Bütün ev eksenli iş yapanlar birleşiyor
Olcay Büyüktaş
Son Köşe Yazıları

Bütün ev eksenli iş yapanlar birleşiyor

30.07.2020 06:20
Güncellenme:
Takip Et:

Danıştay, 10 yıl önce kurulan Ev-Eksen’i sendika olarak tanıdı

Ev eksenli iş yapan kadınlar, 10 yıllık zorlu bir mücadele sonunda sendika çatısı altında örgütlenme hakkını elde etti. Danışay, Ev-Eksen’e sicil numarası verilmesinin ve sendikanın prosedüre uygun üye yapabilmesinin yolunu açtı.

Sendika Başkanı Gülsüm Nazlıoğlu, motor parçalarının birleştirilmesinden tül ve kot temizlemeye, tişörtlere boncuk işlenmesinden erişte kesilmesine pek çok işi yapan çalışanlar adına, Çalışma Bakanlığı’na ‘gereğini yapın’ çağrısında bulundu.

Sendikal örgütlenmenin binbir türlü yöntemle engellendiği ülkede ev eksenli iş yapan kadınlar, 10 yıllık zorlu bir mücadele sonunda sendika çatısı altında örgütlenme hakkını elde etti. 10 Kasım 2009’da kurulan ancak üye kayıt işlemleri için gerekli olan sicil numarasını vermesi için Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı nezdindeki girişimleri sonuçsuz kalan Ev-Eksen’in hukuk mücadelesi yaklaşık 10 yıl sonra kazanımla sonuçlandı. Danıştay, geçen ay verdiği kararla, Ev-Eksen’e sicil numarası verilmesinin ve sendikanın prosedüre uygun üye yapabilmesinin yolunu açtı.

Kararın duyurulmasının ardından konuştuğumuz Ev-Eksen Genel Başkanı Gülsüm Nazlıoğlu’nun verdiği bilgiler çalışma alanı ve kapsamı oldukça geniş olan bu işkolunun, prosedür tamamlandığında çoğunluğu kadın olan binlerce çalışanın hayatında ciddi bir fark yaratacağını ortaya koyuyor. Kendisini öncelikle kurucu üye ve örgütleyici olarak tanımlayan Gülsüm Nazlıoğlu kararın ne anlama geldiğini, “Ev-Eksenli Çalışanlar Sendikası’nın (Ev-Eksen), tanıması, ev-eksenli çalışmanın işkolu statüsünün tanınmasının yolunu açacak” sözleriyle anlatıyor.

Üç istihdam alanı

Ev eksenli çalışmadan üç ayrı istihdamı anlamamız gerektiğini anlatıyor Nazlıoğlu: Fason, sipariş ve kendi hesabına çalışma. Fason çalışma, fabrikalardan, işverenlerden aracılar vasıtasıyla alıp evlerde kot temizleme, pul, boncuk işleme, dantel, motor montajı, baharat sarma, tekstil, sayacılık, elektrik kabloları gibi işlerin yapılması. Sipariş, çevremizden aldığımız dikiş, nakış, dantel, mantı, makarna, sarma, dolma gibi siparişleri yapıp müşteriye teslim ediyoruz.

Kendi hesabına ise dantel, dikiş, nakış ya da çeşitli yiyecekleri yapıp hazırlayıp pazarda satıyoruz. Burada önceden belirlenmiş bir alıcı yok. Kimi zaman genellikle elimizde kalan malzemelerden yaptığımız lif, patik, dantel, şal gibi örnekleri tezgâhlarda sergileyip sipariş almaya çalışmamız, kendi hesabına çalışma gibi görünür, ama değil. Zira bunu yaparak biz yine pazara gelenlerden sipariş alır, onu haftaya yapıp getiririz. Üniversite mezunundan ev kadınına, ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı işler bunlar. Söz konusu çalışmaların ortak noktası ne gelirin ne de işin güvencesinin olması...

Örgütlenme kazandırır

Dağınık olmaları en büyük handikapları ancak on yıllara varan örgütlenme ile bugün Adana’dan Şalıurfa’ya, Malatya’dan Diyarbakır’a yüzlerce üyeye ulaşan sendika, emeğinin karşılığını alamayan üyeleri için destek veriyor.

Muğla’da üçlü kablo yapan ve ücreti ödenmeyen arkadaşları için iş müfettişi, avukat ve görüştükleri işveren, olay mahkemeye taşınmadan çözülüyor. “Meslek hastalıkları en önemli sorunlarımızdan biri” diyen Gülsüm Hanım, “Nerede dokuma yapan, nazarboncuğu boyayan birini görsem tanırım. Çünkü beden bütünlükleri bozulur. Bel fıtığı ve görme sorunları en çok rastlanan meslek hastalıkları” diyor.

Yasalar değişmeli

Gülsüm Nazlıoğlu, söz konusu kararla ülkede çalışma yasalarında bir dizi değişiklik yapılması gerektiğinin altını çizdi. Öncelikle işyeri tanımının değişmesi gerektiğini belirten Nazlıoğlu, sendikalar yasasının ve barajın kalkması gerektiğini hatırlattı. Çünkü tek tek evlerde çalışanların normal işyeri tanımına uyması mümkün değil. Toplu iş sözleşmesi de aynı şekilde. Şimdi acil olarak yapılması gereken tek tek anlaşma, sözleşme yapılmasına olanak tanıyacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi...

