Milli Eğitim’in çöküşü
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Milli Eğitim’in çöküşü

06.09.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Atatürk’ün çok önem verdiği, eğitimin birliği ilkesi, yasa yürürlükte olmasına ve bu yasayı uygulamakla yükümlü olan siyasiler ortalıkta dolaşmasına karşın, eylemsel olarak ortadan kaldırıldı. Durumdan rahatsız olan insanlarımız, gelinen noktanın gerçek nedenlerinin; Amerikalıların Türk Milli Eğitimi’ne 70 yıldır “el koymasına” dayandığını göremedi.

 

5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 1970 yılında eğitimle ilgili olarak şunları söylüyordu: “Bugünkü okullarda yetişen gençlere ülke yönetimi teslim edilemez. Biz, laik okullara karşı imam hatip okullarını bir seçenek olarak düşünüyoruz. Devletin kilit mevkilerine yerleştireceğimiz kişileri, bu okullarda yetiştireceğiz”. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, benzer şeyler söylüyordu; “İmam hatip okullarında iyi eğitim veriliyor. O çocuklardan zarar gelmez. Türkiye laikliği dinsizlik olarak anlamış, yanlış tatbikatlar yapmıştır. 1930’lardaki laiklik anlayışını yanlış olarak görüyorum”.
12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Biz dindar ve kindar bir nesil yetiştireceğiz” derken, 1. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk şunları söylüyordu: “Eğitimin amacı yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, ülkede ahlaklı, Cumhuriyetçi, devrimci, atılgan, olumlu, giriştiği işleri başarabilecek yetenekte, dürüst, sorgulayıcı, iradeli, yaşamda karşılaşacağı engelleri yenecek güçte, karakter sahibi genç yetiştirmektir”.

Eğitimde dönetim devri: İkili anlaşma
Türkiye, 27 Aralık 1949 tarihinde ABD ile “Türkiye ve ABD Hükümetleri Arasında Eğitim Komisyonu Kurulması Hakkındaki Anlaşma” adıyla bir ikili anlaşma imzaladı. İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu bir dönemde imzalanan anlaşmanın 1. maddesi şöyleydi; “Türkiye’de, Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu adı altında bir komisyon kurulacaktır. Bu komisyon, niteliği bu anlaşmayla belirlenen ve parası T.C. hükümeti tarafından finanse edilecek olan eğitim programlarının yönetimini kolaylaştıracak ve Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri tarafından tanınacaktır”.
Anlaşma’nın 5. maddesi çok önemliydi çünkü Türk milli eğitimini Amerikalılara teslim ediyordu. Bu madde, eğitim politikalarını belirleme yetkisinde olan ve adına “Türkiye’de Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu” denilen bir kurul oluşturuyordu. 5. madde şöyleydi: “Komisyon, dördü T.C. vatandaşı ve dördü ABD vatandaşı olmak üzere 8 üyeden oluşacaktır. ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyon şefi (ABD büyükelçisi) komisyonun fahri başkanı olacak ve komisyonda oyların eşit olması halinde kararı komisyon başkanı verecektir”.

ABD denetiminde milli eğitim
1949 yılında imzalanan bu “Anlaşma”, Türk milli eğitimini ABD denetimine bırakan süreci başlattı. Yeni dünya düzeni politikalarının, azgelişmiş ülkeler için öngördüğü “dinsel eğitim” ya da “eğitimin dinselleştirilmesi”, bu anlaşmayla geniş bir boyut kazandı. Eğitimin birliği, dinsel eğitimde birliğe kaydı. “Bütün okullar imam hatip olmalıdır” anlayışı yerleşik eğitim politikası haline geldi. İmam hatip mezunları, 2016’da harpokulları yerine kurulan “Milli Savunma Üniversitesi”ne girdiler.
Milli Eğitim Bakanlığı, milli eğitim bakanlarının bile inisiyatifinin olmadığı bir kurum haline geldi. 1949’dan bugüne dek, binlerce Türk, Amerika’ya “eğitilmek–etkilenmek” için gitti, yüzlerce Amerikalı da Türkiye’ye “eğitmek–etkilemek” için geldi. Amerika’ya gönderilen Türklerin hemen tümü Türkiye’ye döndüklerinde üst düzey görevlere getirildi.

