Bu nedir diyeceksiniz, yine mi zaman? Evet. 2016 yılında AKP iktidarı birden karar verdi ve ülkeyi coğrafi olarak içinde bulunduğu evrensel saat diliminden 1 saat doğuya kaydırdı.

Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla yaz saati hemen tüm dünyada uygulanıyordu, yani saatler yazın 1saat ileri alınıyor, kışın ise tekrar 1 saat geri alınarak normale dönülüyordu.

UTC’ye göre (Eşgüdümlü Evrensel Zaman, Greenwich, 0 saat) biz artı 2 saat dilimi içindeydik. Yunanistan dahil, Balkanlar ve yukarıya doğru dik çıkın Norveç’e kadar; güneye dik inin Mısır, Suriye, Afrika’nın doğu sahillerindeki ülkeler vb...

AKP iktidarı 2016’da eylülde saati 1 saat geri alacakken almamaya karar verdi ve ülkeyi sadece yaz için uygulanan artı 3 saat diliminde tuttu. Demek ki yedi yıldır, böyle. Bizi 1 saat doğuya kaydırdı. Böylece UTC artı 3 saat dilimine oturduk.

Sözde elektrikten tasarruf amacıyla yapıldı. İktidardan başka ciddi kurumlar ve hesaplar daha çok elektrik harcadığımızı gösterdi.

***

Elektrik tüketiminde diyelim ki bir farklılık olmuyor ama iş hayatı, okul hayatı, sosyal hayat sabahları ülke karanlığa gömüldü. Analar babalar çığlık çığlığa ama iktidar bildiğini okuyup duruyor.

Bu UTC artı 3 dilimini incelerseniz iktidarın dayatma nedenini anlarsınız: Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ile aynı zaman dilimine eklemlendik.

Buna da şükür mü diyelim? Ya UTC artı 4 veya 5 kararı alsalardı Çin, Hindistan ve biraz daha ötede Japonya ile bir olacaktık! Gecelerimiz gündüz, gündüzlerimiz gece!

İktidarın Arap ülkeleri aşkının ceremesini yaşıyoruz veya çekiyoruz.

Bunu aslında zengin Arap ülkelerine, daha doğrusu parasına bir yaranma operasyonu olarak da görebiliriz. O ülkelerin insanları geldiklerinde kendi ülkelerindeki saat diliminde yaşıyorlar.

***

Zengin Arap ülkeleri aşkı GS-FB Süper Kupası’nı Riyad’da oynatma noktasına kadar vardı.

Sanıyor musunuz ki kulüplerin cebine ikişer milyon dolar girsin diye yapıldı bu organizasyon?

İstiklal Marşı ve Türk bayrağına lütfen evet diyebildiler ama kulüplerimizin giyecekleri formaya, Atatürk fotoğraflarına ve “Yurtta sulh cihanda sulh” yazılarına sıra gelince kıyamet kopardılar.

Tabii ki ip koptu.

Suudiler Ata’dan nefret ediyor. “Onlara ne?” demeyin. Arap alfabesi kalktı, üstelik laiklik, kadın hakları ve eşitliği vb. ile Türkiye o coğrafyanın dışına çıktı.

Kralları, prensleri geldiğinde Anıtkabir’e gitmez. RTE ve A. Gül, kralın kaldığı otele gider.

***

Kaşıkçı cinayetinde Saray, olur olmaz, haddini aşan laflar edince Türkiye’den gelen malları bile boykot ettiler, mal bile almamaya başladılar. Ankara papucu pahalı görünce Kaşıkçı cinayeti davasını kapattı ve Suudilere devretti. Böylece edilen büyük lafları yedirmiş oldular.

Sahip oldukları milyar dolarlarla ellerine büyük bir tarihi fırsat geçirdiklerini düşünüyorlar.

Parra parra parraaa... Merkez bankan tam takır kuru bakır ve oradan gelen paralarla ayakta duruyorsa...

Şükür millet ayakta, Ata’sını, ülkesinin gururunu milyarlara yedirmeyen bir millet ve kulüplerimiz var.

***

Yeniden merhaba, 25 günlük bir aradan sonra ve yılın son yazısıyla. Buradan Koç Üniversitesi üroloji servisi lideri Yakup Kordan’a, arkadaşlarına ve harika hemşirelerine çok çok teşekkürlerimle...