“Hayır”cıların açıklamaları; AKP’nin, MHP’nin desteğini alarak halkoylamasına sunduğu anayasa önerisi ile canının istediğini yapma uygulamasını yasallaştırmak ve uyguladığı yasadışı ilişkileri de sürekli aklamak niyetini ortaya koyuyor.
Evet’i savunmak durumunda olanlar ise zorlandıklarından olsa gerek, değişen maddeleri çarpıtarak anlatmaktan, sanki 16 Nisan’da seçim yapılacakmış gibi geleneksel vaatlerini yinelemekten öte bir uygulamada bulunamıyorlar.
Eleştirinin, suçlamaya ve hakarete varan düzeysizliğine tanıklık etmek 1957’den bu yana seçim ve halkoylaması izlemekte olan beni tedirgin ediyor.

***

Daha önce de yazdım ama yinelemek istiyorum. 2019’daki seçimle gelecek başkanın elini güçlendirecek maddeler arasında anayasaya eklenmek istenen 21 sayılı geçici maddenin “f” bendi de var.
“F) Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler, (OHAL kararnameleri dahil, OHAL kalksa bile kararnameleri yürürlükte kalacak. O. E.) tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür. Yürürlükte bulunan kararnameler hakkında 152’nci ve 153’üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.”
Bendin son bölümünün bir işe yarayacağı kuşkulu. Anayasa Mahkemesi, olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri ile sınırlanan yetkisini kullanacak olsa bile, kararı geriye işlemeyeceğinden atı alan AKP iktidarı Üsküdar’ı geçmiş olacak.

***

F bendi, olağanüstü hal uygulamasının 2019’da yapılacak seçimlere kadar süreceğini gösteriyor. Sonrası ise “Evet” çıkarsa seçilecek başkanın tercihine bağlı.
Olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri, TBMM’den geçmediği için yasalaşmadığından Anayasa Mahkemesi’nin görev alanı dışında kalacak.
Tersini düşünmek, yargıda, mülkiyet hakkında, hak arama hürriyetinde, çalışma ve sözleşme hürriyetinde, sosyal güvenlik hakkında, toplantı hak ve hürriyetlerinde yapılmış olan hukuk dışı uygulamaların hesabının sorulacağı bir sürece girilmiş olması anlamına gelecektir.
AKP’nin buna “evet” demesi de çok uzak bir olasılıktır.
“Hayır”, olağanüstü hal uygulamasının sürekliliğini önlemek için de zorunludur.