Eğitim Bakanlığı’ndaki Amerikalılar
Milli Eğitim Bakanlığı’nda, çalışmalarını “etkin” bir biçimde sürdüren; personel politikalarından ders programlarına, imam hatip okulu açılmasından Yüksek İslam Enstitüleri’nin yaygınlaştırılmasına dek pek çok konuda stratejik kararlar üreten; “Milli Eğitimi Geliştirme” adlı bir uygulama komisyonu daha vardır. 1994 yılında 60 personeli olan bu komisyonda çalışanların üçte ikisi Amerikalıydı.
Komisyonun başında L.Cook adlı bir Amerikalı bulunuyordu. L.Cook’tan ayrı olarak adı Howard Reed, unvanı “Milli Eğitim Bakanlığı Bağımsız Başdanışmanı” olan, bir başka “etkin” Amerikalı daha vardı.

Eksilmeyen ilgi
Amerikalıların Türk Milli Eğitimi’ne 1949’dan beri süregelen ilgisi 70 yıldır hiç eksilmedi. Demokrat Parti, Köy Enstitülerini kapatırken, AKP yatılı bölge okullarını ve askeri liseleri ortadan kaldırdı. İnönü dönemi dahil bugüne dek yönetime gelen bütün partiler ve darbeler dahil sürekli imam hatip okulu açtı. Bugün bu okullarda 1.3 milyon öğrenci okuyor.
“Vakıf üniversitelerinden” yabancı dilde eğitime, ortaöğretimden 4+4’lere dek; yaratılan eğitim kaosunda, paralı duruma getirilen Türk Milli Eğitimi, bugün altından kalkılması güç bir karmaşa içine girmiştir. AKP, yönetime geldiği 2002’den bugüne dek eğitim sistemi, 16. kere değiştirdi. Mayıs 2019’daki son değişiklikle; ders sayısını azalttı, öğrenciye üniversitelerde olduğu gibi ders seçme hakkı getirdi. Matematik dersini seçmeli yaparken zorunlu din dersini artırdı. Öğrenciler, bir şeyler öğretmek için değil adeta öğretmemek için eğitilir duruma getirildi.

Ecevit, Erdoğan ve imam hatipler
İsmet İnönü, imam ve hatip mezunlarının harp okullarına girmesine onay vermedi ama bu işi CHP’deki ardılı Bülent Ecevit yaptı. Ecevit Başbakanlığı döneminde imam hatiplilerin Harpokullarına girmesini sağlayan yasa çıkardı ancak Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk yasayı veto etti.
15 Temmuz darbe girişimini bir fırsat olarak gören Recep Tayyip Erdoğan, imam hatip mezunlarına subaylık yolunu açmakla kalmadı, Harp Akademisini ve askeri liseleri kapattı, harp okullarına giriş puanını düşürdü, imam hatiplilerin gireceği üniversite haline getirdi.

Hedef: Abdülhamit ordusu
İmam hatipliler, 1970’lerde harp okullarına giremediler. Ancak, Ecevit’in çıkardığı yasadan yararlanarak; hukuk ve siyasal başta olmak üzere hemen tüm üniversitelere, özellikle Fethullah Gülen- AKP birlikteliği dönemlerinde, çoğu kez sınav soruları çalınarak kitle halinde girdiler. Hakim, vali ve polis oldular. Harp okullarına, başka bir yoldan, Fethullah’ın okulları kullanılarak alındılar. Türk Oordusu, İnönü’nün yaptırmam dediği, “Abdulhamit ordusu haline” getirildi. Dinci siyaseti orduya sokarak ilerde bitmeyen çekişme ve çatışmaların yolu açılmış oldu. Devlet, Cevdet Sunay’ın söylediği gibi devlet bunlara teslim edildi.
Atatürk’ün çok önem verdiği, eğitimin birliği ilkesi, yasa yürürlükte olmasına ve bu yasayı uygulamakla yükümlü olan siyasiler ortalıkta dolaşmasına karşın, eylemsel olarak ortadan kaldırıldı. Durumdan rahatsız olan insanlarımız, gelinen noktanın gerçek nedenlerinin; Amerikalıların Türk Milli Eğitimi’ne 70 yıldır “el koymasına3 dayandığını göremedi. Dini araç olarak kullanılmasını, partilerin oy kaygısıyla verdikleri ödün sandı.

DİPNOTLAR
1 “İkili Anlaşmaların İç Yüzü” Haydar Tunçkanat, Ekim Yay., sf.44–45–48
2 a.g.e. sf.44-45
3 Mustafa Balbay Cumhuriyet Haziran 1994 ak. Emin Değer “Düşünce Özgürlüğü Çıkmazı” Tekin Yay. 1995, sf.175

METİN AYDOĞAN
Mimar

Yazarın Son Yazıları

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025