Yayıncı kuruluş para kazanacak diye, yarı gölge yarı güneşli sahada başladı maç! Zemin ise berbattı! Futbolcular güneşe karşı bakmak için elini gözlerine siper yapmak zorundaydılar.
Ne gölgede ne güneşte topu göremiyordunuz!
Yan hakemin gözünün içine güneş giriyordu misal. Allah’tan Karabük’ten fazla atak yoktu da, yan hakem “Gördüm mü, görmedim mi, ne oldu la orada acaba?” demedi. E, zaten adamlar yarı görür yarı görmezlerdi (!)
Eskiden “Hakemin gözünü gözlük” derlerdi ya, artık “Hakemin gözünü güneş” derler (!)
Kim bilir, belki de bu yüzden Tosic’in göğsüne çarpan topu görmesi gereken yan hakem değildi de arkasında duran “Pala Hakem Beyciğim” gördüğünü iddia ederek sarı kart verdi.
Aslında Beşiktaş maçlarını sabah 09.00; yok 10.00’da yaptırsalar daha iyiydi. Hem yayıncı kuruluş avantasına avanta katar, hem de kahvaltıda reçel üstüne Talisca seyrederdik! 2 zeytin, bir domates, bir yudum çay, azıcık da beyaz peynir! Vay anasına, ne maç olurdu...
Beşiktaş’ın ilk 11’inde Negredo ve Lens sürprizi vardı. Necip sürpriz değildi. Beck gitmişti, Gökhan sakattı. E, adamlar da zorunlu sağ bek Necip’i görmüştü. Top ona geldi mi 2 ya da 3 kişi basıyordu. Beşiktaş ilk yarı, gol pozisyonlarını bozuk para gibi harcadı! İlk yarı Negredo ve Lens’in patlama yapma ihtimali, Etna’nın patlaması ihtimalinden daha düşüktü. Bir iki güzel hareketleri vardı o kadar. Tam ‘Oğuzhan oyunda yok’ diye yazacağım sırada, penaltı kaçırdı Oğuzhan. Aynı anda da Lens’in yerine Quaresma girdi. Tosic kırmızı görünce de, ilk yarı kaçan fırsatlar derin “Ahlara” bıraktı.
Sahada ‘yok olan’ Oğuzhan bir hareket yaptı o da Babel’le gol oldu. Büyük oyuncu olmak böyle bir şey, tek hareket yaparsın oyunun akışını değiştirirsin.
Beşiktaş sanki bir nevi “Harlem Takımı”! Oyun bozulmadığı anlarda öyle oynuyorlar, ama sonuca gitmede “Zayıf”lar! Oysa taraftar, Beşiktaş’ın “Harlem Takımı” gibi gösteri yapmasını istemiyor. Gol atıp sonuca gitmesini istiyor. Maçın son 10 dakikası itibarıyla, Karabük’ün “yetenekleri” yerine başka bir takım olsa Beşiktaş bu sahadan inanın mağlup ayrılırdı. Benden söylemesi! Oyuna giremeyenler açısından da inşallah Beşiktaş’ta “Küskünler Ordusu” oluşmaz!
Beşiktaş ‘Harlem’ takımı değildir
Yazarın Son Yazıları
Mahallenin ‘Ağır Abi’sinden herkes çekinir! Ama bir kez “düşmeye” görsün delikanlı! Apartta bekleyenlerin “hedefi” olur.
Sergen mi Rafa Silva mı?
Sahada takımın başında Sergen yoktu.
Dünya ve Beşiktaş’ın yıldızı Ouaresma da stattaydı.
'Beşiktaş’ın formalite maçı'
Tanrılar cezalandıracağı kişinin önce aklını alır
Bir defa sınırı aşan için artık sınır yoktur. (*)
Ben aslında size Adanalı Montella’yı anlatacaktım.
Hayalgücüspor
‘Satarım Sattırmam’
VAR ya da HAM
Kiziroğlu Beşiktaş Bey
Ciddiye alacaksın yaşamayı..
Kaldı 7
Mürettebat ne yapsın
Adalet ve sosyalizm
Bu maçın ana fikri
Sadece bir adam
Prometheus gib
Bir Karşıyaka masalı
Beşiktaş bildiğiniz gibi
Ahlaklı hovarda
Top böyle oynanır
Dalga bile yoktu
Öyle bir havada geldi ki
Bir İzmir masalı...
Pişman ölmek
Beşiktaş’ı vurdular!
Ülkenin fotokopisi gibi
Çoğalıyor bu adamlar
Beşiktaş demek
Beşiktaş ‘Harlem’ takımı değildir
Solculuk hastalığı
Devekuşları bile gülerdi
Bugünler de geçer
Şampiyonluk da önemli
Sonra, sen kazanırsın
Gazetecilere selam olsun
Son saniye yıkıldı
Tam unuttu derken