Şili de oldu

Öncelik sağlık güvencesi ve emeklilik. Şili’de benzer bir yapılanma var. Sendika kuruluyor. 30 yıllık bir örgüt. Üyelerin emeklilik hakkı elde edilmiş. Bağkur benzeri bir yapı içinde sağlık güvenceleri de var. ILO sözleşmelerine dayanak yapılıyor. İşçi, işveren ve yerel yöneticilerden oluşan bir kurul söz konusu. Ücretlere yılda bir kez artış sağlanıyor. Hindistan’da sokak satıcıları örgütlü, sağlık güvenceleri yerel yönetimlerden sağlanıyor. Güvence çocukları da kapsıyor.

Güvencesizlik en büyük sorun

Domatesler geliyor, salça gidiyor. Oldukça yaygın bir alanda yapılan işlerde işverenin hiçbir gideri, vergi ve prim ödemesi yok. Çalışanın da hiçbir sosyal hakkı ve güvencesi...

Yapılan iş akılalmaz derecede yaygın. Zira büyük fabrikaların, şirketlerin verdiği bilgisayar parçalarının ya da motor parçalarının birleştirilmesinden, kilolarca turşu yapılmasına akla gelebilecek onlarca iş yapılıyor. Tül ya da kot temizlemek, metre başı boyama, otomobil farlarının parçalarının birbirine geçirilmesi, boncuklu tişörtler, yapılan kavanoz salçalar, avize parçalarının birleştirilmesi, perde ucu süslemeleri ya da deriden çanta, sandalet yapılması...

Tüm işler yapılırken işverenin ne kira, ne elektrik, ne su ne de çalışanlar için ödediği vergi ve primler var... Çoğu zaman işverenleri bile tanımıyor işi yapanlar... Aracılar, turşu yapılacak sebzeyi, dantel yapılacak ipliği, erişte kesilecek unu, reçel yapılacak meyveyi getiriyor. Belli bir zaman sonra da salçalar, reçeller, erişteler, mantılar, tişörtler ya da üçlü prizler, yıkanmış kotlar, boyanmış nazar boncukları akla gelebilecek envai çeşit ürün alınıp gidiliyor. Ancak tüm bunları yaparken çalışanların ne kendileri için ne onlara yardım eden ama aslında işin bir tamamlayıcısına dönüşmüş çocuklar ve yakınları için en bir sağlık güvencesi ne bir sosyal hak yok.

Yazarın Son Yazıları

Emekçi refah istiyor

.

Devamını Oku
28.10.2021
Metal işçisi hakkını arıyor

Metal işçisi hakkını arıyor

Devamını Oku
30.09.2021
Türk girişimciye Silikon Vadisi fırsatı

.

Devamını Oku
20.09.2021
Fabrikayı büyüttük, atıldık

Fabrikayı büyüttük, atıldık

Devamını Oku
26.08.2021
Yemek değil hilesepeti!

Yemek değil hilesepeti!

Devamını Oku
19.08.2021
Karper işçisi kararlı

Karper işçisi kararlı

Devamını Oku
12.08.2021
Pandemi sendikayı hatırlattı

Pandemi sendikayı hatırlattı

Devamını Oku
05.08.2021
Rixos işçisi mahsur kaldı

Rixos işçisi mahsur kaldı

Devamını Oku
29.07.2021
Uzel’de ekmek nöbeti

Uzel’de ekmek nöbeti

Devamını Oku
17.09.2020
12 Eylül: Kıdem tazminatına darbe

12 Eylül: Emeğe darbe

Devamını Oku
12.09.2020
Kayıt da yok destek de

Kayıt da yok destek de

Devamını Oku
10.09.2020
Okula değil işe

Yoksulluğa eklenen salgın, yüz binlerce çocuğu tarımda, sanayide ya da sokakta çalışmaya itecek. Uzaktan eğitime erişemeyen çocuklar için ciddi risk var. Küresel olarak 20 yılda 94 milyon düşüş sağlanan çocuk işçiliğinin yeniden artacağı belirtilirken Türkiye’de de yapılan araştırmalar artış olduğunu ortaya koyuyor.

Devamını Oku
03.09.2020
Taşeronda toplu sözleşme zamanı

Taşeronda toplu sözleşme zamanı

Devamını Oku
20.08.2020
Yalnız gençler değil gelecek de risk altında

Yalnız gençler değil gelecek de risk altında

Devamını Oku
13.08.2020
Emekçi patronun insafına bırakılmasın

Emekçi patronun insafına bırakılmasın

Devamını Oku
06.08.2020
Bütün ev eksenli iş yapanlar birleşiyor

Bütün ev eksenli iş yapanlar birleşiyor

Devamını Oku
30.07.2020
THY açlık dayattı küresel sendika uyardı

THY açlık dayattı küresel sendika uyardı

Devamını Oku
23.07.2020
İnci işçileri: Sesimizi duyun

İnci işçileri: Sesimizi duyun

Devamını Oku
16.07.2020
Ucuz gıda arar olduk

Ucuz gıda arar olduk

Devamını Oku
09.07.2020
Gelir düşükse BES ’lenmek zor

Gelir düşükse BES ’lenmek zor

Devamını Oku
14.06.2017
Sabah hüzün öğlen coşku

Sabah hüzün öğlen coşku

Devamını Oku
02.05.2017
BES’te otomatik katılım ve sorular

BES’te otomatik katılım ve sorular

Devamını Oku
04.04.2016
Madiba ile aynı havayı soludum

Madiba ile aynı havayı solumak

Devamını Oku
08.08.2015