Âdem ile Havva yazısı - 2
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Âdem ile Havva yazısı - 2

30.01.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Adbilim (onomastik, isimbilim) halkların, ulusların kültür ve geleneklerinin derinliklerine ulaşmak için bir dalgıç gibidir. Yahya’nın karşılığı Yuhanna, Jean ve John’dur. Yunus, Jonas’tır. Zachari, Zakarya ve Zekeriya’dır. Bu benzerlikler bazı halkların aynı dinsel ve etnik çevrim içinde bulunduklarını gösterir. 

ÂDEM: Hitit ve Lübnan Tanrısı Adama ya da Adamo. Ama asıl kaynak Sümer mitolojisidir.

“Ti” Sümercede hem “yaşatmak” hem de “kaburga kemiği” anlamına gelir. Ninti adı ise “yaşatan kadın” ve “kaburga kemiğinin kadını” anlamına gelir. Ninhursag tarafından Enki’nin vücudunu iyileştirmek için yaratılan sekiz tanrıçadan biridir. Enki yasak çiçeklerden yemiş ve bu sebeple Ninhursag tarafından lanetlenmişti. Ninhursag onu iyileştirmek için diğer tanrılar tarafından ikna edilir. Bu hikâye daha sonra Tevrat’ın Tekvin (yaratılış) bölümünde anlatılan Âdem ile Havva’nın yaratılış hikâyesinin kaynağı olmuştur.

HAVVA / PUDU HEPA / DUDU HEPA / DUDU HAPPA: “Yerel isimlerde devam eden bir kültür vardır. Ait olunan tarihsel kök kültürler isimlerde taşınır.”(*)

Mitoloji sözlüğünde Hepatut’un eski Grek kültürüne Hebe olarak geçtiğini ve Batı’da Eve’e dönüştüğünü yazıyor. Bilindiği gibi Fransızca ve İngilizcede Eve, Havva anlamına gelmektedir. Havva adı geçmişte yaygın bir kadın adıydı. Bizim ailenin ana tarafında Hapa adı vardır.  Başka yerde Hapa adını hiç duymadım.

Zaman içinde Pudu Hepa ismi dil ve fonetik özellikler ile önce ayrılmış, sonrasında ise biraz daha farklılaşmış, Dudu ve Happa şeklini almış. 

İsim köklerinin mistik yanı ise mitolojiye dayanmaktadır.      

Büyük güneş tanrıçası Arinna’nın adı Hitit yazıtlarında Hepa, Hepat ya da Hepatu olarak geçer. “Hepa” ile başlayan bu üç ad, Hebe olarak Yunanlaşmıştır. Tevrat’ta Hepa, ilk insan olan Âdem’in karısı Havva olmuştur. 

Dudu ve Happa isimleri az önce tarif ettiğimiz coğrafyada kadın ismi olarak kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminde bu isimler pek kullanılmaz olmuştur. Ancak Dudu (halamın adı) ve Happa (annemin dayı kızı, Deli Hapa) isimleri Pudu Hepa isimli Hitit kraliçesinin adından gelmektedir. 

Deli Hapa, Mersin’de, 1500 metre yükseklikte, Toros Dağları’nda, Demirışık köyünde yaşayan, annemin dayısı Çerkez Mahmut’un kızıydı. Püfür püfür cüvere (sigara) içtiği ve dobra konuştuğu için “Deli” lakabıyla anılırdı. Adının neden Hapa olduğunu, Demirışık ve Arslanköy’ün halkının Hitit kökenli olduklarını hep düşünmüşümdür. Arslanköy’ün eski adı Efrenk’tir. (Vikipedi’de Efrenk için “Yuvaklama, taş bir silindirin damdaki toprak üzerinde yuvarlandırılarak toprağın sıkıştırılmasıdır” diye yazıyor ama anlamının daha başka bir şey olduğunu düşünüyorum.) Toros Dağları’nın insanları beyaz tenlidir, seyil (sahil) insanlarına pek benzemezler.

Soru şu: Hitit tanrıçası Hepatut tektanrılı dinlerin kutsal kitaplarında neden Havva Ana’ya dönüşmüştür? Hitit ve Lübnan tanrısı Adama (Adam) aynı metinlere nasıl oluyor da Âdem (Adam) olarak giriyor ve birlikte insanlığın atası oluyorlar? Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları biraz mitoloji ile Jean Bottéro’nun kitaplarını okumalıdır. Acaba imam hatip okullarında ve ilahiyat fakültelerinde başta Mezopotamya mitolojisi olmak üzere Doğu ve Batı mitolojilerini okuyorlar mı?  

***

Şimdi İş Bankası Kültür Yayınları’nın sürdürdüğü “...En Güzel Tarihi” dizisinin ilk kitabı olan Dünyanın En Güzel Öyküsü’nü (Tarihi’ni) Telos Yayınları’nı yönettiğim sırada 1996 yılında yayımlamıştım. İnsanın kökeni üzerine Hubert Reeves, Joël de Rosnay, Yves Coppens ve Dominique Simonnet adlı bilimcilerin ortaklaşa kotardığı müthiş bir kitaptır. Bu kitabın “Havva ve Elma” bölümünden (s. 145-146) birkaç satır aktarıyorum:

- Âdem’le Havva’yı öykümüzün içinde nereye yerleştirirdiniz?

- Bana göre onlar 3 milyon yıl önce, Doğu Afrika’nın hoş kokulu savanlarında, sözünü ettiğimiz fay hattının yanında yaşamakta olan Homo habilis’ler olurdu. Bu bölge, insan konuşup avlanmaya başladığı sıralarda gerçek bir cennet görünümünde olmalıydı.

- Yılanlar ve elmalarla birlikte?..

- Evet, “dum” elmaları, yani palmiyelerin meyveleri. Yılanlara gelince, eh, o bakımdan da eksik var sayılmaz... Ama kutsal kitabı bilimle çakıştırmaya çalışmayalım boşuna; bunun anlamı yok... 

Ama bu olaydan çıkarılması gereken önemli bir insanlık dersi var: Âdem babamız, şeytana kanıp kendisine elma yediren Havva anamıza karşı “maçoluk” yapmayarak kadına saygılı zarif bir erkek olduğunu kanıtlamıştır!


(*) Ertuğrul Çay (İnternet)

Yazarın Son Yazıları

Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025