği hastaların, topluma kazandırdığı cüzzamdan etkilenmiş ailelerin, eğitimlerine destek verdiği kız çocuklarının, gençlerin ve biz ÇYDD’lilerin yüreğinde yaşamaya devam ediyor.
AV. SEDAT DURNA
ÇYDD GENEL BAŞKAN YARDIMCISI