Fernandao ahlâk dışı hareketini ‘Pazar’ günü yaptı. ‘Salı’ disipline sevk ettiler. ‘Çarşamba’ 2 maç ceza açıklandı.
‘Perşembe’ 1 maça indirdiler. Normalde olması gereken ise “Salı” disipline sevk “Perşembe” ceza açıklamasıdır.
Hafta sonu maç var tabii…
Niye bu kadar acele ettiklerinin anlaşılmadığını sanıp, insanları “saf” yerine koyuyorlar!
Caner için “kanun” çıkart, hukuku geriye çalıştır, ayağına basılan, haksız kart gören Talisca’yı affetme, ahlâsız hareket yapan Fernandao’yu affet!
Sonuç belli ise şimdiden kupasını verin bari de milyonların hayali ile oynamayın!
Haksız cezası biten Talisca takıma dönerken, Babel ve Quaresma’yı dinlendirmeyi seçti Şenol Hoca.
Gökhan hatalar zincirinde, Lens de sanki rakip takımın oyuncusu gibi oynayınca Beşiktaş’ın sağ kanadı Fenerbahçe için koridor oldu!
Hele Lens üçe bir yakaladıkları pozisyonda pas vermeyip şut da atamayınca, Fenerbahçe dönen topu gole çevirdi. 10 kişi kalan Fenerbahçe devreyi 2-1 önde kapattı.
İkinci yarı beklendiği gibi Babel ve Quaresma girdi. Oysa ilk onbir böyle olmalıydı. Fenerbahçe ile oynuyorsun maceraya ne lüzum vardı!
Hatanın büyüğü buydu!
Geçen Fenerbahçe maçının kahramanı Quaresma direkt kırmızı kart gördü. Oysa hareketi yapan Fenerbahçeliydi.
Kalesini terkedip olaya müdahale eden Volkan’ın da ikinci sarıdan atılması gerekirdi oysa. Kurallar böyle diyordu. Ama hakem öyle demedi!
Fenerbahçe’nin de penaltısı verilmedi bu arada. Gökhan’ın ceza sahası içinde yaptığı hareketin cezası oydu aslında. Volkan’a ikinci kart veremeyen hakem, kendi üzerine yüründüğünü görünce kırmızıyı verdi.
Talisca’nın kafası Hasan Ali’ye çarpınca Beşiktaş’ın beraberlik golü de geldi.
10. dakikalık uzatma sürpriz değildi.
Bakın, “İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.” diyor ya Gabriel Garcia Marouez.
Futbolda da bir takımın ardında “yenilgiler”, “beraberlikler”, “galibiyetler” vardır.
Ana fikri bu oldu maçın!
